Arama


halukgta - avatarı
halukgta
Kayıtlı Üye
30 Kasım 2013       Mesaj #37
halukgta - avatarı
Kayıtlı Üye
Bizleri din adına birileri öyle yönetiyor ki, sanırım eğriyidoğrudan ayırabilmemiz için, eğer Rabbin gönderdiği Furkan ile aramıza bir duvarörülmesine müsaade etmiş, onunla bağımız kesilmiş ise, doğrusu nasıl bir yoldayürüdüğümüzün de farkına varmamız, mümkün olmayacaktır.


Geleneksel İslam ın öğretisinde Allah a, Tanrı ya da ilah demeninyanlış olduğu öğretilmiş ve Allah ın 99 ismi içinde, Tanrı kelimesi geçmiyor,onun için bu ismi kullanamayacağımız bizlere öğretilmişti. Fakat ayetlerüzerinde bir bütün olarak düşündüğümüzde, bu düşünceden yola çıkarsak,yanılabileceğimizi göreceksiniz. Bu düşüncelerimi sizlerle de paylaşmakistiyorum. Yorum ve karar elbette sizlerin.


Önce sizlere bazı ayet örneklerini vermek istiyorum, ama aynıayeti yine Diyanetin yayınladığı, fakat her ne hikmetse bazı kelimeleri zamanladeğiştirip yayınladığı, meallerinden dikkatinizi çekmesi adına örnek vermekistiyorum. Acaba gerçekten Kur’an da, TANRI YA DA İLAH kelimesi geçmiyor mu,bunu gelin birlikte anlamaya ve üzerinde düşünmeye çalışalım.


Diyanet İşl. Bşk. eski meali:


HUd 84: Medyenhalkına kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey milletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan başka Tanrınız yoktur. Ölçüyütartıyı eksik tutmayın. Doğrusu ben sizi bolluk içinde görüyorum ve hakkınızdakuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."


Diyanet İşl. Bşk. yeni meali:


Hud 84:Medyen halkına da kardeşleri Şu’ayb’ı peygamber gönderdik. O, şöyle dedi: “Eykavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Ölçüyü vetartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum. Ben sizin adınızakuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.”


Yukarıdaki Diyanet İşleri Başkanlığının, önce ve daha sonrayayınladığı Kur’an mealleri üzerinde düşünelim. Çok ilginçtir Diyanet ilk çevirisindebu sözcüğü, TANRI kelimesiyle çevirmekte hiçbirsakınca görmediği halde, daha sonra sanırım geleneksel İslam ın baskısı sonucuolsa gerek, değiştirme gereği duymuş ve ilah olarak çevirmiş.

Hud suresi 84. ayette geçen cümleye bakalım önce.


("Eymilletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan başka Tanrınız yoktur.)


Cümlenin ilk bölümünde Rahmanın, yaratıcının bizzat özel ismiylebahsediliyor ve Allah a kulluk etmemiz emrediliyor. Peki, ondan sonra kurulancümlede geçen, ondan başka Tanrı yoktur, ya da daha sonra değiştirilen mealdegeçen O’ndan başka hiçbir ilâhınızyoktursözleriylene anlatılmak isteniyor olabilir?


Buradan şunu çok açık anlıyoruz ki, ilk cümlede Allah ın birçok özelisimlerinden birisiyle zikredildiği halde, daha sonraki cümlede geçen çok özelbir isimle yani TANRIya da İLAHkelimesiyle nitelendiriliyor. Demek ki son söylenen kelimenin anlamı, ilksöylenen Allah özel isminden, çok farklı olmalı değil mi sizce de? Ayettenanlaşıldığı gibi, ilk söylenen Rahmanın Kur’an da geçen birçok isminden birisi.İkinci zikredilende ise onun makamını, gücünü temsil eden ismi olduğu anlaşılıyor.


