Arama

Hayata Dair - Tek Mesaj #1647

nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
21 Nisan 2013       Mesaj #1647
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
Yağmur Tanesi Bulut ve Rüzgar


Herşey bir anda olup bitti. Düşünmeye bile fırsat bırakmadı hayat. Yağmur tanesinin yere düşüşünü izledim. Her şeyden vazgeçmişti sanki. Önce yeryüzünden sıkıldı buhar oldu uçtu. Bir buluta güvendi sevdi onu. Tutundu ona. Rüzgarda arkadaş oldu onlara. Bulut rüzgar ve yağmur tanesi gezip durdular semada. Yukarıdan baktılar insan oğlunun oynadığı oyunlara. Yalanları gördüler, umutla dolu yüzlere söylenen yalanları. Güçlüyü gördüler ve ardında sakladığı pislik suratı.

Sıradan bir gündü dolaşmaktaydı üç arkadaş yeni yağmur tanecikleri ve bulutlarla karşılaşmayı bekliyorlardı. Yeryüzüne baktılar. Çığlıklar duyuluyordu. Annelerin, ablaların, kardeşlerin, abilerin, babaların çığlıkları. Ellerini açıp semaya doğru yakarışları. Bir ışık gördüler aksi yönde kendilerinden yirmi yirmi beş metre altta. Hızla ilerliyordu ve alçalıyordu gitgide. Bulutu kıskandıracak kadar güçlü bir ses işittiler. Gök gürültüsü hafif kalıyordu yanında. Birden simsiyah bir duman kapladı her yeri ısındı ortam. Öyle hızlı tırmanıyordu ki semaya rüzgarın nefesi yetmedi onları oldukları yerde tutmaya. Geriye doğru sürüklendiler aniden. Hiroşima geldi akıllarına ya tarih tekerrür ediyordu ya da hayal görüyorlardı. Öyle düşündüler. Silah sesleri geliyordu kulaklarına şok içindeydi üçüde. Bir savaş uçağı geçti yanlarından. Rüzgar tüm gücüyle ittirmeye çalıştı onu gerisin geriye. Ama nafile insan oğlunun elinden çıkma bu alet yenmişti rüzgarı. Uçak git gide alçaldı alçaldı alçaldı. Çığlık sesleri neredeyse bastıracaktı uçağın o lanet gürültüsünü. Silah sesleri duyuldu ve bir bıçak gibi kesildi çığlıklar. Yağmur daha fazla dayanamadı bu duruma. 'Ben dönmeliyim artık yer yüzüne. Söndürmeliyim yaktıkları ateşi soğutmalıyım pare pare yanan bu kenti' dedi ve bıraktı kendini. Yanmış et kokusu, yıkılan binalar, yanan evler gördü. Yüzünde patlamanın etkisiyle derin bir yara oluşmuş bir kızın yanağına kondu. Şoktaydı küçük kız göz yaşlarının yerini alan yağmura aldırmadı bile. Top oynadığı okul bahçesi darmadağındı şimdi. Önünde az önce oyun oynadığı arkadaşları yatıyordu. Hiç bir ses yoktu susmuştu tüm dünya isten kapkara olmuş suratlar sessiz, çaresiz çığlıklar atıyordu. Başını semaya doğru kaldırdı. Birden aydınlandı gökyüzü güneş gibi sarı,kırmızı, turuncu renkte toplar gördü. Havai fişeğe benziyordu. Hızla yere düştü toplar. Ne yapacağını bilemeden sağa sola koşuşturuyordu insanlar. Tanıdık bir yüz arıyorlar ve büyük ihtimalle o tanıdık yüzü görmemek için dua ediyorlardı. Onlarda haklıydı her gün bombalanmıyordu yaşadıkları şehir. Düşen toplar yere çarpıp patladı ve küçük parçalara bölündüler. Birisi yapışıp kaldı koşuşturmakta olan insanlardan birine. Küçük kız adama baktı. O da arkadaşları gibi sessiz çığlıklar atıyordu. Gitgite derisini kıyafetlerini parçalamaktaydı o küçük top. Tanıyordu bu suratı karşı komşularıydı. Daha dün akşam ona gofret almıştı. Dizlerinin bağı çözüldü bir anda. Bacakları onu taşıyacak kuvveti bulamadı. Küçük kız belkide yarın gömüleceği ya da yakılıp savuşturulacağı toprağa sarıldı. Bir kaç bomba daha patladı ardından gerisini göremedi belki korkudan belki ısıdan ya da alfa beta gama her ne haltsa o bombaların yaydığı radyasyondan bayılıp kaldı.
