Arama


ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #2
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi
Gelişmesi bakımından Kant’ın felsefesi iki döneme ayrılır : 1.Kritik öncesi dönemi, 2. Kritik dönemi. 1781 yılında yayımlanan “Salt Aklın Kritiği” (Kritik der reinen Vernunft) ile Kant’ın kendisinin olan ve “kritisizm” ya da “kritik felsefe” denen felsefe görüşü başlamıştır. ”Salt Aklın Kritiği” bu görüşün teorik
temelini kurmuştur.Kant’ın bu temel üzerinde düşünüp çalıştığı döneme, bundan dolayı “kritik dönem”
denmiştir.Bundan önce Kant aşağı yukarı Leibniz-Wolff felsefesinin çerçevesi içinde düşünmektedir.Bu
döneminde ilkin doğa bilimi ile ilgili konular üzerinde durmuştur. Bu yıllarında yayımlamış olduğu yazıların birkaçının başlıkları: “Yer, ekseni etrafında dönerken birtakım değişikliklere uğradı mı ?”,
“Yer ihtiyarlıyor mu?”, “Ateş üzerine”, “Deprem üzerine”.Bunların hepsinin fizik konuları olduğu görülüyor. Ancak, Kant bu konuları bir fizikçi gibi değil, bir filozof gibi, yani belli bir felsefe görüşü
çerçevesinde ele alıp işlemiştir. Kritik öncesi döneminin ikinci kısmında, Kant’ ın daha çok metafizik sorunlar üzerinde, bu arada özellikle de rationel teoloji sorunları üzerinde durduğunu görürüz.Bu yıllarında yayımladığı yapıtlarında bir ikisinin adları: “Der eingize mögliche Beweisgrund zu einer Demonstration des Daeins Gottes. Ein neuer Gottesbeweis” (“Tanrı’ nın Varlığını Tanıtma İçin Mümkün Olan Tek Kanıt. Yeni Bir Tanrı Tanıtlaması”) ; “Die Traeume eines Geistessehers, erlaeutert druch Traume der Metaphysik” (“Bir Spiristin Metafiziğin Rüyaları İle Açıklanmış Olan Rüyaları”). Bütün Bu Çalışmalarında Kant, henüz Leibniz-Wolff metafiziğine dayanmaktadır.

Kant’ ın bu düşünce çevresinden ayrılmağa başladığının ilk belirtisi, “Demundi sensibilis atque intelligibilis forma et principiis” (“Duyu Dünyası ile Düşünce Dünyasının Formu ve İlkeleri”) (1770) adlı dissertation’ udur. Bu yapıt, kritik öncesi ilk kritik dönem arasında bir köprü gibidir. Burada “duyu dünyası” ile “düşünce dünyası” birbirinden ayırt edilir; bu iki ayrı dünya için değerleri başka başka olan iki ayrı bilgi ileri sürülür.Buraya kadar bir yenilik yok; bu ayırma öteden, Elealılar’ dan beri var.Bu iki bilgi çeşidinden “düşünce bilgisinin” değerce üstün tutulması da yeni değil, bütün rationalistler böyle düşünür.Yenilik, Kant’ ın “salt” (rein, purus) kavramını genişletmesi ile başlamaktadır. “Salt” deyince, bilen süjede bulunan, deneyden gelmemiş olan bir form öğesini anlarsak, böyle bir şeyin “düşünce bilgisinde” bulunduğu öteden beri ileri sürülmüştür: Rationalistlerin “a priori” ya da “doğuştan” dedikleri kavramlar, bilgiler, ilkeler hep “salt” öğelerdir.İmdi Kant, duyu bilgisinin de salt öğeleri olduğunu ileri sürer. İşte bu anlayış, felsefe tarihi için tamamıyla yenidir. Ona göre, duyu bilgisinin salt öğeleri uzay ile zaman’ dır. Bunlar, duyu bilgisinin oluşmasının koşullarıdır; bunlarsız duyu bilgisi olamaz. Uzay ile zaman kavram değil, birer görü’ dürler (Anschauung, intuitus). Kavram değildirler, çünkü tek tek uzaylar, uzay kavramının altına konamazlar.Tek tek uzayların uzay ile ilintileri, parçaların bütüne olan ilintisi gibidir ; tek tek uzaylar (uzay parçaları) bir ve aynı uzayın içinde yer alırlar. Zaman için de durum böyledir, uzay için söylenenlere paraleldir.Uzay ile zaman pek özel şeylerdir, kavramlarla (düşünme ile) edinilemezler, ancak görülebilirler (anschauen). Örneğin sağ ile solu tanımlayamayız, ancak gösterebiliriz, dolayısıyla bunların bilinmeleri yalnız görü ile olabiliyor. Uzay ile zaman süjenin gözlükleri gibidirler ; bunlarsız duyu dünyasını bilemeyiz. “Salt görünün formları” olan uzay ile zaman, iki kesin bilimimizle ilişkili olmaları dolayısıyla ayrıca önemlidirler. Uzay ile ilişkili olan bilim ise matematik, özellikle de geometridir ; zaman ile ilişkili olan bilim ise teorik mekaniktir. Bu iki bilimi duyarlığın iki a priori formu ile (uzay ve zaman ile) kurduğumuz için kesin olabiliyorlar. Bu “salt görü” (reine Anschauung, intuitus purus) öğretisi, sonra “Salt Aklın Kritiği” nde “Transzendentale Aesthetik” bölümünün konusu olacaktır. Bu bölümün “Salt Aklın Kritiği” nde çok özel bir yeri vardır ; bir çeşit önyapı gibidir ; yapının bütününe ancak bununla girilebilir. Burada geliştirilecek olan uzay-zaman teorisi, 1770 Dissertation’ undakinin aşağı yukarı aynıdır.