Arama


zamangezgin1453 - avatarı
zamangezgin1453
Ziyaretçi
7 Aralık 2013       Mesaj #2
zamangezgin1453 - avatarı
Ziyaretçi

SEREBRAL PALSİ



Serebral palsi,doğum öncesi, doğum sırasında yada doğumu takip eden erken devrede merkezi sinir sisteminde bir hasar gelişimi ve bu hasarın kendisini hareket ve postur sisteminde göstermesi ile karakterize bir hastalıktır.
Buradan anlayacağımız şudur: Hastalık beyin dokusunun da içinde olduğu merkezi sinir sistemini etkilemiştir. Hastalığın bulguları ise beynin kontrol ve işlev kaybına uğrayan bölgesine bağlı olarak görülen hareket ve postur sistemi bozukluklarıdır. Bu hareket ve postur bozukluklarını sıralayacak olursak; spastisite, kontraktür, ataksi, istemsiz hareketler ve tikleri örnek verebiliriz.

Spastisite; beynin etkilenmesi sonucu kaslarda tonus artışı ile karakterize durumdur. Adaleler devamlı kasılı gibi dururlar ve kol yada bacağın belli posizyonda durmasına neden olurlar. Eğer tedavi edilmez ise kasılı adale grubunda kısalık zamanla gelişmektedir. Bu duruma kontraktür denir ki belli adale grubu ve yumuşak dokularda kısalık oluştuğunu gösterir.

Serebral palsi değerlendirilmesinde ve tedavisinde spastisite ve kontraktür ayrımı yapılması son derece önemlidir. Spastisitede eklem hareketindeki kısıtlılık eklem hızlı hareket ettirilince görülürken yavaş yaptırılan eklem hareketinde hiçbir kısıtlılık gözlenmez. Bu bulguya hıza bağlı tonus artışı denilir. Kontraktürde ise eklem yavaşta hareket ettirilse de yine kısıtlılık görülür.

Spastisitenin tedavisinde; botoks toksini, selektif dorsal rizotomi,baklofen pompası, adele uzatılması ile gücünün azaltılması ve fizik tedavi gibi birçok tedavi modalitesi uygun hastalarda uygun şekilde kullanıldığında çok başarılı sonuçlar verebilmektedir. Kontraktür ise ekleme hareket veren kas, ligament ve kapsüllerdeki kısalık ile görüldüğünden tedavide cerrahi olarak kısa kesimlerin uzatılması şeklinde olmaktadır. Yine tedavi edilmez yada uygun tedavi uygulanmazsa bu adalelerin çekmesine bağlı kemik deformiteleri ve eklem çıkıkları gelişmektedir. Bu durumlarda da ortopedik tedavi ile kemik deformiteleri ve eklem çıkıkları uygun hastalarda tedavi edilmektedir.

Ataksi, denge bozukluğu ile görülen hareket bozukluğudur. Hastaların sıklıkla beyincik tutulumu ile denge fonksiyonlarında bozulma görülür. Bu hastalar da çoğunlukla bir baston yada koltuk değneği gibi destekle oldukça rahat duruma gelebilirler.
İstemsiz hareketler, ekstrapiramidal sistem dediğimiz sinir sistemi kısımında oluşan hasarla ortaya çıkar. Hastalıkta basal ganglionlar tutulum görülür. Hastalarda istemsiz ve kontrolsüz hareketler görülür bu hareketlere atetoid hareketler denir. Kore,tikler ve ballismus dediğimiz hareket şekilleri de bu grup altında incelenir. Bu hastaların bir kısmına beyin cerrahisi yaklaşımları ile faydalı olunmaktadır.

Serebral palsi tedavisinin zorluğu uzun süreli, çok emek gerektirmesi, birçok uzmanlık alanının birlikte çalışmasını gerektirmesidir. Bu multidisipliner ekip yaklaşımını gerektiren hastalıkta ana tedavi ekibi; hasta, aile ve fizyoterapistten oluşmaktadır. Hastalığın tedavisinin ve takibinin tamamına yakını bu ana ekip ile yapılacaktır. Ama hastalık seyri sırasında ortaya çıkan, ortaya çıkması olası problemlerin tanınması, çözümü ve tedavisi için belli aralıklar ile Çocuk Doktoru, Çocuk Nörologu,Çocuk Ortopedisti ve Çocuk Beyin Cerrahından oluşan uzmanlarda belli aralıklar ile bu ana ekiple beraber hastaları görmelidirler. Genellikle önerilen sıklık eğer ek bir sorun yoksa 6 ayda bir değerlendirme şeklindedir.

DEVAMI

Serebral Paralizi (palsi) SP
Son düzenleyen perlina; 4 Temmuz 2016 21:01