Nesrin Cavadzade

Nesrin Cavadzade, Bakü'de doğdu. Ailesinin büyük çoğunluğunun tıp doktorlarından oluşmasına karşın sanata olan yatkınlığı çok küçük yaşlarda fark edildi. Annesi Nesrin için bütün çocukluğu boyunca tuttuğu günlüklerde, konuşmaya çok erken başladığını ve henüz üç-dört yaşlarındayken bir sürü şiiri ezbere okuduğunu yazmış. Nesrin, doktor olmalarına karşın mizah duygusundan yoksun olmayan, şamatacı, dışadönük ve sanata da yatkınlığı olan insanlar arasında büyüdü.

Annesiyle birlikte İstanbul'a göç ettiğinde onbir yaşındaydı. Hiç Türkçe bilmediği için Bakü'de bitirdiği ilkokul dördüncü sınıfı Cent Koleji'nde tekrar etmek zorunda kaldı. Ve fakat annesinin endişelerini boşa çıkararak Türkçe'yi çok kısa bir sürede anadili kadar iyi konuşur oldu. Ortaokulu Şişli'deki Özel Bilgi Lisesi'nde bitirdi. Orada okurken okulun Tiyatro Kolu'na katıldı. Tiyatro Kolu'nun o sene sahneleyeceği "Türkmen Düğünü" adlı oyunda rol almaya hak kazandı. Oyun Şişli'deki Tiyatro Kare'de sahnelendi.

Ortaokulun ardından öğrenimine Şişli Terakki Lisesi'nde devam etti. Burada da vakit kaybetmeden Tiyatro Kolu'na yazıldı. Boğaziçi Oyuncuları'ndan olan ve Terakki öğrencilerini tamamen gönüllü çalıştırmayı kabul eden Cüneyt Yalaz, Nesrin'in hayatında hem önemli bir dönüm noktası hem de büyük bir ilham kaynağı oldu. Lise ikinci sınıfta Cüneyt Yalaz'ın yazıp yönettiği ve bir sistem eleştirisi olan "Hiper Mega Market" adlı oyunda rol aldığında, artık geri dönüşü olmayacak bir biçimde ve yüreğinin derinliklerinde, oyuncu olmaya karar verdi.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-Tv bölümüne kaydoldu. Üniversite eğitimini, hocası Semir Aslanyürek'in kısa filmine "klip gibi olmuş" demesi üzerine bir seneyi tekrar etmek suretiyle beş senede tamamladı. Fakültede okurken beş kısa film çekti, filmleri aralarında Berlin Film Festivali'nin de bulunduğu çeşitli yurtiçi ve yurtdışı festivallerde gösterildi, ödüller aldı.

Üniversiteden sonra "Yersiz Yurtsuz" adlı TV dizisinde başrolü üstlenen Nesrin, bu dönemde yönetmen Cemal Şan'la tanışmasını hayatının ikinci dönüm noktası sayıyor. Cemal Şan dizinin hemen ardından Nesrin'e "Dilber'in Sekiz Günü" adlı filminde oynamasını teklif etti. Nesrin, bu filmdeki performansıyla Erzurum, Bursa ve Ankara Film Festivalleri'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödüllerine layık görüldü. Hemen ardından yine bir Cemal Şan filmi olan "Acı" ile de yeniden Erzurum Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünün sahibi oldu. Bu filmin ardından, ara verdiği televizyon kariyerine, ATV ekranlarında yayınlanan "Samanyolu" adlı dizi ile devam etti.

2011 yılı itibariyle yine ATV ekranlarında yayınlanan "Al Yazmalım" dizinde oynamaya başladı. Aynı yıl içinde Hasan Tolga Pulat'ın yönettiği "Güzel Günler Göreceğiz" ve Murat Saraçoğlu'nun yönettiği "Yangın Var" filmlerinde başrol oynadı. "Güzel Günler Göreceğiz" filmiyle Antalya Film Festivali'nde "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu", Ankara Film Festivali'nde ve Magazin Gazetecileri Derneği Ödülleri'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödüllerini aldı. "Yangın Var" filmiyle yine Ankara Film Festivali'nde ve Sadri Alışık Ödülleri'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödüllerine layık görüldü.

Nesrin, çay içmeye, ev yapımı reçellere, hamur işlerine, bazen spor yapmaya, bazen yan gelip yatmaya, müzik dinlemeye, dans etmeye, dergi karıştırmaya, en yakın arkadaşıyla Zencefil'e gitmeye, güzel kokan sabunlara, tütsülere, sevgilisiyle film izlemeye, hayvanlara ama özellikle kedileri Apiku, Çiko, Miço ve Haiku'ya, sıcak yaz günlerine, denize, annesiyle yaptığı uzun yürüyüşlere, bir gün çekeceği uzun metraj filmin senaryosu üzerinde çalışmaya, Flamenco'ya ve isyankar ruhlara meraklıdır.

Nesrin Türkçe'nin dışında, Rusça ve İngilizce konuşuyor; Fransızcası ise günden güne kötülemekte.

nesrincavadzade.com.tr/

MsXLabs Üye Girişi