Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2013       Mesaj #116
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
He would be here at five o’clock.O, saat beşte burada olacaktı.

Would she wait for me on the corner?O, beni köşede mi bekleyecekti?

I would see him the next day.Ertesi gün onu görecektim.

Ayşe wouldn’t leave me.Ayşe beni terk etmeyecekti. (etmeseydi)

Cümlenin anlamına göre her iki anlamdan birini verir.
Soru sorarken şimdiki zamanda da “will” yerine genellikle “would” kullanılır ve böylece daha kibar bir ifade olur.

Would you please give him this letter?Lütfen bu mektubu ona verir miydiniz?

Would you mind carrying the suitcase?Bavulu taşımak zahmetine katlanır mıydınız?

(Aynı kibarlık ifadesine Türkçede de rastlıyoruz.)
Would you like a cup of coffee?Bir fincan kahve ister misiniz?

(Anlamına geliyor. Eğer kelime kelime aynen çevirecek olursak “Bir fincan kahveden hoşlanır mıydınız?” diye çevirmemiz gerekirdi.)
Would you like? Cümlesi kalıplaşmıştır ve birisine birşey ikram etmek için kullanılır.
Düz cümlelerde de kibarlık ifade etmek üzere “want” yerine “would like” kullanılır.

I would like to see Mr. Smith.Bay Smith’i görmek istiyordum. (istiyorum)

You shouldn’t tell lies.Yalan söylemeyecektiniz. (söylememeliydiniz)

You should pay your debts.Borçlarınızı ödeyecektiniz. (ödemeliydiniz)

MIGHT


“May” yardımcı fiilinin geçmiş zamanı “might”dır.

I may go. Ben gidebilirim.

I might go. Ben gidebilirdim.

You might go. Sen gidebilirdin.

Soru şekli yapılırken “might” öznenin başına getirilir.

Might l go? Gidebilir miydim?
Might you go? Gidebilir miydin?

Olumsuz şekli yapılırken “might”tan sonra “not” eki getirilir.

I might not go. Gidemezdim.

You might not go. Gidemezdin.

“May” yardımcı fiilinin iki anlamı vardır.

1- İzin anlamı
2- Olasılık anlamı

Might l use your phone?Telefonunuzu kullanabilir miyim? (Telefonunuzu kullanabilir miyim?) izin anlamını taşıyor.

He might be late that night.O, o gece geç kalabilirdi. Olasılık anlamı taşıyor.

Ayrıca dilek ifade etmek için de “might” kullanılır.

You might tell me the truth.Bana doğruyu söyleyebilirdiniz. (Bana doğruyu söyleyiniz.)