Bizlere ne öğretilmişti hatırlayalım. Tanrı kelimesi ile Allah ıanamayız, çünkü onun 99 ismi içinde Tanrı ismi yoktur. Eğer Tanrı kelimesinidiğer 99 ismi ile aynı manada algılarsak, söylenenlere doğru dememiz gerekir.Fakat aynı cümle içinde, arka arkaya Rabbin çok farklı bir özelliğinden,isminden bahsediliyor ki, son bahsedilen ister Tanrı olsun ister İlah, buradageçen kelimelerin anlamının, çok farklı olduğu çıkıyor ortaya.


Bu konu ile ilgili bir örnek vermem gerekirse, bugün NAMAZ olarakKur’an dan çevirdiğimiz kelime, bu haliyle Kur’an da geçmez. Kur’an da SALÂTolarak geçer. Ayet Türkçeye çevrildiğinde, namaz olarak çevrilmiştir. Ama hiçkimse buna itiraz etmez. Çünkü biz biliriz ki bu yaptığımız ibadet SALÂT etmek,yani namaz kılmaktır. Önemli olan kalben, neyin ne olduğunun bilincindeolmaktır.


Şimdide bu sözcüklerin ne anlama geldiğine bakalım.


İlah kelimesinin anlamı, Tanrı, mabudanlamları ile aynı olup, Kendisine ibadet edilen, mutlak tek güç,her şeyden çok sevilen kutsal olan, yardım istenilen ihtiyaçduyulan, anlamında kullanılır.


Çoktanrılı dönemlerde bu kelimeler, birden fazla ilahlar için kullanılırdı. Tektanrı yani Allah ın indirdiği ehli kitap dönemlerinde, Allahtan başka İlaholmadığı, bir başka deyişle Allah tan başka Tanrı olmadığı için, artık bukelime Yalnız Allah için kullanılmaya başlanmıştır. Yaratıcımızın Kur’an da Allah,Rahman, Rahim ve benzerleri birçok isimleri geçer. İlah, Tanrı kelimeleri ise, onun makamına,otoritesine, gücüne ve yüceliğine verilen isimlerdir. Yani ikisifarklı anlamlardadır.


Yukarıdaki açıklama üzerinde düşünelim şimdide. Dikkat edersenizöyle büyük, kutsal bir güçten bahsediliyor ki, makamına verilen isimlezikrediliyor. Bu isim Allah ın Kur’an da verdiği özel isimlerden çok farklıanlamda gücünü, otoritesini yansıtan anlamında bir isim olduğu anlaşılıyor.Yani bizler TANRI ya da İLAH sözcüğüyle, Allah ı tüm genel özelliklerisıfatlarıyla, gücüyle kabul ettiğimiz anlamında, makamının ismiyle onu anmış oluyoruz.


Bu durumda Allah ı andığımızda Tanrı, ilah sözcüğünü kullanmamız,elbette yanlış olmayacaktır, bunu Kur’an dan açıkça görüyoruz. Fakat Kur’an ın zikrettiği diğer özel isimleriyle,sıfatlarıyla bizzat Onu anmamız ona hitap etmemiz, bizlerin yaratıcımıza dahayakın hissetmemize neden olacağını düşünüyorum. Bu benim şahsi düşüncemolduğunu da, belirtmek isterim.


Bizleri Yaratan Rahman, kendi sıfatlarıyla bizlerin ona hitap edebileceğimizi,Kur’an da ki örnek ayetlerden anlıyoruz. Yaradan ı anarken, Kur’an ın genelindesıkça kullandığı isimlerle ona hitap etmemiz, daha doğru daha güzel olacağınışahsım adına düşünüyorum.


Tanrı ya da ilah kelimesi, bazı yanlış bilgilerin etkisiyle, okadar yanlış anlamlara dönüştürülüyor ki, anlamak mümkün değil. Örneğin bukonuda bakın neler söyleniyor?


(Allah adı yerine, tanrı veya tanrıadı yerine Allah demek caizdeğildir. Çünkü tanrı,
ilah, mabud-put demektir.)


