KIRLANGIÇ..............Aylardan yaz ayı, günlerden pazartesi. Kırlangıcın biri bir adama aşık olmuş. Adeamın penceresine konup şöyle demiş. Ben seni çok seviyorum lütfen beni içeri alda birlikte yaşayalım. Adam cevap vermiş: Olmaz öyle şey. Sen bir kuşsun. Bir kuş, bir adama aşık olurmu?
Kırlangıç bir süre sonra tekrar gelmiş: Lütfen beni içeri al. Birlikte yaşarız. Hem ben sana dost olurum. Hiç canın sıkılmaz. Birlikte yaşar gideriz. Adam yine "olmaz, git başımdan" diye cevap vermiş.
Zaman geçmiş. Sonbahar yaklaşmış. Kırlangıç üçüncü ve son defa penceresinin önüne konup adama şöyle demiş: Lütfen beni içeri al. Artık soğuklarda başladı Dışarıda kalamam. Biliyorsun ben sadece sıcak yerlerde yaşayabilirim. Beni içeri almazsan başka yerlere gitmek zorunda kalırım. Lütfen beni içeri alda burada kalayım. Hem sende benim gibi yalnızsın. adamsa "derhal git başımdan. Ben yalnız kalabilirim" demiş ve kuşu kovmuş. Adam kırlangıç çok uzaklara gittikten sonra düşünmüş. Ben ne aptal, ne kafasız insanım. Niye kırlangıçla yaşamayı kabul etmedim? Ne güzel olurdu yalnızlığıma ortak olurdu.
Adam pişman olmuş ama iş işten geçmiş. Kendi kendine "Nasılsa sıcaklar başlayınca kırlangıcım yine gelir. Bende onu içeri alırım. Birlikte mutlu bir hayat süreriz" demiş. Ve penceresini sonuna kadar açıp beklemeye başlamış. Yaz gelince kırlangıçlarda dönmeye başlamış. Ama onun kırlangıcı gelmemiş.Yazın sonuna kadar penceresini hiç kapatmadan beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş.
Diğer kırlangıçlara sormuş ama hiç biri cevap vermemiş. Sonra bir bilge kişiye danışmak ve ondan bilgi almak için yanına gitmiş. Olayı anlatmış ve bilge kişi cevap vermiş: Kırlangıçların ömrü altı aydır.
Şimdi düşünün: Bugüne kadar kaç kırlangıç kovdunuz pencerenizden?