şath kökünden türemiş şiirsel bir edebî tarzın adıdır şathiye veya benim sevdiğim şekilde söylersek: şathiyye.
şath bir fikri, bir davayı savunmak anlamına gelir. bunu (davayı anlatmak) alenen yapmak tasavvuf kültüründe ayıp sayılır. çünkü anlamayanlar yahut yanlış anlayanlar olacaktır. böylece fantastik bir şiirin yolu açılmış olur. en güzel örneklerini kaygusuz abdal ve yunus emre vermiştir.
şathiyye'ye bir örnek:
cümle kaplumbağalar
kanatlanmış uçmağa
kertenkele derilmiş
kırım suyun geçmeğe
kelebek ok yay almış
ava şîkâra çıkmış
domuzları korkutur
ayıları kaçmaya
ergene'nin köprüsü
susuzluktan kurumuş
edirne minaresi
eğilmiş su içmeye
allahımın dağında
üç bin balık kışlamış
susuzluktan bunalmış
kağnı ister göçmeye
leylek koduk doğurmuş
ovada zurna çalar
balık kavağa çıkmış
söğüt dalın biçmeye
bir sinek bir devenin
tepmiş oyluğunu, ezmiş
bir budunu götürmüş
dönüp ister kaçmağa
bir aksacık karınca
kırk batman tuz yüklemiş
gâh yorgalar gâh seker
şehre gider satmağa
domuz düğün eylemiş
ayıya kızın vermiş
maymun sındı getirmiş
kaftan gömlek biçmeye
deve hamama girmiş
dana dellaklık eder
su sığırı natır olmuş
nöbet ister çıkmağa
kaygusuz'un sözleri
hindistan'ın kozları
sen de bu yalan ile
gidem dersin uçmağ'a
çıktım erik dalına
çıktım erik dalına,anda yedim üzümü
bostan issı kakıyıp,der ne yersin kozumu
uğruluk yaptı bana.bühtan eyledim ona
çerçide geldi aydur,hani aldın gözünü
kerpiç koydum kazana,poyraz ile kaynattım
nedir diye sorana, bandım verdim özsümü
iplik verdim cullaha,sarip yumak etmemiş
becid becid ismarlar,gelsin alsın bezini
bir serçenin kanadın,kırk katıra yüklettim
çift dahi çekemedi,şöyle kaldı kazını
bir sinek bir kartalı,salladı vurdu yere
yalan değildir gerçektir, bende gördüm tozunu
bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
güreşip başamadım,gövündürdü özümü
kafdağından bir taşı,şöyle attılar bana
öylelik yola düştü,bozayazdı yüzümü
balık kavağa çıkmış,zift turşusun yemeğe
leylek kodok doğurmuş,baka şunun sözünü
gözsüze fısıldadım,sağır sözüm işitmiş
dilsiz çağırıp söyler,dilimdeki sözümü
bir öküz boğazladım,kakladım sere kodum
öküz issı geldi der,boğazladın kazımı
bundan da kurtulmadım, niğdeyim bilemedim
bir çerçi de geldi der,kani oldum gözgümü
tosbağaya sataştım,gözsüz sepek yoldaşı
sordum sefer nereye,kayseriye azami
yunus bir söz söylemiş,hiçbir söze benzemez
münafıklar elinden,örter mana yüzünü
adem'i balçıktan yuğurdun yaptın
yapıp de n'eylersin bundan sana ne
halk ettin insanı cihana saldın
salıp da n'eylersin bundan sana ne
bakkal mısın terazuyu n'eylersin
işin gücün yoktur gönül eğlersin
kulun günahını tartıp n'eylersin
geçiver suçundan bundan sana ne
katran kazanını döküver gitsin
mümin olan kullar dîdara yetsin
emreyle yılana tamuyu yutsun
söndürsün tamuyu bundan sana ne
kaygusuz abdal'ım sözümüz budur
her yerde çağırsam hak onda hazır
hep duzaha bastırırsın kim ne der
yakma kullarını bundan sana ne