Arama

Frantz Fanon - Tek Mesaj #1

KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
21 Kasım 2006       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Frantz Fanon (20 Temmuz, 1925 – 6 Aralık, 1961), kolonisizleştirme ve kolonileştirmenin psikopatolojisi konusunda belki de 20. yüzyılın en belli başlı düşünürüydü. Yapıtları, kırk yılı aşkın bir süre kolonileştirme-karşıtı kurtuluş hareketlerine esin verdi.

Martinik ve 2. Paylaşım Savaşı
Fanon, o zamanlar bir Fransız kolonisi, şimdiyse bir Fransız bölgesi olan Karayip Adası Martinik’te doğdu. Afrika köleleri, Tamil sözleşmeli hizmetçileri ve bir beyaz adam artyöreli melez bir aileye doğdu. Ailenin durumu, Martinikliler’e göre görece iyiydi ama orta sınıftan uzaktı. Yine de yalnız siyah öğrencileri kabul eden Lycee Schoelcher’in giderlerini karşılayabildiler.

Fransa, 1940’ta Naziler’in eline düştükten sonra, Fransız deniz güçleri Martinik’te durduruldu. Fransız askerler, adada durmak zorunda kalarak gerçek birer ırkçıya dönüştüler. Birçok taciz ve cinsel suistimal suçlaması yükseldi. Martinikliler’in Fransız Ordusu’nca suistimal edilmesi, Fanon üzerinde önemli bir etkiydi, çünkü bu, O’nun yabancılaşma duygularını ve kolonisel ırkçılığın gerçeklerinden iğrenmesini pekiştirdi. Fanon, onsekiz yaşında adadan ayrıldı ve Özgür Fransız Güçleri’ne katılmak üzere Dominica’ya yolculuk etti. Daha sonra Fransız ordusuna alındı ve Fransa’da, özellikle Alsace çarpışmalarında hizmet verdi. 1944’te Colmar’da yaralandı ve Croix de Guerre Madalyası aldı.

Naziler yenilgiye uğratıldığında ve Bağlaşık güçler Ren üzerinden Almanya’ya –foto-gazetecilerle- geçtiklerinde Fanon’un alayı tüm beyaz olmayan askerlerden temizlendi ve siyah asker arkadaşları, onun yerine, Toulon’a gönderildi.

Fanon, 1945’te Martinik’e döndü. Dönüşü kısa sürdü. Orada, yaşamı üstünde en büyük etkiye sahip olacak olan arkadaşı ve akıl hocası Aimé Césaire’in parlamento kampanyasına katıldı. Fanon kendini hiç bir zaman komünist olarak tanımlamasa da, Césaire, komünist yaftasıyla, 4. Cumhuriyet’in ilk Ulusal Meclisi’ne Martinik’ten parlamento delegesi olarak katıldı. Fanon, bakaloryasını alacak kadar uzun kaldı ve sonra tıp ve psikiyatri çalışacağı Fransa’ya geçti. Yazın, drama ve felsefe çalışacağı, kimi zaman Merleau-Ponty’nin derslerine katılacağı Lyon’da eğitim gördü. 1951’de psikiyatride yeterlilik derecesi aldıktan sonra, psikopatolojide kültürün önemli ama çoğun gözardı edilmiş rolüne vurgu yaparak Fanon’un düşüncesini güçlendirecek olan köktenci Katalan Francois de Tosquelles gözetiminde psikiyatri stajı yaptı. Stajdan sonra, Fanon, Fransa’da, bir yıl daha ve sonra (1953’ten başlayarak) Cezayir’de psikiyatri uygulamalarını sürdürdü. 1956’da istifa edene dek kaldığı Cezayir’deki Blida-Joinville Psikiyatrik Hastanesi’nde başhekimdi.

Fransa
Fanon, Fransa’dayken ilk kitabını yazdı, Black Skin, White Masks (Kara Deri, Beyaz Maskeler), kolonisel boyun eğdirmenin insan ruhuna olan etkisinin bir çözümleyimi. Bu kitap, Fanon’un siyah bir insan, Fransa’da, Fransızlar’ca, deri rengi nedeniyle geri çevrilen Fransız eğitimli bir aydın olma deneyiminin kişisel bir anlatımıydı.

Cezayir
Fanon Fransa’dan ayrılıp, savaş sırasında bir süre askeri görev için bulunduğu Cezayir’e gitti. Blida-Joinville Psikiyatrik Hastanesi’nde psikiyatristlik işi buldu. Tedavi yöntemlerini köktencileştirmesi oradadır. Özellikle de, hastalarının kültürel artyöresine bağlı toplumsal sağaltıma başladı. Hemşireler ve stajyerler de yetiştirdi. Kasım 1954’te Cezayir devriminin başlamasıyla, Dr. Chaulet’yle bağlantılarının bir sonucu olarak, FLN’ye (Front de Libération Nationale, Ulusal Kurtuluş Cephesi) katıldı.

