Arama


halukgta - avatarı
halukgta
Kayıtlı Üye
27 Nisan 2013       Mesaj #13
halukgta - avatarı
Kayıtlı Üye



Allah bizleri bu dünyada,imtihan ettiğini ve bakın neden yarattığını söylüyor.

Mülk 2: O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatıyarattı. O, üstündür, bağışlayandır.

Demek ki asıl amaç, bu dünyada güzellikler, topluma faydalı şeyler yapmakmışyaratılmakta ki asıl amacımız. Peki, nasıl ve ne şekilde güzellikler yapmamızıistiyor Yaradan? Gerçeği öğrenelim ki, işimizi garantiye alalım.

İşte tüm bu bilgilerin detayını da, Kur’an da veriyor. Çünkü Kur’an ın ipinesarılın, sizleri Kur’an dan imtihan edeceğim diyerek, apaçık doğrunun yolunugösteriyor.

Bu apaçık gerçekleri gören bizler, bu durumda ne yapıyoruz, işte bu kısmısanırım çok önemli. İmtihan olduğumuz kitaba mı çalışıyoruz, yoksa…..? İşte oyoksa sorusunun cevabı, ne yazık ki bizleri mahvediyor.

Aynı kitaba iman ettiğimizi söylüyoruz, ama her nedense aynı konuda bile,farklı farklı şeylere inanıyoruz. Peki neden, bunun sebebi ne olabilir? Tek birnedeni var. Bizler Kur’an ı rehber aldığımızı söylediğimiz halde, onu yeterligörmeyip, farklı kaynaklara yönelmemiz bizleri bölüyor, parçalıyor vebirbirimize düşman ediyor. Onun içindir ki, dinimizi de çok farklı yaşıyoruz.Peki, bu yol ve yöntem doğru olabilir mi?

Lütfen şöyle düşünelim. Okulda herhangi bir derste, elimizde bir kaynak var,öğretmen öğrencileri bu kitaptan çalıştırıyor ve imtihan ediyor. Ek bir kaynakkullanıyorsa öğrenci, o kaynak ders gördüğü ana kaynaktan asla farklı olmuyor,daha açıkçası farklı olursa, yardımcı kaynak olarak kabul edilmiyor.

Aynı kitaba çalışan öğrenciler, hiçbir farklılık-çelişki yaşamıyorlararalarında. İmtihanda öğretmende, eğitim verdiği kitaptan sorularını soruyor.İşte bizler aynı yöntemi kullanmadığımız içindir ki, İslam âlemi olarak aynınoktada birleşemiyor, anlaşamıyoruz.

Halbuki Allah bizleri uyarıp, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dememişmiydi? Bizlerin kana kana içeceği ana kaynak, yalnız Kur’an olması gerekirken,tertemiz akan pınara öyle ilaveler yapıyoruz ki, güzel ve doğru bilgilerin bileüstünü örtüyor. Allah boşuna, hakka batıl karıştırmayın demiyor.

Bizler peygamberimizin sünnetine, yani onun yaşam felsefesine çok önemverdiğimizi söyleriz. Fakat bu felsefeyi yaşam şeklini, ne yazık ki bizlergereği gibi anlayamadık. Bu konuda söylenecek, o kadar çok şeyler var ki,saymakla bitmez.

Sizlerin dikkatinizi çekmesi adına, bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Cumayani toplantı ibadeti, her ehli kitap dinlerde benzeri vardır. Yahudi veHıristiyanlar, haftada bir gün kadın erkek, çoluk çocuk toplanır ve çok önemlibir görevi yerine getiririler. Bu görev toplum olarak, sosyalleşme bilincinitopluma aşılamaktır. İşte İslam toplumu olarak bizler, Allah ın bu emriniyerine getirmediğimiz için, gerektiği gibi sosyal bir toplum olamadık.

Cuma günleri Allah ın, Ey iman edenler, çağrılınca salata gelin emrini, bizlerkendi nefsimizde değişikliklere uğratmış, kendimize beşeri deliller yaratarak,Allah ın emrinden kendimizi çok uzaklaştırmışız. Böylece de kadınlarımızı, bugüzel sosyal olgudan mahrum etmişiz.

