Arama

İç Kuvvetler - Tek Mesaj #3

emirhanyldz - avatarı
emirhanyldz
Ziyaretçi
14 Şubat 2015       Mesaj #3
emirhanyldz - avatarı
Ziyaretçi
İç Kuvvetler Nelerdir?

Yerkabuğu, gerek iç gerekse dış kuvvetlerin etkisiyle sürekli şekil değiştirir. Yeryüzünü biçimlendiren iç kuvvetler, enerjisini yerin derinliklerinden (manto) alır. Genel olarak yerkabuğunun hareket etmesine bağlı olarak oluşan iç kuvvetlerin, yeryüzünün şekillendirilmesinde yapıcı etkisi vardır.


Yerkabuğunun hareket etmesinin nedenleriyle ilgili olarak, çeşitli teoriler ileri sürülmüştür. Bu teorilerden en önemlisi ve bugün geçerli olanı, 1950 yılında ortaya atılan, Levha (Plaka) Tektoniği Teorisi'dir. 1915'te Alfred Wegener'in ortaya attığı Kıtaların Kayması Teorisi'nin geliştirilmesiyle ortaya atılan bu teoriye göre:


Yerkabuğu iç içe geçmiş parçalardan oluşur. Bu parçalara levha ya da plaka adı verilir.


Levhaların sınırları, kıtaların sınırlarıyla son bulmaz. Okyanus ve denizlerin altında da devam eder.

Levhaların sınırlarını, fay hatları (yerkabuğundaki kırık hatları), derin deniz çukurları ve yüksek sıradağlar oluşturur.


ic kuvvetler
İç Kuvvetler

Çeşitli büyüklükteki bu levhalar, sıvı olan manto üzerinde adeta yüzer bir durumdadır.

Manto, erimiş kayalardan oluşan sıvı haldeki mağmadan oluşur. Mağmanın hareket etmesi, levhaların da hareket etmesine neden olur.

Mantodaki akımların nedeni şöyle açıklanabilir:

Mağmadaki radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla (termonükleer reaksiyon) yüksek miktarda ısı enerjisi açığa çıkar. Bu enerjinin etkisiyle ısınan mağma dikey yönde yükselir. Mağmadaki bu akımlara konveksiyonel akımlar denir.

Mantodaki akımların çeşitli yönlere doğru hareket etmesiyle, üzerindeki yerkabuğu da hareket eder. Yerkabuğunda meydana gelen bu hareketlere tektonik hareketler denir.

Tektonik hareketler sonucunda yerkabuğunda kıvrılmalar, kırılmalar, alçalma ve yükselmeler, titreşimler ve püskürmeler meydana gelir. Bu olaylar iç kuvvetlerin etkisiyle oluşur.

Yer Kabuğunun Yapısı
Dünya iç kısmı, kalınlıkları ve yoğunlukları farklı, iç içe kürelerden oluşur. Bu yer tabakaları yeryüzünden başlayarak; yerkabuğu, manto ve çekirdektir. Yerkabuğuna litosfer (taşküre) denir. Yerkabuğunun ortalama kalınlığı karalarda daha fazla (35 km). Okyanuslarla daha azdır (8 - 10 km). Yerkabuğundan derinlere inildikçe, sıcaklık her 33 metrede 1°C artar.

Derinlere doğru sıcaklığın artmasının nedeni; Dünya'nın ekseni etrafında dönmesi sonucunda soğuma sınırı yer kabuğunun yüzeyinden başlamasıdır.

Yerkabuğu, bileşimi ve yoğunluğu farklı olan iki bölümden oluşur.


SİAL: Yerkabuğunun üst tabakasıdır.
  • Yapısında daha çok silisyum ve alüminyum bulunduğu için Sial denir.
  • Kalınlığı dağların bulunduğu yerlerde fazla, deniz ve okyanuslarda azdır.
  • Ortalama yoğunluğu 2,7 g/cm3'tür.
SİMA: Sial'in altında yer alır. Yapısında silisyum ve magnezyum bulunduğu için Sima denir.
  • Deniz ve okyanusların altında daha kalın, dağların altında incedir,
  • Yoğunluğu ortalama 3 g/m3’tür.

KAYAÇLAR VE LEVHA HAREKETLERİ
Yerkabuğunun temel malzemesi olan kayaçlar (taş, kaya) çeşitli minerallerin (silis, feldispat, mika, demir, pirit, jips gibi) bir araya gelmesiyle oluşmuş katı cisimlerdir. Kayaçlar çok eski zamanlardan beri insanlar tarafından çeşitli araç ve gereçlerin yapımında kullanılmıştır. Kayaçlar oluşum kökenlerine göre üç gruba ayrılır.

