Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2014       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MANİ
Türk halk edebiyatında koşma ile birlikte şiirde iki ana biçimden biridir. Halkın ortak ürünü olan, yaratıcılarının adları bilin­meyen mâniler genellikle yedi heceli dört dizeden (dörtlük, kıta) oluşur. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır (a-a-x-a). 5, 6, 7, 8, 10, 14 dizeli ve dizeleri 5, 8 ya da 11 heceli mâniler de vardır.

Mâni Anadolu'nun çeşitli yörelerinde deği­şik adlarla bilindiği gibi, Anadolu dışında da mâne, bayatı, hoyrat gibi adlarla anılır. Mâni sözcüğünün kökeni kesin olarak bilinmemek­le birlikte bu sözcüğün "mâna" (anlam) söz­cüğünden türediği görüşü yaygındır.

Mâniler genellikle düğün, askere gitme, bayram, niyet çekme ya da tutma, çalışma, sevgi gibi bir durum söz konusu olduğunda söylenir. Böylece ortam ve duruma göre niyet mânileri, çalışma ya da iş sırasında söylenen mâniler, atışma mânileri, semai kahvelerinde söylenen mâniler, düğünlerde söylenen mâni­ler, bekçi ve ramazan davulcularının mânileri, âşıkların ve halk hikayecilerinin mânileri gibi bölümlere ayrılır.

DEVAMI Mâni

ağaçta kestane
dökülür tane tane
benim bir arkadaşım var
dünyada bir tane

Denizin dibi mildir
Beni söyleten dildir
Mahalleler ayrı ama
Gönüller yine birdir

Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi

İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın

Süt mavi kurdeleye
Ben altın takar mıyım?
Senin gibi çalgıcıya
Ben artık bakar mıyım?

İn dereye dereye
Dere çakıllı yârim
Gördüğüne gönül verdin
Gel geç akıllı yârim

İn dereye dereye
Dere sana ırak mı?
Her gün her gün tarlaya
Sen babana çırak mı?

Tarladadır ıspanak
Kökündedir köstebek
Görülmemiş be yârim
İki kız birden istemek
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 23:02