Hırka-i Saadet
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hırkası. En son hırkası olup vefatından sonra üzerinden çıkarılan hırka olduğu rivayeti yaygındır. Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır'ın fethedilmesiyle birlikte diğer kutsal emanetlerle birlikte Osmanlılara geçmiştir. İstanbul'a getirilen bu emanetler Topkapı Sarayı'nda özel bir dairede muhafaza altına alınmıştır. Burada söz konusu olan Hırka-i Saadet'in, peygamberimizin sağlığında kendisiyle ilgili olarak yazdığı bir kasideden dolayı şair Kâab İbn-i Züheyr'e verdiği hırka olduğu da söylenmektedir.
Hırka-i Saadet'in daha önceden korunduğu iç mahfaza.
(Sultan 3. Murad tarafından yaptırılmıştır.)
Emânât-ı Mübâreke, Osmanlı Sarayı'nda devamlı imtiyazlı bir mevkide bulunduruldu. Hepsi kıymetli kumaşlardan som sırma işlemeli bohçalara sarılıp altından, gümüşten, sedef kakmalı ahşaptan sandıklara konulurdu. Sandıklar padişahın mührüyle mühürlenir, altın/gümüş anahtarları padişah namına silahdar ağada bulunurdu. Padişahlar Rida-i Cenab-ı Peygamberî'nin (Hırka-i Saadet'in) muhafızı olmakla iftihar ederler, gece gündüz tazim ve hürmette kusur etmezlerdi. Sarayda yanıbaşlarında bulundurdukları gibi gittikleri seferlere de beraber götürürlerdi. Her yıl Ramazan ayının on beşinde gerçekleştirilen Hırka-i Saadet ziyareti Osmanlı protokolünün en önemli törenlerindendi.