Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #1907
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uzaklardan bir yerlerden büyüdüğü kente gelen yaşlı adam, bastonuna dayanıp yanındakilere” hani bir bahçe vardı. İçinden ince bir ırmak akardı. Ben o bahçede bülbül seslerini dinlerdim. Çınar-kavak ağaçlarının kokusunu unutamam. O bahçede renk renk güller, çiçekler açardı. Aşk türküleri mırıldanıp o bahçede gezerdim. Beni o bahçeye götürün” dedi.
Yanındakiler bakıştılar.
Boyunlarını büküp, yaşlı adama yanıt verdiler:
“O bahçenin içindeyiz. Tam burası.”
Yaşlı adam çevresine baktı. Altı-yedi katlı apartmanların arasındaydı. Balkonlara ipler çekip, çamaşırlar asmışlardı. Çocuklar apartmanların arasındaki tozlu yerde bağırışarak top oynuyorlardı.
Dar kaldırımlar araba dolu, kapıların önünde naylon leğenler, eski ayakkabılar.
Hava da pis bir koku var.
O bahçe burasıydı.
Yaşlı adam çevresine hüzünle baktı, yanaklarındaki yaşları eli ile silerek “Beni götürün” dedi.

Çevre günlerini salonlarda kutlayanlar niçin kaldırıp başınızı bakmıyorsunuz.
Ormanları yaktılar.
Ne ırmaklar artık yeşil, ne deniz mavi.
Sulak alanları kuruttular, çulluklar gelmiyor. Yeşil tarlalara fabrikalar kurdular .Birer cennet köşesini andıran koylardaki ağaçları kesip kooperatif evleri ile doldurdular.
Son vaşağı da avcılar vurdu.
Beton salonlarda konuşa konuşa neyi çözeceksiniz?...
Başınızı kaldırıp bakın.
Ne Marmaris in tablo tablo ormanları var, ne Toros Dağları nın yaban keçileri, ne Ege nin zeytinlikleri, ne Marmara nın mavisi kaldı, ne ırmakların yeşili, ne Bursa nın şeftali bahçesi…
Köylüler önümüzdeki günlerde anızları yine yakmaya başlayacaklar. Trol gemileri balık yuvalarını yok ettiler-edecekler.
Göçmen kuşlar gelemdi.
Ve mevsimler değişiverdi. Yamaçlardan çamurlu sesler geliyor. Çocuklar astım hastası.
Baharlar, yazlar, kışlar yok oldu.
İstanbul’un boğaza nazır tepelerini tıraşlayıp milyarlık villalarla süsleyen seçkin müteahhitlerimiz ne yaptıklarının farkında değillerdir umarım. Çünkü, tüm bunları farkında olmadan yapıyorlarsa hepimize çok yazık. Devamı ne olacak düşünmek bile istemiyorum.
Bir gün çevrenize bakıp ”Beni götürün “dediğinizde, gidecek yeriniz olmayacak.
Başınızı kaldırıp bakın.
Neyi kutluyorsunuz.
Doğa kendisiyle dalga geçilemeyeceğini zamanı geldiğinde tüm bu yapılanlara ağır bir karşılık vererek tekrar öğretecektir….