Arama

Borsa - Tek Mesaj #3

NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #3
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün ihracat ile ilk tanışması 1982 yılında Suudi Arabistan’a yapılan 25 kilo altın ile başlamıştır. 1986 yılına kadar Ortadoğu’ya yönelik çalışan Türkiye deneyim ve güven kazandıktan sonra kendini ispatlamaya başlamış ve 1987 yılında Amerika pazarına açılmaya başlamıştır. 1987’den sonra kuyumculuk konusundaki gelişmeler ve dış pazarlardaki olumlu intibalar sayesinde dünya pazarlarında da başarı elde edilmiştir.

Sektörün gelişimini sağlayan diğer bir unsur ise 1991’de kurulan döviz karşılığı altın piyasasının ve akabinde açılan Altın Borsası’nın kurulması ile olmuştur. Altın Borsası’nın kuruluşundan önce altının ithal ediliyor olması ve dış piyasalardan daha maliyetli bir şekilde temin edilmesi dış piyasalar ile rekabet gücümüzü azaltmaktaydı. Altın Borsası’nın kurulması ile dünya fiyatlarında hammadde temin edilir hale gelinmiştir.

Ayrıca kısa adı IAB olan Altın Borsası sayesinde ithal edilen altınların belirlenen saflık ve standartta olması zorunluluğu getirilerek, altının örgütlü bir piyasada işlem görmesi sağlanmıştır.

1996 yılında İstanbul Altın Borsası ve Hazine Müsteşarlığı’nın destekleri ile kuyumculuk sektörünün gelişimine ivme kazandırıcı büyük bir proje olan İstanbul Altın Rafinerisi (IAR) kurulmuş ve yastıkaltı altınların rafine edilerek IAB’de işlem görmesi ve finansal sisteme aktarılması sağlanmıştır.

Sağlam bir alt yapının oluşumunun sağlanması amacıyla IAR faaliyetine ancak 2002 yılında geçebilmiştir. 2002 yılından itibaren IAR sayesinde hurda altın külçe altın haline dönüşerek, sertifikalı külçe altınların piyasaya arzı sağlanmaktadır.


izto.org.tr