Beylerbeyi kimdir? Görev ve yetkileri nelerdir?
Eyâletlere veya sancaklara gönderilen yeni beylerbeyleri1 veya sancakbeyleri tayin beratları paşa sancağı kadısı tarafından şer'iyye siciline kavdedildikden ve halkın önünde okutulmasından sonra göreve başlarlar. Sadrazam'm bütün ülke üzerinde Padişahın vekili olarak nasıl mutlak yetkisi varsa, beylerbeyileri de kendi eyâletlerinde tıpkı Sadrâzam gibi saltanatın vekilleridir.
Rumeli'de sefere çıkılmışsa Padişahın sağında eyâlet askerleriyle Rumeli beylerbeyi, solunda ise Anadolu beylerbeyi yer alırdı. Anadolu seferlerinde bunun tersi olurdu.
Eyâletin özelliğine göre sayıları bazen 3-4 bini bulan Sarıca, Sekban, Levend, Tüfekçi, Deli denilen milis ve başıbozuk birlikleri gibi kolluk kuvvetleri bulunurdu. Bunların giderleri ve maaşları, paşa sancağı ile öteki sancaklardan ayrılan haslar, tekâlif-i örfiye türünden vergi gelirleriyle karşılanırdı. Yönetimine getirildiği eyâletin paşa sancağına kendi özel kolluk kuv¬vetleriyle gelen beylerbeyleri, başka bir yere gönderildiğinde de bütün hizmetlilerini yanında götürürdü.
On altıncı yüzyılda çıkarılan bir kanunnâme ile Osmanlı devletinde o sıralarda sayıları kırk civarında olan "beylerbeyi"ler, vezir rütbesinin bir alt sırasında pâye aldılar. Vezirin üç tuğuna karşılık beylerbeyinin iki tuğu vardı. Beylerbeyleri Saray mensupları, yeniçeri ağalan ve sancak beyleri arasından seçilirlerdi.
Beylerbeyiler eyâlet içinde istedikleri tayinleri yaparlar ve devlet işlerini görürler, dava dinlerlerdi. Eyâlet'de cereyan eden iyi ve kötü herşey kendilerinden sorulurdu. Eyâletleri dahilinde bütün ümerâ, kadılar ve hükümet memurları onun emrine ita¬atle yükümlüdür.
Beylerbeyleri önceleri, tımar ve zeamet dağıtmak konusunda tam yetkiliyken On altıncı yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra an¬cak çok küçük tımarları verebilme hakkına sahip oldular.
Merkezden çıkan hükümlerde beylerbeyilerin üzerine ve¬zirlerden başka kimsenin adı yazılmazdı. Rumeli beylerbeyi¬nin diğer beylerbeyilerden farkı, hükümlerde adının önüne Paşa ve dâme maalihû2 unvan ve dualarının konulmasıydı.
Aynı zamanda vezir olan beylerbeyi civar eyâletlerin bev- lerbeyilerine de hüküm gönderebilirdi.3 Atandığı eyâlete gi¬derken ya da görevden alındığında merkeze dönerken yollar¬da vezir olarak davaları dinler ve üzerine düşen görevi yapardı. Ancak beylerbeyi "vezir" rütbesinde olan eyâletlerden geçerken dava dinlemezdi.4
Görevden alman beylerbeyi vezir rütbesinde değilse, hükümetten de ayrılmış sayılırdı. Bununla beraber isterlerse Dî- vân'da bulunmak yetkileri vardı.5
Beylerbeyilerin Dîvân-ı Hümâyûn'a geldikleri zaman vüzerâ- vı izam gibi mücevveze ve kumaş üst ve lokmalı kumaş iç kaf¬tanı giyerler, ağır raht, ağır abayî ve çifte gümüş zincirle müzeyyen ata binerlerdi.
Eyâletin tımarlı sipahi ordusundan mülkî ve askeri yönetici olan beylerbeyi sorumludur.6 Ama eyâlet yeniçerilerinin ağala¬rı da beylerbeyinden bağımsızdılar. Beylerbeyi kapı halkını ken¬di oluşturur, tayin edildiğinde onları da getirir. Beylerbeyleri Pa¬dişahın iktidarının temsilcisi olarak merkezin emirlerini, kadıla¬rın kararlarını uygulardı. Eyâletlerin bağımsızlığa özenmelerini engellemek için beylerbeylerinin sık sık yerleri değiştirilmekteydi.
Evâlet'in idârî bölümlenmesi sancaklara, sancaklar da ka¬zalara ayrılmıştır. Beylerbeyleri de vezirler gibi "paşa" unva¬nını aldıklarından idaresinden sorumlu oldukları sancağa "paşa sancağı" deniyordu. Yönetimin en küçük birimi ve temel modülü ise kadı ile subaşmın yönetiminde olan "kaza"dır. Ka¬dılar ve mal defterdarları kararlarında bağımsız olup doğru¬dan merkeze bağlıydılar.
Eyâletlerin yönetimi, önceleri Mısır dışında iki tuğlu paşalara (beylerbeyi) verilirken' daha sonra Budin, Yemen, Bağdat'a vezir rütbesi ile valiler atandı. Diğer taraftan Kubbealtı'nda vezir sayısının artmasıyla artık diğer eyâletlere de vezir pâyesinde beylerbeyleri atanmağa başladı.
Beylerbeylerinin en az 400 000 akçe gelir getiren çeşitli de¬ğerde dirlikleri olurdu.
1.Kaptan Paşa Eyâleti'nnı Kanutnıâme'sine göre beylerbeyi, kaptan-ı derva'dır.
2."Allah yüceliğini devanı ettirsin" anlamındadır.
3.Beylerbeyinin vezareti var ise velâyet-i amme'si emîr-ül-ünıera'dan ziyâdedir. Kendinin eyâleti etralmda olan beylerbeyiler dahi ana müracaat edip fermanına inkıvat gösterirler. Tevki’i. Abdurrahman Paşa Kanunnâmesi.
4.Vezaretle olan beylerbeyiler eyâletlerinden mazul olsa Asitane've ge- lincivedek dava dinleyip lıükm-i vezareti icra eder, mansıplarına azi¬metlerinde de kanun budur. Meğer kendi gibi bir vezirin evâletine uğrava, ol zaman ana havale eder.
5.Bir maslahat ıçnı ma/ul beylerbeyiler girse veva mazul bey girse ntazul beylerbeyiler yüzer a altına nişancı altına ve mazul beyler def¬terdarlar altına otururlar. Fatih Kanunnâmesi.
6.Cezavir, Tunus ve Trablusgarp eyâletleri verli "dayı'Tar tarafından yönetilmekteydiler.
7.Kanuni Sultan Süleyman döneminin sonuna kadar.
kaynak: 99 soruda Osmanlı