Kadını sosyal toplumdan uzaklaştırarak, dine hizmet edeceğini düşünenler, İslama yaptıkları büyük kötülüğün, hala farkında değiller. Peygamberimiz Cuma günleri,bırakın toplantı namazını, normal vakit namazlarında bile, kadının mescitlere,camilere gelmesini özellikle istemiş, teşvik etmiştir. İşte bizler bununnedenini ne yazık ki hala kavrayamadık. Peygamberimizin sünnetini takip etmekisteyen, onun hayat felsefesini, önce doğru öğrenmelidir.

Şunu asla unutmamalıyız, peygamberimizin sünneti, Allah ın sünnetinin yaşamageçirilmiş şeklidir. Birileri bizlere peygamberimizden hadis naklettiğinde,bizlere düşen, Kur’an ın verdiği öğretiye, felsefeye uymuyorsa, asla bunlarıkabul etmeden reddetmek olmalıdır.

Peygamberimiz bizleri uyarmış ve kendi adına birçok sözler uydurulacağını ve busözlerle sizleri, aldatmaya çalışacakların çıkacağı konusunda bizleriuyarmıştır. Ayrıca bu sözleri, Kur’an onayından geçirmemizi tavsiye etmiştir.

Peygamberimiz kadınlarında, mescitlere gelmelerini o kadar önemsemiştir ki,hatta onların rahat girip çıkmaları için, ayrı bir kapı bile yapmıştır. Çokdaha ilginci, günümüzde yapıldığı gibi, erkek ve kadınlar arasına perde dahiçektirmemiştir. İşte nefsin imtihanı, nefsin eğitimi budur. Allah bizleribirbirimizle her an imtihan etmektedir. Bu imtihandan, kadını toplumdanuzaklaştırarak kaçamazsınız. Kaçarsanız nefsinizi eğitemez, şeytanın oyuncağıolursunuz.

Peygamberimizin yaşadığı yakın dönemlerinde bile, onu gereği gibi anlayamayandar kafalıların, bugün anlamalarını zaten beklemek hayal olur. Bakın sizlere bukonuda, rivayet bir hadis örneği vermek istiyorum. Bu hadis üzerinde düşünen,içinde bulunduğumuz yobazlığın, gafletin, ihanetin sınırlarının nasılaşıldığını daha iyi anlayacaktır.


5478 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın:"Birinizin hanımı mescide gitmek için izin talep ederse ona mani olmasın(izin versin)" dediğini haber vermişti. Bilâl İbnu Abdillah:
"Allah’a yemin olsun, biz onlara mani olacağız!" dedi. Bunun üzerineAbdullah radıyallahu anh, ona yaklaşıp öyle hakâretâmiz söz sarfetti ki,böylesini hiç işitmedim. Sonra şunu ekledi:
"Ben sana Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan haber veriyorum; sen isedurmuş, "Vallahi mani olacağız" diyorsun!"
Buhari, Cum’a 12, Ezân 162, 166, Nikâh 116; Müslim, Salât 134, (442); Muvatta,Kıble 12, (1, 197); Ebu Dâvud, Salat 53, (566, 567, 568); Tirmizi, Salât 400,(570).

Gördünüz mü acı gerçeği. İslam ı gereği gibi anlamayıp, dini hurafelerle,nefsimizle yaşadığımızda, peygamberimizi de doğru anlamamız asla mümkünolmayacaktır. Peygamberimizin yaşadığı yakın dönemlerden bahsediyoruz, lütfenbu konuyu göz ardı etmeyelim.

Peygamberimizin en yakınında olan bir kişi, peygamberimizin kadınlarınız sizdenmescide-camiye gitmek istediklerinde izin versin dediğini nakletmesi üzerine,karşısındaki kişinin söylediği sözler, bugün içinde yaşadığımız yanlışlarınapaçık bir kanıtıdır.

Peygamberimiz söylediği halde, bu şahsın tam tersini söylediklerine, bakarmısınız?

