Devşirme sistemi nedir? Nasıl uygulanmıştır?
Yeniçeri Ağası'nm yaptığı ihtiyaç talebi üzerine 3 ya da 5 yıl, hatta hazan 8-20 yıl aralıklarla hristiyan reâyânm çocukları "Devşirme usûlü" denilen yöntemle yerleşik hane sayısının 1/40 oranında olmak üzere ve Acemi Ocağı'nda eğitilmek için devletçe toplanırdı.
"Devşirme Oğlan" toplanması hakkında ferman çıkarılınca, bu işle görevlendirilen Devşirme Emini ile Devşirme Katibi, Yeniçeri Ağası'nm bir mektubu ile birlikte, başlıca devşir¬me bölgeleri olan Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Sırbistan, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Hırvatistan'a giderlerdi. Önce sancakbeyi, kadılar ve tımarlı sipahilerin yardımıyla ve köy pa¬pazının eşliğinde, Hıristiyan ahalinin kilise vaftiz defterinden kimliklerini saptanırdı. Sonra 14-18 yaşlan arasındaki sağlam vücutlu erkek çocukları arasından soyluları ve özellikle de papaz oğullarını seçerlerdi. Çocukların orta boylu olmasına dik¬kat edilirdi. Çok uzun ya da çok kısa boylular, tek çocuklar, sı-ğırtmaçlar, zanaat sahipleri, kel, topal, dilsiz, doğuştan sünnetli olanlar, evliler, Yahudiler, Trabzon Rumları, Rus, Çingene, Gürcü, Kürt, Arap ve Acemler, Türkçe bilenler, İstanbul'a gelip gidenler alınmazlardı.
Devşirilen çocuklara ait kimlik özellikleri "eşkal defteri"ne yazılırdı. Yol ve giyim masraflarını karşılamak için de devşirilen çocuk başma 600 akçeye kadar hil'at-baha (kul akçesi) adıyla bir vergi alınırdı. Sırtlarına kızıl aba, başlarına sivri külah giydiril¬miş devşirme çocuklar, "sürü" denen 100-200 kişilik gruplar halinde "sürücü'Tere teslim edilerek İstanbul'a gönderilirdi.
Acemi oğlanı devşirmeye giden memurlara "turnacıbaşılar" denilirdi. Aslında turnacıbaşı Saray'da beslenilen turna kuş ları'ndan sorumludur. Halk edebiyatı ve halk şarkılarında "ayrılık" motifini vurgulayan "turna sürüleri"ni anımsattıklarından ötürü devşirilecek çocukları Saray'a ve Acemi Oğlanlar kışlasına getirme vazifesi de "turnacıbaşı"lara verilmişti.
Çocuklar İstanbul'da tekrar kontrolden geçirilirler, ardından sünnet edilirlerdi. Bir kısmı Enderun Mektebi'nde yüksek düzeyde idareci yetiştirilmek üzere Galata Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, Edirne Sarayı'ndaki hazırlık eğitimine alınırlardı.
Saraya ayrılan "Saray acemileri" dışındakiler dil ve İslâmî gelenek ve görgü öğrenmeleri maksadıyla Türk köylüsünün yanına verilirler, gerektikçe eğitilmek üzere Acemi Ocağı'na alınırlardı. Kaçmalarını engellemek için Rumeli'den toplananlar Anadolu çiftçisinin, Anadolu'dan toplananlar da Rumeli çiftçisinin yanma gönderilirdi. Bu eyleme "Türk'e vermek" denirdi. Hizmetleri karşılığında kendilerine küçük bir ücret de verilen devşirme oğlanları yılda bir kez devşirme ağalarınca denetlenirlerdi.
Başlangıçta sadece Osmanlı Avrupası'ndan devşirme oğlan seçilirken, On beşinci yüzyıl sonlarından itibaren Anadolu'dan da uygulanmıştır. Özel bir durum olarak Bosnalı Müslüman çocukları da, babalarının isteği üzerine, sadece Bostancı Ocağı için ayrılmışlardır.
On sekizinci yüzyıl başlarında devşirme yöntemi terk edilmeye başlandı. Ancak yüksek yönetici sınıfın Türk-Müslüman kökeninden de gelseler, kapıkulu sayılmaları ve mallarının müsâde- re edilmesi Sultan N. Mahmud dönemi sonlarına kadar sürdü.
kaynak: 99 soruda Osmanlı