17 Kasım 1968. O Pazar Milliyet gazetesinin okurları gazeteleriyle birlikte ücretsiz olarak aldıkları hafta sonu ilavesinin üçüncü sayfasında yukarıdaki başlığı taşıyan bir haber-makale ile karşılaştılar. Ünlü yıldız Alain Delon birbiriyle bağlantılı olduğu düşünülen üç kanlı cinayetle ilintilendiriliyordu. Üstelik bu cinayetlerin ardında ucu eroin ticaretinden ünlü gangsterlere, şantajdan politik entrikaya kadar pek çok yasadışı konuya uzanan olası senaryolar vardı. İsterseniz en baştan başlayalım…
“Ünlü bir gangster.”
“Öldürmeyi sevdiği için adam öldüren bir genç, bir sadist ve bir seks manyağı!”
“Eğer öldürülürsem, bil ki bu yüzde yüz Alain Delon ve onun hamisi François Marcantoni’nin yüzünden.”
“Stevan palavracının tekiydi. Bir gün Alain gibi şöhrete ulaşacağı inancındaydı. Onun hiçbir zaman beyaz zehir dünyasından söz ettiğini duymadım. Alain’i felakete sürüklemek istediği apaçık ortada, ancak neden böyle davrandığını anlayamıyorum. Alain’i fakir ve mutsuz olduğu günlerde tanımıştım. Bugün ünlü ve zengin. Ama mütevazılığından ve iyiliğinden hiçbir şey kaybetmedi.”
“Stevan, Miloş cinayeti hakkında çok şey bildiği için öldürüldü. İkisini de aynı kişiler öldürdü.”