Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
26 Kasım 2013       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Ülkemizde ilk kamu yayıncılığı ne zaman başlamıştır ve zaman içinde gelişim süreci nasıl olmuştur?
Kamu televizyonlarının ekonomik kaynakları nereden sağlanmaktadır?
Kamu televizyonlarının kanal çeşitleri nelerdir?
Kamu televizyonlarının yayın ilkeleri nelerdir?
Kamu televizyonlarının kuruluş amacı nedir?

Kamu Hizmeti Yayıncılığı Nedir?
Kamu Hizmeti Yayıncılığı, "Halk için yapılan, halk tarafından finanse edilen ve halk tarafından kontrol edilen" yayıncılıktır. Bu tanım kamu yayın kuruluşları ile diğer (ticari-devlet) yayın kuruluşları arasındaki farkı da ortaya koymaktadır.



Türkiye'de Kamu Hizmeti Yayıncılığı

Tarihçe


Radyo Yayınları
İlk programlı radyo yayınına 1965 yılında geçildi ve bütün radyolar haber saatlerinde Ankara Radyosu'na bağlandılar. Aynı yıl bünyesinde "Türk Sanat ve Halk Müziği Danışma Kurulu" ve "Batı Müziği ve Çok Sesli Türk Müziği Danışma Kurulu" toplandılar. Seçim sonuçlarını vermek için ilk sabaha kadar yayın yine bu yıl yapıldı. 1966 yılında TRT kapalı devre televizyon eğitimi yayınları başladı. Spor haberleri ilk kez 1967 yılında haber bülteni ile birlikte verildi. Erzurum ve İzmir radyoları yine bu yıl içerisinde yayın hayatlarına başladılar. Televizyon yayınına yönelik çalışmalara hız verildi.

Televizyon Yayınları

31 Ocak 1968'de deneme mahiyetinde ilk televizyon yayınını Nuran Devres spikerliğinde Ankara'da gerçekleştirilmiştir.Nuran Devres'ın 1968'de yaptığı açılış konuşması şöyledir:
"Burası 3.bant 5. kanaldan deneme yayınları yapan Ankara Televizyonu. Bugün 31 Ocak 1968. Bu akşamki deneme yayınlarına başlıyoruz."
Televizyon yayınlarında ilerlemeye devam eden TRT, ilk canlı spor yayını, 1971 yılında İzmir'de oynanan Karşıyaka Spor Kulübü ile İstanbulspor arasında oynanan futbol maçını naklen vererek gerçekleştirdi.
1972 yılında televizyonda ilk kez "Bedava Dünya Gezisi" adlı yabancı dizi Türkçe seslendirildi. Reklam yayınlarına başlandı. Münih 1972 Olimpiyat Oyunları'nı vererek ilk dış naklen yayını gerçekleştirdi.

Özerkliğin Kaldırılması

1971 Muhtırası'nın ardından 1972'de anayasa değişikliği sırasında TRT'nin özerkliği kaldırıldı ve kurum, "tarafsız" bir kamu iktisadi kuruluşu olarak yeniden düzenlendi.

1970'ler
Televizyon yayınları 1974 yılında 7 güne çıkarıldı. 1974 Dünya Kupası TRT'de naklen yayınlanan ilk Dünya Kupası olarak kayda geçti.
Türkiye Radyoları "TRT 1" radyoları adı altında 24 saat kesintisiz ortak yayına başladı. 1975 yılında TRT'nin ilk kez katıldığı 20'nci Eurovision Şarkı Yarışması, Stokholm'den naklen verildi. İlk renkli televizyon yayını 1976'da gerçekleşti.

1980'ler
1980 yılınının son günü, yılbaşı gecesi oryantal Nesrin Topkapı ilk kez televizyona çıktı. 1984 yılında TRT tümüyle renkli yayına geçti. Yine aynı yıl radyolar da stereo yayına başladı. 1980'lerde TRT'nin yılbaşı özel programları popüler hale geldi ve özel kanalların açılmasına kadar en çok rating alan programlardan oldu.


Kuruluşu ve Gelişimi
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla, 01 Mayıs 1964’de, özel yasayla özerk tüzel bir kişiliğine sahip olarak kuruldu. 1972’deki anayasa değişiklikleri ile kurum “tarafsız” bir kamu iktisadi kuruluş olarak tanımlandı.
1982 Anayasası hükümleri doğrultusunda 1984 yılında Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu yeniden düzenlendi. Uydu yayınlarının 1986’dan sonra, Türkiye’ye yönelik yayın yapan özel televizyonların ortaya çıkması, TRT’nin 1990 yılına kadar süren televizyon yayınları üzerindeki tekelini ortadan kaldırıldı.
Anayasanın 133. maddesinin 1993’te değiştirilmesiyle özel radyo ve televizyon yayınları serbest bırakılırken, TRT’nin özerkliği yeniden tesis edildi. TRT bugün, özerkliği ve tarafsızlığı anayasada hükme bağlanan, radyo ve televizyon ile tüm medya araçlarından yayın yapan kamu hizmeti yayıncısı olarak hizmet vermektedir.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun kuruluşundan daha önce, ilk kez Türk Telsiz Telefon A.Ş.’ye bağlı olarak gerçekleştirilen radyo yayınları 1964’de TRT çatısı altında toplandı. 06 Mayıs 1927’de yayına başlayan İstanbul Radyosu’nun ardından 1928 yılında Ankara Radyosu ilk yayınlarını yaptı. Ankara ve İstanbul Radyoları 08 Eylül 1936 tarihinde PTT’ye devredildi. PTT’ye devredildikten sonra vericisi güçlendirilen Ankara Radyosu 28 Ekim 1938’de resmen işletmeye açıldı. Ekim 1938 yayınlarına ara veren İstanbul Radyosu, 19 Kasım 1949’da yayın hayatına geri döndü. II. Dünya Savaşı ile birlikte radyolar yeni kurulan Matbuat Umum Müdürlüğü’ne (Basın Yayın ve Turizm/Enformasyon Genel Müdürlüğü) bağlandı. 1950’de yayın hayatına İzmir Belediyesi’ne bağlı olarak başlayan İzmir Radyosu, 1953’ten itibaren Matbuat Umum Müdürlüğü bünyesinde yayınlarını sürdürdü.
1960’dan sonra sekiz ilde İl Radyoları kuruldu. Radyo yayınlarının yönetiminin özerk ve tarafsız bir kamu iktisadi kuruluşu olarak düzenlenmesini öngören 1961 Anayasası uyarınca, 1964 yılında 359 sayılı yasayla TRT bünyesinde devam eden radyo yayınları, vericilerinin güçlendirilmesi ile daha geniş kitlelere ve alana ulaştı. 1974 yılında, TRT’nin merkez ve bölge radyolarının birleştirilmesiyle TRT-1, TRT-2 ve TRT-3 radyo yayınları oluşturuldu.
Televizyon yayınları ise, 31 Ocak 1968’de Türkiye’nin ilk deneme televizyon yayını Ankara’da Mithatpaşa Stüdyosu’nda Mahmut Tali Öngören’in açılış konuşmasıyla başladı. Haftada 3 gün, üçer saat olarak başlayan deneme yayınları 1 yıl sonra haftada 4 güne çıktı. 1970’de İzmir Televizyonu, ardından 1971’de İstanbul Televizyonu faaliyete geçti.
1969’da astronotların Ay’a ayak basmaları ve Zeki Müren’in Ankara’da verdiği konser televizyon ekranından yansıdı. 1973’de ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün cenaze töreni naklen yayınlandı. 20 Temmuz 1974’de başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan tüm Türkiye ve Avrupa TRT yayınlarıyla haberdar oldu. Eurovision Şarkı ve Beste Yarışması’na Türkiye, ilk kez 1975’de TRT’nin organizasyonuyla girdi. 1978’de ilk kez su altı kameraları kullanılarak “Derinlerdeki Geçmiş” adlı belgesel renkli film çekildi. 1979 yılında, 5 ülkeden 133 çocuk 31 liderin katıldığı ilk 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi.
1974 yılında Televizyon yayınları haftanın her günü gerçekleştirilirken, yayınlar ülke nüfusunun %55’i (19 milyon) ve ülke yüzölçümünün %28 i (210.861 km2) tarafından izlenilir oldu. Televizyonunun Türkiye’ye gelişinin 10. yılında PTT merkezlerine kayıtlı Televizyon alıcı sayısı 2 milyon 250 bine ulaştı. Yurt içinden verilen ve yurtdışında alınan eşgüdüm, yayın, kayıt ve kurgu işlemlerini yapabilecek kapasitede olan Eurovision bağlantı merkezi 1982 yılında hizmete girdi. Giderek artan yayın saatleri ile birlikte ekran, 31 Aralık 1981 yılbaşı gecesinden itibaren renklenmeye başladı ve 1984 yılında tamamen renkli yayına geçildi.
1986 yılında televizyonun 2. kanalı TRT-2 yayın hayatına merhaba dedi. 1987’de “İntelsat” uydusundan kiralanan bir aktarıcıdan TRT-1 ve TRT-2 programları uydu yoluyla bütün Türkiye’ye ulaştı. TRT-3 ve GAP-TV, 1989 yılında hizmete girdi ve TRT’nin kanal sayısı 4’e çıktı. 1990’da ise eğitim ağırlıklı TRT-4 ile Avrupa yaşayan Türk işçilerine yönelik TRT-INT yayınları başladı. 1993’te Kafkasya ve Orta Asya’ya yönelik programların yer aldığı TRT-AVRASYA kanalı, 1995’te ise TBMM TV yayına girdi.
1998 yılında ilk yurt dışı temsilciliğimiz TRT Almanya - Berlin Temsilciliği açıldı. Bunu sırasıyla 1999 yılında Türkmenistan-Aşkabat Temsilciliği, 2000 yılında Azerbaycan-Bakü, Mısır-Kahire ve Belçika-Brüksel takip etti. 2002 yılına gelindiğinde 6'ncı yurt dışı bürosu ABD-Washington'da, 2004 yılında da Özbekistan-Taşkent bürosu açıldı.
1999 yılında TRT_SAYTEK (Sayısal Yayın Teknoloji Merkezi) kurularak internet sitesi www.trt.net.tr adresi ile yayına başladı.
2003 yılı hem Kurumumuz hem tüm Türkiye için unutulmaz bir yıl oldu. TRT ülkemiz adına katıldığı 48. Eurosion Şarkı Yarışmasını, Sertap ERENER’in yorumladığı “Every Way That I Can” şarkısıyla kazandı.
Yurt dışında da etkin bir yayıncı olan Kurumumuz 2004 yılında (ABU) Asya-Pasifik Yayın Birliği, Asiavision sözleşmesini imzaladı.
01.11.2008’de Türkiye’nin ilk ve tek yerli çocuk kanalı olma özelliği ile TRT Çocuk yayın hayatına başlarken, 01.01.2009’da farklı dil ve lehçelerde yayın yapan ilk kanal TRT-6 Kürtçe yayına başladı.
20.11.2008’de hayata geçirilen www.trt-world.com, 31 dilde haber yayını ile yeni medya hizmet ortamındaki yayıncılar arasında dünyada 5. sırada yer aldı. Bugün yayın yapılan bölgeyle ve bütün dünyayla ilgili sıcak gelişmeler, uzmanların görüşlerinin de yer aldığı kapsamlı, tarafsız ve doğru bir içerikle 32 dilde dünya kamuoyuna sunulmaktadır.
Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Ortadoğu’dan Kafkaslara 27 ülke ve 13 muhtar cumhuriyette yaklaşık 250 milyon nüfuslu bir coğrafyaya hitap edecek olan TRT Avaz, 21.03.2009’da yayın hayatına başlayarak Türkçe, Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe ve Türkmence programları ile yayın coğrafyasındaki bütün ülkelerin yer alacağı ve her ülkeden izleyicinin kendinden bir şeyler bulacağı “ortak kanal” oldu.
TRT Türk, 08.05.2009 tarihinde uluslararası Türkçe haber ve kültür kanalı kimliğiyle yayınlarına başlarken, aynı yıl test yayınlarına başlayan TRT ANADOLU ise TRT ile Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği'nin ortaklaşa yayın yapacağı kanal olarak öngörüldü. 16 Kasım 2009'da yayına başlayan TRT Müzik, Türk Müziği ağırlıklı olmakla birlikte geçmişten günümüze yerli ve yabancı müzik yayınlarıyla, Türkiye'nin ve dünyanın müziğini TRT farkıyla ekrana taşıdı.
"Tanık Olmaya Hazır mısınız?" sloganıyla 17 Ekim 2009'da yayına başlayan TRT Belgesel Kanalı Türkiye'yi; İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Türkçe ile beş farklı dilde dünyaya tanıtmaktadır.
2009'da ayrıca Radyo 6, TRT Nağme, TRT Ankara Kent Radyosu, TRT Türkü ile TRT Avrupa FM radyoları yayına başladı.
TRT, Avrupa ve dünyanın önde gelen haber kanallarından Euronews ile işbirliğine imza atarak Euronews'in büyük ortakları arasına girdi ve Euronews haber kanalı Ocak 2010'da 9. dil olarak Türkçe yayına başladı.
18 Mart 2010 tarihinde TRT Haber kanalı yayın hayatına başlarken, Arapça yayın yapan TRT –“ETTÜRKİYYE” Kanalı, Arap ülkelerinde en çok seydredilen kanal olmayı hedefleyerek 4 Nisan 2010 tarihinde yayına başladı.
Yayıncılık kalitesinde gelinen en üst nokta olan HD yayını yapan TRT HD kanalı, ağırlıklı olarak spor, belgesel ile sinemaya yer veriyor. Haziran 2010 tarihinde yayına başlayan kanalda 2010 dünya kupası maçlarından sonra yaz ve kış olimpiyatlarının yayınlanması planlanıyor.
Ağustos 2010 tarihinde yayına başlayan TRT Spor, ulusal ve uluslararası tüm spor müsabakalarını ve organizasyonları canlı ya da banttan ekranına taşırken, sporun her dalına ayrı önem veriyor. 28 Ekim 2010' da test yayınından ulusal yayına geçen TRT 5 ANADOLU, yerel kanalların gün içinde ortak yayın yapacağı kanal oldu. Ayrıca TRT tarafından, program hazırlama sürecinde yerel kanallara TRT stüdyolarından faydalanma imkanı verilerek, kanalların yayın kalitelerini arttırmalarına destek olunması planlanıyor. Ocak 2011 tarihinde yayına başlayah TRT Okul ise çeşitli yaş gruplarına yönelik hazırlanan eğitim ve kültür programlarıyla bir teknoloji ve eğitim kanalı.
TRT son yıllarda Televizyon alanında ciddi açılımlar ve projeler üreterek yeni TV kanalları açmanın yanında radyoculuk ve internet medyası alnında yeni açılımlar ve kanallar açmış bulunmaktadır. TRT bugün 15 televizyon kanalı, 7 ulusal, 6 bölgesel, 5 uluslararası radyo kanalı, trt.net.tr ve trt.world.com üzerinden 35 dil ve lehçede yayın, teleteks yayını ve "TeleVİZYON", "TRT Çocuk" ve "TRT Haber DD" dergileriyle Türkiye ve dünyaya yayın yapmaktadır.


