Arama

Köşe Yazısı ve Makaleler - Tek Mesaj #176

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #176
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Memleketin laik kesimi “şarap vurdu”ya gitti

Dünyanın gündemle en alakasız bir yazısına daha hoş geldiniz.. Fakat bu benim suçum değil.. Türk şarap üreticilerinin suçu. Ayrıca Üsküdar’da kamusal alanda içki içme protestosu yapan ve fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla şarap içen Deniz Som ve arkadaşlarını da ilgilendirebilir. En azından.

Ne diyorduk? Türk şarapları.

Hani memlekette bir meraktır gidiyor ya şarap da şarap, şarapçılık da şarapçılık diye.. Gurmeler bir yandan, Sayın Neo Diyonizos Ertuğrul Özkök bir yandan, vinologlar, önologlar, hödologlar bir yandan..

Yok efendim şarap tadım kurslarıymış, yok efendim “centilmen çiftçiliğiymiş” (hali vakti yerinde emekli veya değil bir takım ağbilerin, amcaların şehir dışında küçük bir bağ alıp veya dikip kendi şaraplarını kendi üretmeleri hadisesi..) yok efendim Mürefte’ye, Kapadokya’ya bağbozumuna gitmelermiş, yok şarap dergileri çıkarmalar, yok ödüller almalar vermeler, yok yeni etiketler, yok yeni şişeler..

Ki bazı faaliyetlere biz de katıldık netekim.. Sanırsınız Bordo bölgesi Ortadoğu şubesiyiz.. Memlekette bir şarap kalkınma hareketi var ki aman Allah’ım! Dünyanın en iyi şarapları ha üretildi ha üretilecek.. Az kaldı.. Bu sene değil belki ama seneye kesin bir numarayız. Kalecik Karası’nı (bir üzüm çeşidi) neredeyse kızımıza isim olarak koyacağız. Öküz Gözü’nü de (bir başka üzüm çeşidi) oğlumuza diyeceğim ama “ö” ile başlayan kelime işi bozuyor ne yazık ki.. Öyle bir sevgi, öyle bir pohpoh olayı yani.. Dün, bir arkadaşımla yemeğe çıktık. Gece boyunca hepi topu dört kadeh kırmızı şarap içtim. İlk iki kadeh biraz büyüktü, son iki kadeh likör bardağı büyüklüğündeydi.. Yani ortalaması normal bir kadehe tekabül eden dört kadeh.

İki değişik marka içtim. İlk iki kadeh Angora idi. Son iki kadeh Buzbağ idi.. Bırak sarhoş olmayı, çakırkeyf bile olmadan eve geldim, suyumu içtim ve yattım, uyudum.. Tekrar ediyorum suyumu içtim ve yattım.. Su önemli bir detay..

***

Sabah, yemin ediyorum dört matkap birden, kafamı çeşitli yerlerinden oyuyordu. Delmeyi geçmişler üç gidiş üç geliş tünel açıyorlardı.. Öyle korkunç bir ağrı! Uyuşturmadan beyin ameliyatına girmişim gibi. Hiçbir surette kafamı kaldıramıyorum. Kaldırdığım anda da yatıramıyorum. Ne ayakta kalabiliyorum ne uzanabiliyorum.. Ne gözlerimi açabiliyorum ne kapatabiliyorum. Su bile içemez durumdayım, o hareket bile ağrıyı arttırıyor.. Dediklerim birbirleriyle komple çelişiyor farkındayım ama durum bu kadar kötü yani. Özetle hiçbir şey yapamaz haldeyim. Ağrıdan kıvranıyorum sadece. Daha doğrusu kıvranamıyorum bile. Beton yutmuş gibi sabit duruyorum. Ve bu korkunç durum işbu yazıyı yazarken de devam ediyor..

***

Ben dün gece şarap namına ne içtim ciddi olarak merak ediyorum. Bugüne kadar defalarca kırmızı şarap içmiş biriyim. Bu miktarın çok üzerinde üstelik. Yatmadan önce bol miktarda su içmezsem ne içerse içeyim başım ağrır. Onu ihmal etmiyorum, histamin, mistamin gibi şarap içinde bulunan bir takım maddelere de alerjim yok.. Bugüne kadar yabancı şarabın baş ağrısı yaptığı da olmadı.. Fakat bazı yerli şaraplar var ki.. Hani bunlar ucuz şaraplar da olmak zorunda değil.. Şişesine 25 lira falan verdiğin şaraplar.. Onlar da yapıyor!

Dün içtiklerim arasında suç hangisindeydi bilmiyorum. Bildiğim şey şu ki şarap yapımında bir sürü antin kuntin işlerin DE döndüğü. Giderek artan talep nedeniyle uydur kaydır bir sürü şarabın da yapıldığı. Çürük üzümden yapılmış şaraplarda istenmeyen mikroorganizmalar ölsün veya fermantasyon dursun diye bol miktarda “kükürt dioksit” boca etmeler, yavan bir şarap çıkınca ortaya yapay aromalar eklemeler, yapay renklendiriciler eklemeler, hızlı üretmek için bir takım başka maddeler koymalar, yeterince temiz ve hijyenik ortamda üretim yapmamalar, bu nedenle şarabın bol miktarda küf içermesi... Bütün bunların baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk yapması...

Duyuyoruz, okuyoruz. Yerim dar, yazamıyorum ama fazlasını biliyorum.. Demem o ki, bir yandan İslamileşirken, bir yanda Avrupaileşirken bir bir taraf “şarap vurduya” gitmesin? Bir bilen, bir doktor, bir yetkili hatta bir veteriner bile olabilir durumu açıklayabilir mi acaba? Olası bir başka zehirlenmeye karşı ne yapılacağını da.. Bittim ayol!