* düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya: akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar.
* ev alma, komşu al: komşuluk ilişkileri, iyi bir komşuya sahip olma çok çok önemlidir.
* gülme komşuna, gelir başına: birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.
* hayır dile komşuna, hayır gele başına: sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
* komşu boncuğunu çalan gece takınır: hırsızlık malı, sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.
* komşu ekmeği komşuya borçtur: komşunuz size bir ikramda bulunur, bir şey armağan ederse siz de ona ikramda bulunmalı, armağan vermelisiniz.
* komşu hakkı, Tanrı hakkı gibidir: komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrı’nın kul üzerindeki hakkı kadar kutsaldır.
* komşu iti komşuya ürümez: komşudaki uygunsuz kişi, başkalarını incitse de komşusunu rahatsız etmez.
* komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmek gibidir: komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar.
* komşu komşunun külüne (tütününe) muhtaçtır: komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.
* komşuda pişer, bize de düşer: insanların, çevresindekilerin kazancından yararlanma umudunu anlatan bir söz.
* komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın: başkasının daha iyi durumda olmasını iste ki Tanrı da seni ondursun.
* komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür (karısı kız görünür): başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.
* kötü komşu insanı hacet sahibi eder: kötü komşu kendisinden emanet olarak istenen şeyi vermez, emanet isteyen de gidip o şeyden satın alır.
* kurda konuk (komşu) giden, köpeğini yanında götürür: saldırgan biriyle karşılaşacak olan kişi, kendisini koruyacak önlemler almalıdır.
* kurt komşusunu yemez: bir kişi ne kadar kötü niyetli de olsa yakınlarına dokunmaz.
* sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı: insan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır.
* yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir): ilgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.
* yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat: komşun kötü ise başka bir yere göç, eşin geçimsizse ayrıl, atın azgınsa sat, kurtul.
DEYİMLER
* (bir yeri) komşu kapısı yapmak: Sık gidilen yer hâline getirmek.
* (bir yeri) komşu kapısına çevirmek: yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.
* kapı komşusu yapmak (etmek): bir yere sık gidip gelmek.