Arama

Folklor Nedir? - Tek Mesaj #19

d_n_z - avatarı
d_n_z
VIP VIP Üye
13 Mayıs 2014       Mesaj #19
d_n_z - avatarı
VIP VIP Üye
Folklor ( Halkın Ruhu) Bir topluluğa özgü geleneksel gösteriler bütünü.

Folklor kelimesinin aslı İngilizcedir: folk, (halk) demektir. Ve folklor bütün halk gelenekleri türlerini (efsaneler, danslar, oyunlar v.b.) incelemek üzere kullanılan yöntemler bütününü ifade eder. Aynı zamanda, bu geleneklerin kendisini de belirlemede kullanılır ve günümüzde daha çok bu anlamı taşır; böylece Türk folkloru, Rus folkloru, Breton folkloru v.b.den söz edilir.

Halk Bilgisi

Folklor da dil gibi, sürekli gelişim halindedir ve bir toplumun ortak mal varlığıdır. Yüzyıllar boyu biriktirilmiş ve değişime uğramış zenginlikler kaynağı olarak bütün bir halkın sevinçlerini ve acılarını olduğu kadar, bilgisini ve sağduyusunu da dile getirir.

Bu bilgi, bir kuşaktan ötekine, çeşitli yollardan aktarılır ve bu yolların en sık kullanılanı söz (sözlü gelenekler: masallar, efsaneler, hikâyeler), müzik ve danstır. Folklor günlük hayata sıkı sıkıya bağlı olduğu için iş, oyun, bayram, büyü ayinleri v.b. insan faaliyetlerinin pek çoğuyla karışır ve ilk insan topluluklarıyla birlikte doğmuştur. Siyasî sınırları tanımaz ve coğrafî sınırları her zaman kesinlikle çizilemeyen toplumsal bütünleri kapsar. Birbirinden farklı folklorlar birer kapalı dünya değildir; tam tersi, dış etkilere bütün anlamıyla açıktır. Ayrıca, her topluluk, yaşama biçimini, dolayısıyla törelerini, ona kendini aşağı yukarı zorla kabul ettiren doğal çevresine bağlıdır. Bunun için birbirinden pek uzakta yaşasalar bile bazı halklar, suya tapınma, ateşe tapınma, toprakanaya tapınma v.b. birbirine çok benzeyen törelere sahiptir.

Folklorun, çeşitli toplumlar tarafın dan yaratılmış ve derlenmiş edebiyatı vardır.Başlangıçta bu edebiyat yazılı eserlerden değil, gezici halk ozanları, âşıklar gibi bu işi meslek edinenler veya yaşlılar, gezgin satıcılar gibi meslekten olmayan insanlar tarafından, sözle aktarılan hikâyelerden oluşuyordu. Bunların çoğu, dinî inanışlardan (İlkçağ tanrılarının ve kahramanlarının veya ermişlerin serüverileri), boş inançlardan (cin, peri masalları) veya tarih olaylarından esinlenmiş efsanelerden doğma masallardı. Efsanelerde hikâye genel olarak, onu yaratmış olan toplumun niteliklerini veya istemlerini kişiliğinde toplamış bir kahramanın serüvenlerini dile getirirdi: Türkiye’de Battal Gazi, Fransa’da Roland, İspanya’da Cid (Seyd), İngiltere’de Robin Hood gibi.

Müzik, bütün folklorlarda ortak ve önemli bir öğedir. Özellikle türküler halinde ortaya çıkar ve pek çok türü vardır: anlatıcı türküler (ağıtlar, efsaneler), tarihî uğraşlarla, mevsimlerle ilgili (hasat zamanı, bağbozumu) v.b. türküler. Bunların pek çoğu adsız yazarların, bazıları da kendiliğinden meydana gelmiş, bütün bir topluluğun eserleridir. Dilden dile aktarılır ve böylece her yorumcunun beğenisine, keyfine, belleğine veya dinleyicilerin tepkilerine göre değişime uğrarlar. Müzik, çalgılı da olabilir; her yörenin kendine özgü geleneksel çalgıları vardır: bağlama, saz, kaval, cura, davul, zurna v.b.

Nihayet, dans da, dünyanın her yerinde rastlanan geleneksel bir ifade yoludur ve aile bayramları, büyü ayinleri, oyunlar, hasatlar, bağbozum-ları gibi çeşitli insan uğraşlarını canlandırır.

Günümüzde, sanayileşmiş ülkelerde, halk dehasının bu gösterileri ya kaybolmaya yüz tutmuştur ya da kaynağındaki biçimini, yani ruhunu yitirmektedir. Sadece gösteri olarak, bazı bayramlarda veya resmî günlerde olaylara renk katmak için sürdürülebilmektedir

Bilimsel Araştırmalar

Folklor verilerini bilimsel yöntemlerle inceleyen ve araştıran bilim dalma da folklor denildiğini yukarıda söylemiştik. Folklor kelimesini ilk olarak İngiliz yazarı W. J. Thomson kullanmış; bilimsel nitelikteki ilk folklor araştırmasını 1646′da, Halk Arasında Boş İnançlar Üzerinde Araştırmalar adlı kitabıyla yine bir İngiliz olan Thomas Brown yapmış ve ilk folklor araştırmaları derneğide 1878′de Londra’da kurulmuştur.

Türkiye’de Kâşgarlı Mahmut’un Divanü Lûgat-it-Türk adlı eseriyle (XI. yy.), Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sini (XVII. yy.) Türk folklor derlemelerinin ilk örnekleri sayabiliriz. Tanzimat’tan sonra daha bilinçli çalışmalar yapılmıştır: Ahmet Mithat Efendi’nin Kıssadan Hisse, Çaylak Tevfik’in Nasrettin Hoca Hikâyeleri v.b.

1925′te Macar bilginlerinden İgnasz Kunas, Türk Halk Edebiyatı adlı kitabıyla halk edebiyatımızın belgelere dayalı ilk çalışmasını yaptı. 1923′-te Ziya Gökalp halkiyat terimini folklor sözcüğü yerine kullanarak bazı ön çalışmalara girişti. Ziya Gökalp halkiyat diye adlandırdığı folklor bilimini millî açıdan ele alıyor ve kültür araştırmalarında halkiyatın önemli bir bilim dalı olduğunu savunuyordu.

Bu terim 1927′de Halk Bilgisi Derneği tarafından halk bilgisi’ne dönüştürüldü; sonradan folklor kelimesi benimsendi.

Bu ad altında incelenmesi ve derlenip değerlendirilmesi gereken konular da yaklaşık olarak şöyle saptandı: destanlar, masallar, atasözleri, deyimler, türküler, ağıtlar, maniler, bilmeceler, efsaneler, halk hikâyeleri, ninniler, doğum ile başlayıp ölüm ile biten süreç içindeki bütün töreler, gelenekler, görenekler, törenler, inançlar, halk tiyatrosu, halk resmi, halk oyunları, halk müziği, halk dansları, çalgılar, bütün giyim-kuşam ve süs eşyası, çanak-çömlek, kaşık, halıkilim, elişlemeleri, elsanatları v.b.

Türkiye’de, folklor kaynaklarını canlı tutabilmek, yaşatmak ve yaymak için meydana getirilmiş çeşitli kuruluşlar ve dernekler de vardır: Türk Folklor Kurumu ve Üniversiteler bünyesinde açılan Türk Halkbilimi buna örnek gösterelilebilir.
iLKiMimmmMsn Angel