Arama


Heulwen - avatarı
Heulwen
VIP VIP Üye
22 Eylül 2013       Mesaj #2
Heulwen - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

robert boyle simya ile ugrastıgı calısmaları

Robert Boyle (1626-1691)
MsXLabs.Org


robert boyle

Yeniçağ ve Yakınçağ'da Kimya Kuramları ve Temsilcilerinden

Simya 1661'de İngiliz bilgini Robert Boyle'un ''The Sceptical Chymist'' (Kuşkucu Kimyager) adlı ünlü yapıtını yayınlayarak aristocuların görüşlerini yerle bir edinceye kadar gelişti. Boyle, kimyasal elementleri, maddenin parçalanmayan yapı taşları olarak açıkça tanımlamıştır. İlk kez kimyasal bileşiklerle basit karışımlar arasında ayrım yapmış; kimyasal birleşmede özelliklerin tümüyle değiştiğini, basit karışımlarda ise böyle değişimlerin olmadığını söylemiştir. Gazlar üzerinde deneyler yürütmüş ve ilk defa element ve bileşiklerin doğru tanımlamasını yapmıştır. Buna göre element, bir özellik değil, kendinden başka elementlere ayrılmayan bir maddedir. Tüm bileşik cisimler elementlerin birleşmesinden oluşur.

Boyle, tüm yaşamını sakat olarak geçirmiştir. ''Spring of Air'' (Havanun Esnekliği), ''Unsuccessfulnes of Experiments'' (Deneylerin Başarısızlığı) adlı yapıtları da vardır. Atom kuramına olan erken ilgisi onu boşluk ve gaz yasalarına ilişkin çalışmalara yöneltmiştir.

Robert Boyle ''The Sceptical Chymist''de Ortaçağ'daki element öğretilerinin tümünden kuşkulandığını, bunlardan birinin doğru olup olmadığının ancak deney yaparak anlaşılabileceğini söyler ve deneyi, varsayımın ve kuramın bir denetim aracı olarak ele alır. Sonuçta simyanın elementler öğretisini çürütmüştür.

Boyle zamanında antik atom kuramı yeniden, ama transmutasyon düşüncesinden ırak bir biçimde canlılık kazanmıştır. İlk defa havanın tartılabilir bir nesne olduğunu söylemiş ve onun yanama olaylarındaki rolünü keşfetmiştir. Otuzu kimya ve fizik konusunda olmak üzere toplam 42 kitap yazmıştır.

Var olan düzensiz bilgilerin, doyurucu bir sistem haline getirilmesi gerekiyordu. Kimyanın temel düşüncelerine gitmek, eski elementler öğretisini ve madde dönüşümüne ilişkin öğretileri eleştirel bir biçimde incelemek gerekiyordu. Var olan bilgi ve düşüncelerin doğruluk ya da yanlışlıklarının kovuşturulması için, ilginin herşeyden önce kimyasal tepkimelere çevrilmesi gerekiyordu. Bu dönüşüm koşulları 17.yy'da gerçekleşmiştir.

Boyle'dan sonra da kimyada kurgulamalar eksik olmamış fakat onların deneyler sonunda çürütülmesine kadar ayakta kalabilmiştir.