("Allah’a yemin olsun, biz onlara mani olacağız!" dedi.)

Evet, bu ve bunun gibi İslam ı dar pencereden anlayanlar, yeminlerini tuttularve kadınlarımızı sosyal toplumdan, camilerden uzaklaştırdılar. İyi yaptıklarınızannettiler, ama bu zihniyetin sayesinde İslam toplumu, Msn Angel sosyal bir toplumoldu.

Kadına karşı nefsini eğitemeyenler, kendilerine hâkim olabilme bilincinigeliştiremeyenler, onu toplumdan yakınından uzaklaştırarak, bu imtihandan kurtulacağınızannettiler. Böyle olunca da, Allah ın fıtratımıza yerleştirdiği, kadın erkekbirlikte yaşama bilincine, sahip olamadık.

Kendilerine sorsanız bu zihniyet, bizler peygamberimizin sünnetine uyuyoruzderler. Çünkü bu yemini edenler, yine peygamberimizin ismini kullanıp, kadınlarevlerinde namaz kılar, erkeklerde camide namaz kılarsa, daha sevap alacaklarınatoplumu inandırdılar.

Kur’an akla özellikle önem verir, vurgu yapar. Düşünerek iman etmemizinörneklerini verir. Çünkü Kur’an ı, akılla anlayabileceğimizi anlatmaya çalışırbizlere. İşte bizler Kur’an ı anlamanın en önemli unsurunu fark edemediğimiziçin, Kur’an ı akıl yerine, duygularımızla, hurafelerle anlamaya çalıştık.

Anlamını dahi bilmeden okuduğumuz Kur’an ı, duygularımızla anladığımız için,hep duygulandık, ağladık. Böyle okuduğumuzda ondan faydalanacağımız, istifadeedeceğimiz öğretildi bizlere. Hatta ona bir makam da ilave ederek, daha daduygusal bir okuma şekli yarattık. Anlamını bilmesen de olur, Allah sevapyazar, sen oku dediler.

Genel çoğunluğumuz, Yaradan ne söylüyor, ne anlatıyor merak bile etmedik. Nasılolsa birileri bizlere anlatıyor dedik, üstünde bile durmadık. Öyle şeyleröğrettiler ki yüzlerce yıldır, yanlışlığını Kur’an ile anlatmaya çalışanlara,sen dine nifak sokuyorsun dediler, ayetleri bile görmezden geldiler.

Kur’an ı anlamadan okuyarak, sevap kazanacağımıza inandırıldığımız içinde, YüceRabbimizin nasıl bir kul olmamızı istediğini hiç anlayamadık. Ne anlatıldıysadoğru sandık. Hiçbir güzel değer üretmedik, ver dediler verdik, al dedileraldık. Neden veriyoruz, nereye veriyoruz sormadık. Nedir bu verdiğiniz diyeaçıklama yapılmadığı içinde, yanlış yaparız korkusuyla sormaya bile korktuk,Allah katındandır dediler aldık.

Sorgusuzca, sorgulamadan iman etmemiz gerektiği öğretildiği için sorgulamadık,araştırmadık.

İşin en üzücü yani ise, rivayetler ayetlerin üstünü örter, kimisinin de hükmünüsiler oldu. Daha açıkçası İslam dini, peygamberimizin bizlere tebliğ ettiği dinolmaktan çoktan çıktı, ataların dini oldu. Tıpkı geçmişte olduğu gibi.

Peygamberimizin mahşer günü, benim ümmetim Kur’an ı devre dışı bıraktılardiyecek olması da, nefsimizin duyguları arasında kaybolup gitti. Akıl devredışı kalınca, gerçekler görünmez oldu.

Çok çetin bir dönemden geçiyoruz. Ya benim gibi inanacaksın, ya da sana haktanımıyoruz zihniyeti, günümüzde güç kazandı. İşimiz gerçekten çok zor.

Dilerim Rabbimden, toplum olarak bu yanlışımızın farkına varırız. Kur’an ınipine sarılıp, onun nuruyla nurlanan, hakka batıl karıştırmayan, Rabbin haliskullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK