Arama

Muhsin Ertuğrul - Tek Mesaj #2

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
4991343feb5rz5


Hayatı

7 Mart 1892’de İstanbul’da doğan Muhsin Ertuğrul, özel Tefeyyüz Mektebi’nde okurken tiyatroya ilgi duydu ve aktör olmaya karar verdi. 30 Temmuz 1910’da Burhanettin Kumpanyası’nda sahneye çıktı ve Othello, Hamlet piyeslerini oynadı. Bir süre sonra İsmail Galip Arcan, Behzat Budak gibi oyuncu arkadaşlarıyla kurduğu “Yeni Turan Temsil Heyeti”nde yönetmenlik ve oyunculuk yaptı, Şehzadebaşı’nda açtığı Ertuğrul Sineması’nda ise film öncesi kısa gösteriler sundu.Muhsin Ertuğrul, 1913 sonunda karıştığı bir siyasi olay nedeniyle sınır dışı edilince Fransa’ya gitti. Paris konservatuarına tüm uğraşmalarına karşın giremedi, ancak oradaki tiyatrolar ve sinema stüdyolarında gözlemler yaptı. İstanbul’a döndüğünde “Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları” topluluğunu kuran sanatçı, kuruluş çalışmalarına katıldığı Darülbedayi’de öğretmenliğe atandı. Ancak, I. Dünya Savaşı başlayınca Darülbedayi, tiyatro okulu olmaktan çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüştü. Bunun üzerine sanatçı Berlin’e giderek sinema ve tiyatro incelemelerinde bulundu, Karanlıkta Işık filminde uzun bir rol oynadıktan sonra İstanbul’a döndü. 1917’de Halit Fahri Ozansoy’un Baykuş piyesini sahneleyen Ertuğrul, başrolde ihtiyar bir köylüyü oynadığında 25 yaşındaydı. Kısa bir süre yeniden Berlin’e giderek Beranien Düşesi filminde ihtilalci bir subay rolünü oynadı ve yurda döndükten birkaç ay sonra Temaşa dergisinde sinema eleştirileri yazdı. Robert Kolej’de, Halide Edip’in librettosunu yazdığı, Vedi Sabar’nın bestelediği Kenan Çobanları operasını hazırladı. İstanbul Film Şirketi adına başrolünü de oynadığı Samson filmini çekti, yanı sıra Üstat Film Şirketi’nde yönetmenlik yaptı.


1921’de Darülbedayi’de yönetmen olarak göreve başlayan Ertuğrul, yönetin kurulunun ve diğer birimlerin sanatçılardan oluşması için girişimlerde bulununca, arkadaşlarıyla birlikte Darülbedayi’den çıkarıldı. Bunu üzerine çeşitli filmler çekmeye başladı ve Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan Zafer Yolları adlı filmini gerçekleştirdi.Türk tiyatro tarihinde “Ferah dönemi” olarak bilinen çalışmalarını Ferah Sineması’nda sürdürürken 1925’te gittiği Sovyetler Birliği’nde Meyerhold, Stanislavski, Ayzenştayn gibi sanatçılarla tanıştı; Tamilla ile Spartaküs filmlerini çekti. İstanbul’a döndüğünde Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın önerisiyle Darülbedayi’de sanat yönetmeni oldu.

İlk sesli Türk filmi olan İstanbul Sokaklarında ve Bir Millet Uyanıyor filmlerinin çeken Ertuğrul, bu dönemde operetlerle revülere ağırlık verdi ve 15 Aralık 1932’de “Goethe Madalyası” ile onurlandırıldı. Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir, Leblebici Horhor Ağa, Aysel Bataklı Damın Kızı filmlerinde senarist olarak Mümtaz Osman takma adını kullanan Nâzım Hikmet’le çalıştı. Eşi Neyyire Neyir ile bir süre Perde ve Sahne dergisini çıkaran Ertuğrul, açılması için uğraş verdiği İstanbul Açık Hava Tiyatrosu’nda Kral Oidipus’u sahneledi. 1949 Temmuz’unda Devlet Tiyatrsosu ve Operası genel müdürlüğüne atandı ve Büyük Tiyatro’yu gösterilere açtı. Bir Komiser Geldi oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görünen sanatçı, 1950’de Büyük Tiyatro’da balo yapılmasına karşı çıkınca Demokrat Parti iktidarının tepkisini çekti ve görevinden istifa etti.

