Arama

Devalüasyon - Tek Mesaj #1

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Dış dengeyi sağlamak için başvurulacak yollardan biri de ulusal paranın dış değerinin düşürülmesidir. Devalüasyonun amacı, ithalatı pahalılandırıp, ihracatı ucuzlatmak ve böylece döviz girişini çıkışına göre hızlandırmaktır. Dış ödemelerinde açık veren, yani ihracatı ithalatından az olan ülke, ulusal paranın dış değerini indirerek ihracatını artırıp ithalatını azaltabilir. Sonuç olarak da dış denge sağlanır ve açık kapanır.

Devalüasyonun dövizle ifade edilen değer olarak, ihracatı artırıp ithalatı daraltması için, bazı koşulların varlığı gereklidir. Devalüasyon yapılan ülkede ihraç malları arzı elastik değilse (yani ihraç malları üretimi ve arzı, fiyatlar yükselse de kolaylıkla artırılamıyorsa), para ayarlamasının ihracat artırıcı etkisi doğmaz.

Ülkenin ihraç mallarına olan dış talep elastikliği uygun değilse (yani yabancılar için söz konusu ülkenin ihraç malları fiyatlarının düşmesi fazla bir anlam ifade etmiyorsa), ihracat miktar olarak genişlese de, ihracattan elde edilen dövizde bir artış beklenemez.

Söz konusu ülkenin ithal malları talep elastikliği düşükse (yani ithal malları zorunlu ihtiyaç malları ise ya da halkın yabancı mallara karşı özel bir güveni, rağbeti ve tutkusu varsa), fiyatlar yükseldiği zaman ithalat miktar olarak daralsa da, ithalat için harcanan döviz azalmaz.


İlk Devalüasyon - Lale Devrinde

Osmanlı Padişahlarından 3. Ahmet’in kızı Fatma Sultan ile evlenerek tarihe ‘damat’ olarak geçen Nevşehirli Damat Ibrahim Paşa, Sadrazam da olunca, bir dizi reform ve iyileştirme faaliyetine girişti. 1718’den 1730’a kadar tüm yetkileri elinde tutan Damat İbrahim Paşa, Sadareti’nin ilk 5 yılında ülkeyi savaştan uzak tutarak öncelikle ganimetle beslenen yeniçerileri kendisine düşman etti. İbrahim Paşa, bugünün subayları anlamındaki yeniçeri ağaları da dahil olmak üzere devletin üst düzey bürokratlarının maaşlarında dolaylı bir uygulama ile indirim yaptı. Paşa, bir süre sonra kötüye giden ülke ekonomisi düzeltmek amacıyla, paranın üzerinde oynama yaparak, Osmanlı’da ilk devalüasyonu da gerçekleştirdi.
Paşa’nın akılcı bir operasyonuyla gümüşün dirhemi iki akçe birden düşürüldü. Ancak, gümüşün değeri düşünce esnafın satışları durdu. Bir süre sonra da piyasalarda gümüş krizi yaşandı. Gümüş krizi nedeniyle zolta, para ve çil akçe darphanede kesilemedi. Piyasadaki dengesizlik yüzünden zolta değerinden bir-iki akçe daha pahalı alınıp satılmaya başlandı. Buna rağmen devlet, sıkı para politikasında direndi ve resmi değerinin üzerinde zolta almadı. Bu nedenle zolta piyasadan tamamen çekilince İstanbul’a zahire ve diğer mallar gelmemeye başladı. Bundan da esnaf olumsuz yönde etkilendi ve isyan etti.
Sadrazamın siyasi düşmanlarının biraraya gelmesi ve bunlara öfkeli esnafin da destek vermesiyle Patrona Halil adında serseri bir hamam tellalinin başını çektiği bozguncular ayaklandi. Ayaklanmanin başlarinda esnaf da kepenklerini indirerek onlara katıldı. Damat Ibrahim Paşa, 28 Eylül 1730 günü, ayaklanmanin başarıya ulaşması sonucu öldürüldü. Sadrazaminin kellesini vererek kurtulacağını ümit eden Padişah 3. Ahmet de, ayaklanmacilarin öfkesinin dinmedigini görünce yerine 1. Mahmut’u geçirerek tahttan çekildi.