The Wretched of the Earth (Yeryüzünün Lanetlileri)’nde, Fanon, derinlemesine olarak, Fransız güçlerinin Cezayirliler’e yaptığı işkencelerin etkilerini tartıştı. Fransız paraşütçü birimlerinin işkenceye katılmaları gerçeği, işkenceye karıştıkları ileri sürülenlere ‘olaylar’ için af çıkarıldığı Fransa’da siyasal çalkantılara neden oldu. Terörizm zanlılarına işkence yapmayı açıkça onaylayan General Paul Aussaresses’in yaptıkları nedeniyle değil yeterince vicdan azabı sergilememesi nedeniyle yargılanması bundandır.

Fanon, Cezayir boyunca, özellikle Kabyle bölgesinde, Cezayirliler’in kültürel/psikolojik yaşamını çalışmak üzere kapsamlı yolculuklar yaptı. Kayıp çalışması, ‘The marabout of Si Slimane’ buna bir örnektir. Bu yolculuklar, aynı zamanda, gizli etkinlikleri, özellikle bir FLN üssünü gizleyen Chrea kayak alanına gitmesi için bir araçtı. 1956 yazında, ünlü ‘Sömürge Bakanı’na İstifa Mektubu’nu kaleme aldı ve Fransız özümsemeci yetiştirme biçimiyle ve eğitimiyle arayı açtı. Ocak 1957’de Cezayir’den kovuldu ve Blida Hastanesi’ndeki ‘isyan yuvası’ dağıtıldı. Fanon, Fransa’ya gitmek üzere ayrıldı ve sonunda gizlice Tunus Kenti’ne yolculuk yaptı. Ömrünün sonuna dek yazacağı ‘El Mücahit’in yayın kurulunun bir parçası oldu. Geçici Cezayir Hükümeti’nin Gana Büyükelçisi olarak da hizmet gördü ve Accra, Conakry, Addis Ababa, Leopoldville, Kahire ve Trablus’ta konferanslara katıldı. Bu dönemdeki kısa yazılarından çoğu, ölümünden sonra, Toward the African Revolution (‘Afrika Devrimi’ne Doğru) kitabında toplandı. Bu kitapta Fanon, savaş stratejisi uzmanı olarak bile belirginleşir; bir bölümde, savaşa güneyden cephe açmayı ve erzak hattının nasıl oluşturulacağını tartışır.

Ölümü
Tunus Kenti’ne dönüşünde, üçüncü bir cephe açmak için Sahara’daki yorucu yolculuğundan sonra, Fanon’a, kan kanseri tanısı kondu. Tedavi için Sovyetler Birliği’ne gitti ve bir iyileşme yaşadı. Tunus Kenti’ne dönüşünde, vasiyetini, The Wretched of the Earth (‘Yeryüzünün Lanetlileri’)’ni yazdırdı. Yatağa tutsak olmadığı zamanlarda, Cezayir-Tunus sınırındaki Ghardiamo’da ALN (Armée de Libération Nationale, Ulusal Kurtuluş Ordusu) subaylarına dersler verdi. Roma’da, Sartre’a son bir konuklukta bulundu ve daha fazla kan kanseri tedavisi için ABD’ye gitti. İronik olarak, ABD’ye tedavi için yaptığı yolculukta, CİA tarafından yardım edildi. Washington, D.C.’de 6 Aralık 1961’de, ‘İbrahim Fanon’ adıyla öldü. Cenazesi Tunus’ta ziyaretçilere gösterildikten bir süre sonra, Cezayir’de gömüldü. Daha sonra, bedeni, Batı Cezayir’de, Ain Kerma’daki şehitliğe taşındı. Fanon, eşi Josie, oğulları Olivier ve kızları Mireille’de yaşıyor.

Yapıtları
Fanon, Black Skin, White Masks (‘Kara Deri, Beyaz Maskeler’)’i, hala Fransa’dayken yazmış olsa da, yapıtlarının çoğu, Kuzey Afrika’da yazıldı. En büyük yapıtları, Year 5 of the Algerian Revolution’ı (‘Cezayir Devrimi’nin 5. Yılı’, daha sonra A Dying Colonialism ‘Can Çekişen Kolonicilik’ adıyla yeniden basıldı) ve şimdiye dek kolonisizleştirme üstüne yazılmış en önemli yapıt olan The Wretched of the Earth (‘Yeryüzünün Lanetlileri’)’ni bu dönemde yazdı. ‘Yeryüzünün Lanetlileri’, ilk kez 1961’de, François Maspero’ca yayımlandı ve kitapta, Jean-Paul Sartre’ın önsözü vardır. Kitapta, Fanon, ulusal kurtuluş mücadelesinde sınıfın, ırkın, ulusal kültürün ve şiddetin rolünü çözümler. İki kitap da, Fanon’u, 3. Dünya’nın çoğunun gözünde, 20. yüzyılın başı çeken kolonileştirme-karşıtı düşünürü yaptı. Fanon’un üç kitabı, Esprit ve ‘El Mücahit’ gibi dergilerde çok sayıda psikiyatri makalesiyle olduğu kadar Fransız koloniciliğinin köktenci eleştirileriyle de desteklendi.

Yapıtlarının alımlanması, çok sayıda atlama ve yanlış içerdiği kabul edilen İngilizce çevirilerce etkilenmiştir, doktora tezini de içeren yayınlanmamış yapıtları ise, az ilgi gördü. Sonuç olarak, Fanon, çoklukla, şiddetin savunucusu olarak resmedildi. Fransızca özgün metinde, bunun böyle olmadığı açıktır. Üstelik, yapıtları, psikiyatrik konulardan siyaset, toplumbilim, insanbilim, dilbilim ve yazına dek geniş bir alanı kapsayacak ölçüde disiplinlerarasıdır.

Cezayirli FLN’ye (Front de Libération Nationale, Ulusal Kurtuluş Cephesi) katılımı, 1955’ten başlayarak, izlerkitlesini kolonileştirilmiş Cezayirliler olarak belirledi. Son yapıtı Les damnés de la terre (İngilizce’ye Constance Farrington tarafından The Wretched of the Earth, ‘Yeryüzünün Lanetlileri’ olarak çevrildi) onlara yönelikti. Ezilenlere, kolonisizleştirme kasırgasında ve yeni-kolonici/ küreselleşmiş dünyada karşılaşacakları tehlikelere karşı uyarı niteliği taşır.

Etkisi
Fanon’un kolonicilik-karşıtı hareketlere ve özgürlük hareketlerine esin verici bir etkisi olmuştur. Özellikle, Les damnés de la terre, İran’da Ali Şeraiti, Güney Afrika’da Steve Biko ve Küba’da Ernesto Che Guevara gibi devrimci önderlerin yapıtlarında başlıca bir etkidir. Bunların içinden yalnızca Guevara, Fanon’un şiddet kuramlarıyla ilgilenmiştir; Şeraiti ve Biko için Fanon’a temel ilgi, sırasıyla, ‘yeni insan’ ve ‘siyah bilinci’ dolayısıyladır. Fanon’un etkisi, Filistinliler’e, Tamiller’e, İrlandalılar’a, Kara Panterler’e, PKK'ye ve birçok ulusal harekete kendi kaderini belirleme fikri noktasında etki.

Müzik
* Rage Against the Machine, 1996 tarihli albümü Evil Empire’da, "Year of tha Boomerang" adlı parçada Fanon’u anıyor: "grip tha cannon like Fanon and pass tha shell to my classmate". ‘Yeryüzünün Lanetlileri’, albümün iç kapağında görünüyor.
* Rage Against the Machine’in eski üyesi Zack de la Rocha da, Last Emperor ve KRS-One’la yaptıkları ‘C.I.A. (Criminals In Action)’ adlı parçada Fanon’a gönderme yapıyor: "I bring the sun at red dawn upon the thoughts of Frantz Fanon, So stand at attention devil dirge, You'll never survive choosing sides against the Wretched of the Earth."
* Third Sight, 2006 tarihli Symbionese Liberation Album adlı albümlerindeki ‘Will I Get Shot by a Dope Fiend?’ adlı parçada Fanon’a gönderme yapıyor.
* Digable Planets, Coneheads adlı film müziğinde, Fanon’u anıyor.
* The Dialectics, 2006 tarihli ‘Styles of Resistance’ adlı albümlerinde ‘Lost artists’ adlı parçada Fanon’a gönderme yapıyor: "About face, a small place in this wreckless abandon, a new canon written out of the ashes of Franz Fanon.

Günümüz Sanatı
* Jimmie Durham, bir Amerika yerlisi kavramsal sanatçı, "Often Durham Employs..." (1998) adlı yapıtta, Fanon’dan bir alıntı alarak Fanon’a gönderme yapıyor: "The zone where the natives live is not complementary to the zone inhabited by the settlers." (Fanon)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 7 Mart 2009 01:16
Gerçekçi ol imkansızı iste...