Bu düşünce ve inanç yukarıdaki Hud 84.ayeti ve Kur’an da benzeri birçok ayeti, acaba nasıl çevirip anlıyorlar, buayetlerden haberleri yok mu, doğrusu merak ediyorum.


Bizlerin her zaman Rahmanı zikredipövdüğümüz ve La ilahe illallah demekle,Rahmanabir söz verdiğimizi hatırlayınız. Acaba bizler bu sözle ne diyoruz? Allahtan başka ilahyoktur diyoruz. İşte bizler nesöylediğimizin farkında bile değiliz. Bizler La ilahe illallah diyerek Allahtanbaşka İlah, yani Tanrının olmadığını, sahte ilahlara iman etmediğimizi ve bunagönülden iman ettiğimizi, Rabbimize her gün söylemiş oluyoruz.


Bahsettiğimizayette geçen kelime yerine, ister Tanrı deyin, ister ilah hepsi aynı anlamagelmekte olup, bizlere öğretilen Allahın 99 ismi arasındaikisi de yoktur. Demek ki ayette verilen anlamla,bizlere söylenen isimlerin anlamları çok farklıymış. Lütfen araştırınız, birçokKur’an meallerinde, bu ayette geçen kelimenin, TANRI olarak çevrildiğinigöreceksiniz.


Konuyu daha iyi anlayabilmemiz, Allah ile Tanrı arasındaki farkıdaha iyi kavrayabilmek için, Araf suresi 59. ayeti de örnek vermek istiyorum.Bakın Diyanet bile yanlış bir düşüncenin etkisiyle, neler yapabiliyor.


Eski Diyanet İşl. Bşk. meali:


Araf 59:And olsun ki Nuh'u milletine gönderdik. "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, O'ndan başka Tanrınız yoktur; doğrusu sizin için büyük gününazabından korkuyorum" dedi.


Yeni Diyanet İşl. Bşk. Meali:


Araf 59:Andolsun, Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başkahiçbir ilâh yoktur.Şüphesiz ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum”dedi.


Bakın yine Diyanet İşleri başkanlığı dikkat ederseniz, değişimrüzgârlarını estirmiş. İşte kelimelerden medet umarak, yanlış inançlarımızaKur’an ı uydurmak, alet etmek bu olsa gerek. Bu yöntem o kadar çok kullanılıyorki günümüzde, birazcık düşünen tüm gerçekleri anlayacaktır. Biz yinede iyiniyetle bakalım ve doğruyu anlamaya çalışalım.


Araf suresi 59. ayete baktığınızda yukarıda verdiğim ayetörneğiyle aynı şeyleri anlattığını görüyoruz.


Bizler Yaratıcımızla daha samimi, daha yakın olabilmek, onaduygularımızı daha rahat açabilmek istiyorsak, Kur’an ın bütünlüğünde yüzlerce kezgeçen, birbirinden güzel sıfatları, özel isimleri ile onu anmalı, ona hitapetmeli, ona yalvarmalı, ona kulluk etmeliyiz diye düşünüyorum. Bunu yaparakbizler kendimizi, Allah a daha yakın hissedebileceğimiz kanısındayım. Sankiilah ya da Tanrı sözleri ile hitap etmek, bana samimi sıcak gelmiyor, nedersiniz?


Kur’an ı doğru anlamak için, önce kafamızdaki yanlış bilgilerdenkurtulmalıyız. Daha sonrada Allah ın Kur’an ı anlamamız için verdiği öğütlerihatırlayıp, dikkatle düşünmeliyiz. Bakın o zaman her şey, nasıl çok daha farklıanlaşılacak göreceksiniz.


Dilerim Rabbimden, Kur’an ın ipine sıkı sıkı sarılıp, onu anlamakadına çırpınan, en az hata yapmak adına çaba gösteren, Rabbin halis kullarıarasında oluruz.


Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK