Benaslında sigara içmezdim seni tanıyana kadar. Aslında ben yanmazdım da ara ara. Kalbimde sıkışma hissi de olmazdı hiç. Hayatın renkleri de pek bir anlam ifade etmezdi tuttuğum takım dışında!.. Her gün vapurla önünden geçtiğim Kız Kulesi öyle bir kuleydi. Geçmişi de ilgilendirmezdi beni seni tanıyana dek. Vapur yolculuklarının bu kadar üzüntü verebileceği, insanı alıp çok uzaklara götürebileceği İstanbul'dan... Sadece eski Türk filmlerinde gördüğüm sahnelerdi... Seni tanımadan önce beni yakan soba ateşiydi bir de gökte güneş. Ben aslında hayatın kendisinin de farkında değilmişim seni tanımadan önce. Meğer hayat ne kadar ağırmış... Ne kadar ağırmış Hayat? Seni tanımadan önce sanki daha ADAM gibi ADAM dım. Aşk'a kızgınım bu yüzden birazcık. Ey AŞK, seni tanımadan önce ben sanki daha bir insandım!?...