Süleymaniye Camii'nin Sırlı Şifreleri
Mimar Sinan’ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını anlatmak istedik sizlere...
Sizleri, büyük ustanın kalfalık eserim dediği Süleymaniye’nin şifreleriyle tanıştıralım ister misiniz?
Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Bu görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan’a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni’nin canını sıkmıştı. Sinan’ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan’a.
Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye’ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle ‘’ Bu ne iştir Mimarbaşı ‘’ diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan’ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu’nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni’de , Sinan’ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı. Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi… Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.
Süleymaniye’nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.
Son bir şifre daha var..
Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada toplanmasını sağlayan , hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca Süleymaniye’nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.
Bu düşüncelere durgunluk verecek sanat eseri karşısında insanın Da Vinci'nin şifresi de neymiş diyesi geliyor...
Ne dersiniz?!
süleymaniye camisindeki yumurtanın sırrı....

Mimar Sinan'ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii ve külliyesi, Osmanlı klasik mimarisinin en önemli eserlerinden biridir. Bütün İstanbul siluetini hala etikleyen bir tasarımı vardır. Camideki mimari inceliklerin yanı sıra yapı, tarihi boyunca geçirdiği onca depreme karşın 457 yıldır çatlak bile almadan sapasağlam ayakta duruyor. Mimar Sinan'ın usta olduğu konulardan birisi de bu sağlamlık. Ayasofya bugün hala ayakta duruyor ve biz onu ziyaret edebiliyorsak bu Mimar Sinan'ın yaptığı destek çalışmaları sonucudur.(Bir de o zamanki teknolojik koşulları düşünürsek bu yapı başlı başınasanat.)
Osmanlı külliyeleri içinde Fatih Camii Külliyesi'nden sonra en büyük 2. külliye olan Süleymaniye Camii'nde 4 minare vardır.Bunun nedeni Kanuni'nin; İstanbul'un fethinden sonraki 4. padişah, minaredeki on şerefe de Osmanlının 10. padişahı olduğuna işarettir.
Külliyenin bahçesinde Sultan Süleyman'ın ve Hürrem Sultan'ın kabirleri bulunmaktadır. Caminin kubbesinin büyüklüğü o zamanki en büyük kubbeli yapı Ayasofya'yı geçmektedir. Bu durum aynı zamanda bir güç gösterisidir. Kanuni, zamanın en büyüğü olduğunu bu yapıyla somutlaştırıyor.
Peki Mimar Sinan'ın her yapısında bulanan sırlar Süleymaniye'de yok mu ?
İs Odası

Caminin içi hem ışığın hem de sesin dağılması için çok incelikli düşünülmüş. Caminin içinde nadide çiniler bulunmakta. Peki 457 yıl geçmesine rağmen bu çiniler, levhalar, yazılar nasıl bu kadar canlı kalabilmiş ?
O zamanlar camilerde elektrik olmadığı için mekan kandiller ile aydınlatılıyor. Bu kandillerden çıkan siyah isler cami içindeki çinilere zarar veriyor. Mimar Sinan bunu engellemek için zekice bir hamle yapıp mihrabın tam karşısına is odası inşa ediyor. Odaya 4 pencere açıp camii içindeki hava akımını bu yöne veriyor.
Eğer siz balonla Süleymaniye Camii'nin içine girip onu hava bırakırsanız, balon dimdik yukarı gitmez. Tam aksine arka giriş kapısına yönelir ve balon is odası pencerelerinden geçmeye çalışır. (Ben böyle dedim diye sizi Süleymaniye'de balonla gezerken görmeyeyim.)
İs odası duvarlarına yapışmış isler de boşa gitmiyor. Duvarlardaki isler kazılarak toplanıyor ve mürekkep elde ediliyor. Dönemin fermanları bu mürekkeple yazılıyor. Bu mürekkepler o kadar verilimli ve sağlam ki üstüne bir şey dökseniz dahi yazılar bozulmuyor.
Deve kuşu yumurtası
Camideki ses akustiğinden, ışığından hatta kandillerden bahsettik peki bu kadar büyük yapı nasıl temiz tutuluyor?
Mimar Sinan, camideki kandillerin yanına deve kuşu yumurtalarını koydurtmuş. Aradan 400 yıl geçtiği için o yumurtaların çoğu kırılmış veya çalınmış. Geriye sadece 30 tane kalmış.(Şu anda yenilendiği için yeterli sayıda var)
Yumurtanın koyulmasının sebebi ise nerdeyse yüzyıllar sonra ortaya çıkmış. Kurumuş deve kuşu yumurtası insanların algılamadığı bir koku yayıyor. İnsanın duymadığı bu koku akrep, örümcek gibi haşeratları mekandan uzak tutuyor.
Eskiler bunu rivayet olarak kabul ederdi. Fakat yakın zamanda deve kuşu yumurtalarının örümcekleri uzak tuttuğu kanıtlandı. Hem de Türk öğrenciler tarafından. Deneyde 2 tane üzüm bağı oluşturuldu, birisine deve kuşu yumurtaları konuldu diğerine konulmadı. Deneyin sonucunda yumurtaların örümceleri uzak tutmakda %50 etkili olduğu kanıtlandı.Şu anda Süleymaniye Camii'nde bulanan deve kuşu yumurtalarının üzerine sürülen ilaçlar ile bu etki %100'e çıktı. Görünen o ki bir 457 yıl daha Süleymaniye'de örümcek ağları görülmeyecek.