"…Bazıları, isimleri Alazonlar, diğerleri Amazonlar olarak ve Alybe’den sözcüğünü Alope’den ya da Alobe’den şeklinde okuyarak ve Borysthens Irmağı ötesindeki İskitlere ‘Alazonlar’ ve aynı zamanda ‘Kallipidler’ ve daha başka isimler vererek –ki bu isimler Herodot, Hellanikos ve Eudoksos tarafından bize zorla kabul ettirilmiştir- ve Amazonları Kyme yakınında Mysia, Karia,ve Lidya arasına yerleştirmek suretiyle, ki bu, Kyme’li Ephoros ’un da fikridir, tarihi metni de ğiştirmişlerdir. Ephoros ’un bu görüşü mantıksız olmayabilir; çünkü onlar vaktiyle Amazonlar tarafından, sonradan Aioller ve İyonlar tarafından yerleşilmiş olan ülkeyi kastetmiş olabilirler ve söylediğine göre isimlerini Amazonların vermiş olduğu belirli kentler vardır: Ephessos, Smyrna, Kyme ve Myrina gibi …"
"Amazonların, ki İskitler bunlara oirpata derler, Yunanca karşılığı erkek öldürenler demektir."
"Anadolu ana erkil bir sistemle idare edilirken büyük ana tanrıça Kibele’ye tapılırdı. Kibele bir ay tanrıçasıydı. Kızlığı, kadınlığı ve analığı temsil ettiği için doğan ay, dolunay ve azalan ay olarak gösterilirdi, yani üçlek bir yapıdaydı. Ana tanrıçanın birçok adı vardı. Bunlar arasında İzmir adının kökü bakımından ‘Marian’, ‘Mirin’, ‘Aymari ’ ve ‘Mariyamne ’adları önemlidir. Bu adların sonuncusu Suriye’ye vardığında Meryem’e, batıya ulaştığındaysa Marian ’a dönüşür."
"Sabiri diye çağrılan Hunlar, diğer bazı Hun kabileleri gibi o bölgede (Kafkasya ’da) yaşarlar ve Amazonların aslında burada ortaya çıktıklarını ve sonradan Thermodon Nehri ’nin üzerinde şu anda Amisos kentinin bulunduğu, Themiserya yakınlarında kamp kurduklarını söylerler. Fakat bugün Kafkas bölgesi civarında Strabon ve diğerlerince haklarında çok yazılmış olmasına rağmen Amazonlarla ilgili ne korunmuş tek bir hatıra ne de onlarla ilişkili bir isim vardır. Erkeklerin özelliklerini taşıyan bir kadın ırkının asla var olmadığını ve insan doğasının kabul edilmiş gerçeğinin Kafkas Dağları’nda bir istisna oluşturmadığını savunan tez daha akla yakın görünüyor. Fakat gerçek, bu bölgelerdeki kavimlerin kadınlarıyla birlikte büyük bir orduyla Asya ’ya bir akın düzenledikleri,Thermodon Nehri ’nde kamp kurdukları ve kadınlarını burada bıraktıklarıdır. Sonra, erkekler Asya ’nın büyük bir kısmını yağmalarken bu toprakların yerli halklarınca kıstırıldılar ve tek kişi bile kurtulamadan katledildiler. Böylece hiçbiri kadınların kampına geri dönemedi. Bundan böyle kadınlar çevrede yaşayan halkların intikamından korktuklarından erzakın da yetersizliğiyle erkeklerin görevlerini üstlendiler. Erkeklerin kampta bıraktıkları araçlarla silahlandılar.Tümüyle yok edilene dek de burada erkeksi bir cesaret göstermek zorunda kaldılar. Olan işte buydu. Amazonların kocalarıyla birlikte savaşa çıktıklarına benim zamanımda gerçekleşen bir olaya dayanarak inanıyorum … Hunlar Roma topraklarına sık sık akın eder, savaşırlardı. Geride bıraktıkları ölü Hunların arasında kadın savaşçıların cesetlerine de rastlanırdı…"
1) Amazonların yaptığı gibi onlar da Anadolu ’ya birçok küçük kabilenin bulunduğu dönemde yerleşmiş olmalıdırlar. 2) Güçlerinin zirveye ulaştığı dönem Amazon zaferleriyle üst üste gelmelidir ve MÖ 15 ila 20.yüzyıllardan sonra olmamalıdır. 3) Akaların MÖ 1100 dolaylarında Attik ’dan Anadolu ’ya göç etmelerinden önce yok olmuş olmaları gerekmektedir. 4) Yunanlıların sakalsızlığı kadınlıkla özdeşleştirdikleri bir dönemde sakalsız olmalıdırlar. Böyle bir millet aramak Amazonları aramaktan çok daha güç gibi görünüyor. Oysa böyle bir halk var: Hititler.
"Her zaman yanında tıraş bıçağı bulunur. Onu bir saniyeliğine bana versene"