Bir çadırda açtı gözlerini. Yanında onun yaşlarında bir çocuk yatmaktaydı. Yüzüne götürdü elini ama dokunamadı. Gazlı bezle sarılmıştı yüzünün yarısı ve canı fena acımaktaydı. Tekrar baktı çevresine ampül yerine gaz lambaları yanıyordu çadırda. Lambanın cılız alevinden korktu bir anda. Üstündeki battaniyeye sımsıkı sarıldı. Gördükleri geldi aklına gözleri doldu ağladı. Yumdu gözlerini ailesini düşündü acaba onlar neredeydi ne yapmaktaydı ? 'Allah'ım korumuştur onları o dünyayı bizim için yarattı' dedi. Sakinleştirmeye çalışıyordu kendi kendini. Gözlerini açtı belkide hepsi kötü bir rüyaydı diye ümit ederek. Manzara aynıydı ve bir koşuşturmaca başlamıştı çadırın içinde. Tek boş yer küçük kızın yanıydı. Adamı yavaşça indirdiler taşıdıkları battaniyeden. Kulaklarının duyup duymadığından emin değildi küçük kız. Belli belirsiz bir şeyler sayıklıyordu adam. Yine o sessiz çığlıklardan olmalıydı. Adama baktı dikkatlice omzunun bittiği yerde beyaz sinirler kıpkırmızı bir et ve parçalanmış bir kemik vardı. Midesi bulandı kızın istifra edecekti neredeyse. Gözlerini yumdu sıkıca zaten yeterince korkmuştu. Göz yaşları araladı göz kapaklarını tekrar uyuyana kadar ağladı.
Yağmur gücünü kaybetmeye başladı. İnsan oğlu yağmura karşı da bir zafer kazandı. Atılan bombalardan yanan evlerden saçılan radyasyondan hava o kadar ısınmıştı ki daha fazla dayanamadı. Sessizce yükseldi yağmur tanesi gökyüzüne içinde tarifsiz bir acı vardı. Arkadaşı buluta baktı simsiyah olmuştu. Rüzgar o güzel kokusunu terk etmişti. Estiği yere doğdu kan ölüm vahşet kokusu taşıyordu. Daha fazla kalamazlardı burda cehennemden farksızdı ve dayanacak güçleri kalmamıştı. Rüzgar uzun bir süre hiç konuşmadan taşıdı onları. Belkide beraber tüm dünyayı dolaşmışlardı bu zamana denk. Sayısız yer ve insan tanımışlardı. Böylesine bir vahşete en son Hiroşima'da tanık olmuşlardı. Yağmur tanesi daha fazla dayanamadı.
- Toprak ve para gibi gereksiz metaların uğruna insan oğlunun yaptıklarına bak! Güç, iktidar için nükleer silahlarla , tam teçizatlı askerlerle, uzun menzilli silahlarla katliam yapmanın mantığı nedir? Bir bombayla 250.000 kişinin canını almak, kadınların ırzına geçmek, on binlerce insanı sakat bırakmak hangi ahlaka uyuyor? İnsan eliyle değiştirilmiş sözde kutsal olan hangi kitapta yazıyor? Ne zamandan beri bir insanın kaderini başka bir insan tahin ediyor ? Ne zamandan beri kuru bir özür bir katliamın üstünü örtüyor? Neden bu kadar aç gözlü insanlar? Verimli iki dönüm toprağı, içilecek iki yudum suyu olan yerleri ya benimsin ya toprağın mantığıyla işgal ediyor. 10 Aralık 1948'te imzalanan sözde 'İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ' nerede? Haklı ile haksız arasındaki farka ne oldu? Neden tüm dünya susuyor, sınır kapıları kapatılıyor?
Yine uzun bir sessizlik oldu insan oğlu nasıl sustuysa tarih boyunca öyle sustu. Sloganlar atmanlara, kafasında ki ütopyayı gerçekleştirmeye çalışmanlara, var olan ve sömürüye dayanan düzeni değiştirmeye kalkanlara kazılan toplu mezarlardan birisinde bende olmayayım diye nasıl korktuysa insan oğlu üç arkadaşta öyle korktu ve sustu bu gidişle susmaya devam edecekler nesiller boyu.

Birbirimize tutundukça ;Bıçakların ucu kapanacak.. ~Smiley9TenderMsn Inlove