1958’de görevden alınan sanatçı, bir yıl sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu baş rejisörü oldu;1964’te Türkiye’de ilk kez Brecht’in bir oyununu Sezuan’ın İyi İnsanı’nı ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları eleştiriler aldı ve 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Basında ve TBMM’de sürekli tartışılan “Muhsin Ertuğrul Olayı” tiyatroya indirilen bir darbe olarak yorumlandı. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri veren Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı.Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya, Muhsin Ertuğrul’a Devlet Kültür Armağanı verildi. Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğine atandığında 82 yaşında olan Ertuğrul, semt tiyatrosu, öğle tiyatrosu, gezici tiyatro gibi çeşitli uygulamalarla yeni bir tiyatro seferberliği başlattı ancak iç çekişmeler üzerine 1976’da görevi bıraktı.

Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul 29 Nisan 1979'da İzmir’de kalp krizi sonucu öldü. Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Ertuğrul’a “fahri doktor” unvanı vermişti.


Tiyatro Yaşamı

Türk tiyatro adamı; oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni; çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu.

Devlet görevlisi bir babanın oğlu olan Ertuğrul, 1910'da Burhanettin Kumpanyası'nda oyuncu olarak tiyatro yaşamına başladı. 1911'de görgüsünü geliştirmek için Paris'e gitti. Türkiye'ye döndüğünde Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu (1912), Millet Tiyatrosu (Yeni Turan Temsil Heyeti) topluluğuyla etkinliklerini sürdürdü (1913); yeniden Paris'e gitti, J. Coeau ve Antoeine'ı izledi. Paris dönüşü Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu (1914), Darülbedayi'ye sınavla girdi, öğretmen yardımcısı oldu (1914), kadroya alındı (1915); Berlin'e gitti (1916), Darülbedayi'de oynadı ve oyunlar sahneledi, yeniden Berlin'e gitti (1917), döndüğünde Edebi Tiyatro Heyeti adlı topluluğu kurdu, oyunlar sahneye koydu (Hortlaklar, 1918, Ibsen); Darülbedayi'ye yeniden katıldı (1919).İstanbul Film'i kurdu, Almanya'da Ustad Film’in ortağı ve yönetmeni oldu; Darülbedayi'ye yönetmen olarak gidiyse de çıkarıldı; film çalışmalarına devam etti; Strimdberg kutlamaları için İsveç'e gitti (1924)

Darülbedayi'den ayrılan sanatçılarla yine Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu, "Ferah Dönemi" diye adlandırılan yenilikçi evrede (1925), dünya dağarcığından ve yerli yazarlardan oyunlar sahneledi (İhtilal, Andreyev; Baba, Strindberg; Bir Halk Düşamı, Ibsen; Kreutzer Sonat, Tolstoy; Othello, Shakespeare; Azarya, Ahmet Vefik Paşa; Yorgaki Dandini, Ahmet Vefik Paşa), İşşizler, Vedat Nedim Tör; Canavar, Faruk Nafiz); Sovyetler Birliği'ne gitti; Stannislavski, Nemireviç-Dançenko, Tayrov, Meyerhold, Teretyakov ve Ayzanitayn gibi yönetmen ve sanatçılarla tanıştı, çalışmalarına katıldı (1920); Darülbedayi Sanat Yönetmenliği’ni üstlendi, ilk kez Sahne İçtüzüğü düzenlendi; Türk Güzel Sanatlar Birliği Tiyatro Bölümü Başkanı oldu; Darülbedayi'yle birlikte Kahire turnesi yaptı.

ABD'ye gitti (1928), Paramount stüdyolarını gezdi; Darülbedayi'de yönetmenlik çalışmalarına devam etti (1928-29, Deyyus, Crommelynok; Karanlığın Kudreti, Tolstoy; Yapma Adamlar (R.U.R.), Çapek; Onikinci Gece, Shakepeare; Matmazel Juli, Strindberg; 1929-30, Yahudi, Hırçın Kız, Shakespeare; Haydutlar, Schiller; Bebeğin Evi, Ibsen); Darülbedayi dergisini yayınlamaya başladı; Tiyatro kitaplığı kurdu;sahneleme çalışmalarını sürdürdü.(1930-31, Mektup, S. Maugham;Aptal, Pirandello; Venedik Taciri, Shakespeare; 1931-32, Dr. Knock, Romains; Mukaddes Alev, Maugham; Kafatası, Nazım Hikmet; Akın, Faruk Nafiz; 1932-33, Rose Brend, Hauptmann; Güneş Batarken, Hauptmann; Bir Ölü Evi, Nazım Hikmet; Üç Saat, E. ve C. Reşit Rey; 1933-34, Peer Gynt, Ibsen; Volpone, Jonson; Turandot, Gozzi; Köksüzler, Vedat Nedim Tör); sanat yaşamının 25. yılı kutlandı.
Sovyet Çocuk Tiyatrosu kurucusu N. Saz'la Moskova'da görüştü, İstanbul'da Çocuk Tiyatrosu'nu başlattı; oyun sahnelemeyi sürdürdü (Ölçüye Ölçü, Shakespeare; Karamazof Kardeşler, Dostoyevski/Copeau; Faust, Goethe; Saz-Caz, E. ve C. Reşit Rey; Tohum, Necip F. Kısakürek; 1936-37, Makbet, Shakespeare; Ayaktakımı Arasında, Gorki; Yaban Ördeği, Ibsen; Kral Lear, Shakespeare); Ankara Devlet Konservatuvarı'na tiyatro öğretmeni oldu; yine oyunlar sahneledi (Size Öyle Geliyorsa Öyledir, Pirandello; Prenses Turandot, Gozzi; Kral Lear, Shakespeare); Şehir Tiyatrosu'nu Anadolu turnesine çıkardı; oyunlar sahneledi (1938-39, Yanlışlıklar Komedyası, Shakespeare; Anne Karenina, Tolstoy; 1839-40, İkizler, Plautus; Romeo Jülyet, Shakespeare; Hayat Bir Rüyadır, Calderon; Leydi Windermere'nin Yelpazesi, O. Wilde; Aptal, Dostoyevski/Noziére; Şeytan, Molnar; 1940-41, Othello, Shakespeare; Emilia Galotti, Lessing; 1941-42, Hamlet, Shakespeare; Müthiş Aile, Cocteau; Yaşadığımız Devir, Çapek; 1942-43, Kış Masalı, Shakespeare; Don Carlos, Schiller; Krampton, Hauptmann; Büyük İhtilal, Roland; İflas, Bjornson; Vişne Bahçesi, Çehov; Yalancı, Goldoni; Büyük Şehir, Cevat Fehmi Başkut; 1943-44, Nasıl Hoşunuza Giderse, Shakespeare; İki Efendinin Uşağı, Goldoni; Marianne'nin Kalbi, Alfred de Musset; Kadınlar Mektebi, Moliére; 1944-45, Atinalı Timon, Shakespeare; Doktorun Hatası, Shaw; Vanya Dayı, Çehov; 1945-46, Coriolanus, Shakespeare; Maria Stuart, Schiller; Müfettiş, Gogol; 1946-47, Jül Sezar, Shakespeare; Köyde Bir Ay, Turgenyev; Dedikoducular, Goldoni; Kral Oidipus, Sophokles; Küçük Şehir, Cevat Fehmi Başkut).

Perde ve Sinema dergisini çıkarmaya başladı (eşi Neyyire Neyir'le, 1941); Tiyatro Tarihi Matineleri başlattı (1942), Londra'ya giderek Kraliyet Balesi yöneticisi Dame Ninette de Valois'yla işbirliği görüşmeleri yaptı. Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek amacıyla Ankara Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi, Küçük Tiyatro'yu (1947) ve Büyük Tiyatro'yu açtı (1948), Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Müdürlüğü'ne atandı; bu arada, oyunlar sahneledi (Hamlet, Shakespeare; Satıcının Ölümü, Miller; Büyük Tiyatro); görevinden ayrılarak İstanbul'da Yapı ve Kredi Bankası'nın çağrısı üzerine Küçük Sahne'yi kurdu ve oyunlar yönetti (Fareler ve İnsanlar, Steinbeck; Aşağıdan Yukarı, Vedat Nedim Tör; 1952-53, Ne İsterseniz, Shakespeare; 1953-54, Babayiğit, Synge; Hamlet, Shakespeare; Godot'yu Beklerken, Beckett); Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü'ne atandı (1954), Üçüncü Tiyatro'yu (1955) ve Oda Tiyatrosu'nu açtı; Bölge Tiyatroları tasarısı doğrultusunda İzmir ve Bursa Devlet Tiyatroları açıldı (1957), görevinden alındı (1958); İstanbul Şehir Tiyatrosu'na başyönetmen olarak atandı; genç kuşak tiyatrocularla yeni bir dönem başlattı; Üsküdar Tiyatrosu'nu ve Kadıköy Tiyatrosu'nu açtı (1960-61), Rumelihisar temsillerini başlattı, Zeytinburnu Tiyatrosu'nu açtı (1965), başyönetmenlik kadrosunun kaldırılmasıyla açıkta kaldı; ITI Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ayrıldı; LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nde tiyatro eleştirisi dersleri verdi; 60. sanat yılı kutlandı; Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni oldu (1974), Gültepe Tiyatrosu'nu ve Bayrampaşa Tiyatrosu'nu açtı (1974-75), Deneme Sahnesi'ni kurdurdu; görevini bıraktı (1976); Ege Üniversitesi'nce Fahri Doktor payesi verildi (1979).

Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.

Kendi deyişiyle, "daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi)" benimseyen Ertuğrul, çağdaş Batı Tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.



Sinema Yaşamı

1909'da profesyonel olarak sahneye çıktı. Çeşitli tiyatro topluluklarında çalıştı. Paris ve Berlin'e gitti. Buralarda tiyatro ve sinema konusundaki bilgi ve görgüsünü arttırdı. 1918'de Berlin'de "Beranien Düşesi" adlı filmde oynadı. Aynı yıl "Samson", "Kara Lale Bayramı" ve "Şeytana Tapanlar" filmlerini yönetti.1921'de Darülbedayi'de yönetmen olarak çalışmaya başladı ve ülkemizin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. Türkiye'de ilk filmini 1922 yılında (İstanbul'da Bir Facia-i Aşk) yönetti. 1921-24 yılları arasında bu şirket adına 6 film çekti. 1924'te Sovyetler Birliğine gitti. Orada "Tamilla" ve "Spartaküs" adlı filmleri çekti. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire NEYİR ile evlendi.
Türkiye'ye dönüşünde yeniden Darülbedayi'de çalışmaya başladı ve 1928'de ülkemizin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti.İpek Film, 10 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin tek film yapım şirketi olarak kaldı. Yeniliğe açık olmalarıyla tanınan İpekçiler, Ertuğrul'a her türlü harcama yetkisi vererek çağdaş düzeyde teknolojinin ülkemize girmesini sağladılar. Böylelikle Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti. Bu filmin hemen ardından İpekçiler ilk sesli film stüdyosunu kurdular.

1928-41 yılları arasında İpek Film adına 20 film çekti. "Aysel Bataklı Damın Kızı", "Şehvet Kurbanı", "Bir Kavuk Devrildi" gibi filmler ilgi gördüyse de genel olarak sinema alanında başarısız kabul edildiler.

Muhsin Ertuğrul, köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğu için filmlerinde daha çok tiyatral bir tarzla çalışıyordu. Zaten 1947 yılından sonra sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı.1953 yılında çektiği ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan ülkemizin ilk renkli filmlerinden biri olan "Halıcı Kız" Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu

Yönetmenliğini Yaptığı Filmler

·Samson 1919
·İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
·İstanbul'da Istırap 1922
·Boğaziçi Esrarı 1922
·Leblebici Horhor 1923
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ateşten Gömlek 1923
·Sözde Kızlar 1924
·Tamilla 1924
·Bir Sigara Yüzünden 1928
·Ankara Postası 1928
·Kaçakçılar 1929
·İstanbul Sokaklarında 1931
·Bir Millet Uyanıyor 1932
·Karım Beni Aldatırsa 1933
·Naşit Dolandırıcı 1933
·Söz Bir Allah Bir 1933
·Leblebici Horhor 1933
·Cici Berber 1933
·Fena Yol 1933
·Milyon Avcıları 1934
·Aysel Bataklı Damın Kızı 1934-1935
·Aynaroz Kadısı 1938
·Tosun Paşa 1939
·Bir Kavuk Devrildi 1939
·Allah’ın Cenneti 1939
·Şehvet Kurbanı 1940
·Akasya Palas 1940
·Kahveci Güzeli 1941
·Kıskanç 1942
·Nasreddin Hoca Düğünde 1943
·Yayla Kartalı 1945
·Kızılırmak-Karakoyun 1946
·Harman Sonu (Köy Güzeli) 1946
·Evli Mi Bekar Mı 1951
·Halıcı Kız 1953


Oynadığı Filmler

·Samson 1919
·İstanbul'da Istırap 1922
·Boğaziçi Esrarı 1922
·Ateşten Gömlek 1923
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ankara Postası 1928
·Şehvet Kurbanı 1940
·Kıskanç 1942

Yapımcılığını Üstlendiği Filmler

·Samson 1919

Senaryosunu Yazdığı Filmler

·Boğaziçi Esrarı 1922
·İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ateşten Gömlek 1923
·Leblebici Horhor 1923
·Sözde Kızlar 1924
·Ankara Postası 1928
·Kaçakçılar 1929
·İstanbul Sokaklarında 1931
·Bir Millet Uyanıyor 1932
·Naşit Dolandırıcı 1933
·Leblebici Horhor Ağa 1933
·Aysel Bataklı Damın Kızı 1934
·Bir Kavuk Devrildi 1939
·Harman Sonu (Köy Güzeli) 1946
·Evli Mi Bekar Mı 1951



ÖDÜLLERİ
Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un Leblebici Horhor adlı filmiyle kazandı. Film, 2. Venedik Film Festivali'nde Onur Madalyası ile ödüllendirildi.