Finansman (Ekonomik Kaynakları)
Kamu yayıncılığının ihtiyaç duyduğu finans kaynağının, bu hizmetin yürütülmesine en uygun yapı ve model içinde sağlanmasının devletlerin yükümlülüğü olduğu hususu, ülkemizin de katıldığı Avrupa Konseyi ve Avrupa Bakanlar Kurulu kararlarında önemle vurgulanmıştır.
Kurumumuzun kurucu üyeleri arasında yer aldığı Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) de bu konuda çeşitli rapor ve incelemeleri mevcuttur. Bu ortak yaklaşıma göre “kamu yayıncılığı hizmeti” kavramı kendine özgü bir kavram olup kamu yayıncılığı “bütün nüfus” için yapılan bir hizmettir. Kamu yayıncılığı yalnızca kamunun çıkarlarına hizmet eden, izleyicileri “tüketici” olarak değil, “vatandaş” olarak gören bir hizmet niteliği taşımaktadır.
Prag’da 7-8 Aralık 1994 tarihlerinde toplanan ve ülkemizin de katıldığı Avrupa Bakanlar Konferansı’nda “Kamu Yayıncılığının Geleceği” hakkında alınan 1 nolu kararda; kamu hizmeti yayıncılarının kamusal misyonlarını yerine getirebilmelerini garanti edebilmek için ihtiyaç duydukları istikrarlı ve güvenli finansal kaynağı sağlamaları konusunda, devletlerin yükümlülükleri vurgulanmıştır.

Daha sonra aynı konuda 11.09.1996 tarihli “Kamu Yayıncılığının Bağımsızlığının Garanti Edilmesi” hakkındaki 10 sayılı Tavsiye Kararı çıkarılmış olup kamu hizmeti yayıncılığının bağımsızlığı konusunda ilave ilkeler getirmiştir. Bu belge de, kamu yayın kuruşlarının kurumsal özerkliğinin ve yayın muhtevası yönünden bağımsızlığının garanti edilmesine duyulan ihtiyaca ışık tutmaktadır.

Karar özellikle ruhsat ücretleri ve devlet bütçesinden ödenecek pay gibi kaynakların garanti edilmesine özel bir önem vermektedir. Ruhsat ücretleri, kamu sübvansiyonları, reklam ve sponsor gelirleri, görsel-işitsel ürünlerin satışından elde edilen gelirler vb.) belirtilmiştir.

01.05.1999 tarihinde ise yeni Avrupa Topluluğu Antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle üye ülkelerde bu anlaşmanın bir parçası haline gelen “Kamu Yayıncılığı Hakkındaki Amsterdam Protokolü” üye devletlerin kamu yayıncılığını tanımlayarak, gerekli finansal kaynağı sağlamakla yükümlü olduklarını bir kez daha teyit etmektedir.
Bilgilendir-Eğit-Eğlendir amacı üzerine gelişen kamu kurumu yayıncılığı, günümüzde acımasız rekabet koşullarında ciddi bir kaynak kıtlığı sorunu yaşamaktadır. Özellikle yayıncılığın özünde reklam gelirini birinci kaynak olarak düşünmek doğrudur. Ancak, yapılan iş kamu yayıncılığı olduğundan reklam gelirlerini birinci kaynak olarak düşünmek en tehlikeli düşünce tarzıdır. Çünkü kamu yayıncılığı ilkeleri gereği, programların niteliği üzerinde yoğunlaşır. Yüzde 1’lik izlenme payına sahip olan bir program yapılabileceği gibi, marjinal gruplar içinde programlar yapılabilir. Bu durum reklam gelirlerini düşürür. Reklam gelirleri için popülariteye kaçmak ise kuruluşu kamu yayıncılığı ilkelerinden uzaklaştırır. Dolayısıyla kamu yayıncılığının yapıldığı yerde reklam gelirlerinden ciddi boyutlarda bahsetmek ve bunları kaynak olarak göstermek Kurumlar için gelecek açısından potansiyel tehlikeyi beraberinde getirir.
Dünyadaki kamu yayıncılığı finans modellerine bakıldığında genelde reklam dışında kanunla garanti altına alınmış modellerin benimsendiği ve uygulandığı görülmektedir.
a) Yayın bedelleri; (Radyo-televizyon cihazlarından alınan ruhsat ücretleri, elektrik enerji payı, gelir vergisinden alınan pay gibi kamu yayıncılığında kullanılacak her tür ücret, vergi ve diğer kamusal yükümlülükler),
b) Genel Bütçe’den aktarılacak pay, fonlar, sübvansiyonlar,
c) Reklam/Sponsor gelirleri ve görsel-işitsel ürünlerin satışından elde edilecek diğer ticari gelirlere dayanmaktadır.
Kamu hizmeti yayıncılığının finansmanında hiçbir ülkede tek kaynağa dayanılmamakta, çoğunlukla karma bir finansman modeli uygulanmaktadır.
Yayın bedelleri, Avrupa’da karma gelir kaynakları içinde, kamu yayıncılığının amacına en uygun ve en ağırlıklı gelir kaynağı olarak kabul edilmektedir. Burada yayın bedeli kavramı ile ulusal mevzuattaki nitelendirmeye bakılmaksızın, izleyici/ dinleyiciden alınan doğrudan ve dolaylı, kısmen ya da tamamen kamu hizmeti yayıncılığının finansmanında kullanılan ve vergi niteliği taşıyan her türlü kamusal kaynağı ihtiva etmektedir.
Bu bedel;
• Türkiye’de halen uygulandığı gibi, tüketilen elektrik enerjisi ücretinden alınan yüzde oranında bir pay;
• Yunanistan’da olduğu gibi sınai kuruluşlar ve haneleri ayırmaksızın her elektrik sayacı başına tahakkuk ettirilen sabit bir bedel;
• Makedonya’da olduğu gibi sınai kuruluşları kapsamayan, yalnızca hanelere ait sayaçlar üzerinden alınan sabit bir bedel;
• Almanya, Fransa ve diğer bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerde olduğu gibi, radyo-televizyon cihazlarından her yıl alınan ruhsat ücreti şeklinde;
• Polonya, Macaristan gibi ülkelerde telefon faturasına eklenen sabit bir ücret şeklinde;
• Hollanda Parlamentosu’nun 1 Ocak 2000’de kabul ettiği yeni sistemdeki gibi, gelir vergisine eklenen özel bir kalemden tahsil edilmektedir.
Bunlar yayın bedelini toplamanın farklı yöntemleridir. Ortak özellikleri ise, “müşteri-satıcı” ilişkisi gibi gönüllülük esasına değil kamusal yükümlülüğe dayalı, vergi niteliğinde zorunlu ödemeler şeklinde belirlenmiştir.
Ülkemizde sıklık ile TRT’nin finans kaynakları ve özellikle TRT enerji payı konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Bu tartışmalarda ise TRT ile yabancı kamu yayın kurumları özellikle BBC karşılaştırılmaktadır.


Televizyon Kanalları (Kanal Çeşitleri)
TRT'nin çoklu kanala geçmesiyle kanalların isimleri TV şeklinde anılmaya başladı: 1986'da haber ve kültür ağırlıklı yayın yapan TV2 (TRT 2), 1989'da ise spor programları, Anadolu'ya yönelik programlar ve TBMM yayınlarını veren TV3 (TRT 3 ve TRT Gap) kuruldu. 1990 yılında Telegün ismi ile teletekst yayınları devreye girdi. Aynı yıl müzik ve eğitim üzerine programlar yayınlayan TV4 (TRT-4) ve dünya üzerindeki tüm Türklere yönelik yayın yapmaya başlayan TV5 (TRT İnt Avrasya) kuruldu.
28 Eylül 1992'de kanallar yeniden TRT adını aldı. 2001 yılında TRT tüm logolarında değişikliğe gitti. TRT İnt Avrasya iki ayrı kanala ayrılarak TRT İnt ve TRT Türk olarak yayına yayına başladı.
2 Şubat 2006 tarihinde ise sayısal yayıncılığın test yayınına geçti. 2008 yılının Kasım ayında TRT Çocuk adlı çocuk televizyon kanalı, aynı yılın son günlerinde Kürtçe yayın yapan TRT 6 yayın hayatına başladı.
2009 yılında TRT 1, TRT 3 ve TRT 6 logolarını değiştirdi, ayrıca Nevruz bayramında Türk dillerini konuşan halklara hitap eden ve Azerice, Türkmence, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca dillerinde programlar yayınlayan TRT Avaz, 18 Ekim 2009'da ise belgesel ve turizm programları yayınlayan TRT Belgesel adlı kanal yayına başladı. 4 Nisan 2010'da ise TRT'nin Arapça yayın yapan kanalı TRT Et-Türkiyye, 27 Mayıs 2010'da da TRT HD yayın hayatına başladı. 19 Mayıs 2012'de de TRT 1 HD yayın hayatına başladı,19 Ağustos 2012'de TRT 3D açıldı!
Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ yaptığı açıklamada TRT'nin İngilizce haber yapan bir kanal hazırlama çalışmasında olduğunu belirtti.


Yayın İlkeleri
Anayasanın 133. maddesi ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu uyarınca tarafsız bir kamu tüzel kişiliğe sahip Türkiye’nin tek kamu yayın kuruluşu olarak yayınlarımızın tarafsızlığı esastır.
2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanununun 5. maddesine göre Türkiye Radyo Televizyon Kurumu yayın esasları şunlardır:
a) Anayasanın sözüne ve ruhuna bağlı olmak; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, milli egemenliği, Cumhuriyeti, kamu düzenini, genel asayişi, kamu yararını korumak ve kollamak,
b) Atatürk ilke ve inkılaplarını kökleştirmek, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören milli hedeflere ulaşmayı gerçekleştirmek,
c) Devletin milli güvenlik siyasetinin, milli ve ekonomik menfaatlerinin gereklerine uymak,
d) Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak yahut Devleti ve Devlet otoritesini ortadan kaldırmak veya dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak yahut sair herhangi bir yoldan bu kavramlara ve görüşlere dayanan bir Devlet düzeni kurmak amacı güden rejim ve ideolojilerin propogandasına yer vermemek,
e) Genel ahlakın gereklerini, milli gelenekleri ve manevi değerleri gözetmek,
f) Türk milli eğitiminin temel görüş, amaç ve ilkelerine uymak,
g) Kolayca anlaşılabilir, doğru, temiz ve güzel bir Türkçe kullanmak,
h) Toplumun beden ve ruh sağlığına zarar verecek hususlara yer vermemek,
i) Karamsarlık, umutsuzluk, kargaşa, dehşet, saldırganlık gibi olumsuz duygular uyandırmak ve telkin etmek amacına yönelik yayın yapmamak,
j) Kişilerin özel hayatlarına, şeref ve haysiyetlerine saygılı olmak ve dürüstlük anlayışına bağlı kalmak,
k) Haberlerin toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk ve çabukluk ilkeleri ile çağdaş habercilik teknik ve metodlarına bağlı olmak,
l) Haberler ile yorumları ayırmak ve yorumların kaynaklarını açıklamak,
m) Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak.

Kuruluş Amacı

TRT, 359 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Yasası ile 1964 yılında özerk kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurum olarak, devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla kuruldu.



*****
Kaynaklar
TRT - Vikipedi
http://www.trt.gov.tr/Kurumsal/s.aspx?id=tarihce
http://www.trt.gov.tr/Kurumsal/s.aspx?id=yayin+ilkelerimiz
KAMU HZMET YAYINCILII TANIMI, FNANSMANI VE TRT

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!