Püskürük Kayaçlar
Yer'in iç kısımlarında bulunan ve mağma denilen erimiş ve kızgın maddelerin taşküre (litosfer) içine sokularak ya da kırıklardan, volkanlardan yeryüzüne çıkarak katılaşması ile oluşurlar. Tabakalaşma özelliği görülmez. Kristalli yapıları belirgindir. Aşınmaya karşı dayanaklı olurlar.

a) İç Püskürük Kayaçlar: Özellikle dağ oluşum hareketleri sırasında manto malzemesinin dağ kuşaklarına sokularak katılaşması ile oluşurlar.

Yeryüzüne çıkmadan oluşurlar. Kristalli yapıları belirgindir. İri kristalli olurlar. Bunlara Granit, Siyenit, Diyorit ve Gabro örnektir.

b) Dış püskürük kayaçlar: Magmanın yeryüzüne yükselmesi ve soğuyarak katılaşması ile oluşur. Yeryüzüne kadar ulaşarak yayılan mağma malzemesi bazen lav halinde bazen de kum ve daha iri parçalar halinde otur. Bir hamur içerisine serpilmiş kristal yapıdadırlar. Aşınmaya karşı iç püskürüklere göre daha az dayanıklı olur. Bunlara Andezit, Bazalt, Trakit, Tüf örnektir.

Tortul Kayaçlar
Dış kuvvetlerle kayalar fiziksel ve kimyasal yollarla parçalanır ve ayrışırlar. Bunun sonucunda oluşan çeşitli boyuttaki malzemeler ile eriyik halde taşınan maddeler deniz ve göl çukurlukları ile akarsu yataklarında birikirler. Bu şekilde oluşan taşlardır. Tortullar oluşumlarına göre, üç gruba ayrılır.

a) Fiziksel (Mekanik, taneli) Tortullar: Kayaların ayrışma veya ufalanması sonucunda oluşan kil, kum ve çakıllar akarsu, rüzgar, dalga, buzul etkisiyle taşınarak çukur yerlerde birikirler. Bazen bu malzemeler demirli, kireçli veya silisli bir çimento ile birleşerek taşlaşır. Bunlar kil taşı, kum taşı, çakıl taşı. (konglomera) breş gibi.

b) Kimyasal Tortullar: Suda erimiş halde taşınan maddeler sığ su ortamlarında suların buharlaşması ile çökmeye uğrarlar. Örneğin; sularda eriyik halde bulunan bikarbonatlar suların buharlaştığı, adamlarda traverten halinde çökelirler. Sıcak iklimlerde kapalı havzalarda suların buharlaşması ile ilk önce jips ve kaya tuzu oluşur. Göl ve denizlerde ise, kireçlerin killerle birlikte çökelmesi sonucunda kireçtaşı (kalker) oluşur.

c) Organik Tortullar: Sularda yaşayan bitki ve hayvanların çukur alanlarda birikmesi ile organik tortul kayalar oluşur. Özellikle sığ olan göllerde biriken bitki artıklarının üstü killi, kumlu malzemelerle kaplanır. Bunların basınç altında yavaş yavaş yanması sonucunda da kömürler oluşur.

Turba, taş kömürü, linyit, antrasit, petrol, tebeşir, mercan kalkeri, organik tortullara örnektir.

İçinde en çok fosil bulunan taşlar organikler aşınmaya karşı en dayanıklı olanlar iç püskürükler, en az dayanıklı olanlar da kimyasal tortullardır.

Metamorfik Kayaçlar
Püskürük veya tortul kayaçların yüksek sıcaklık ve basınç etkisiyle değişime uğraması sonucunda oluşurlar. Bu olay tortul kayaçların özelliklerini değiştirir. Eskiden kristalli olmayan tortullar kristalli yapı kazanırlar. Başkalaşım kayaları kristalli yapıları ile püskürük kayaçlara benzer. Fakat aynı zamanda tabakalı görünüşleri ile de tortullara benzer.

Kayaçların Yeryüzü Şekilleri Üzerindeki Etkileri
Granit gibi iri taneli püskürük kayalar üzerinde günlük sıcaklık farklarının şiddetli olduğu yüksek dağlarda sivri ve iğne gibi uçlu tepeler oluşur. Kayaçlardaki çatlakların sıcaklığı ve derinliğine göre oluşan blokların şekil ve büyüklüğü de farklıdır. Bazen kale duvarları gibi üst üste yığılmış biçimde görünürler.

Bazen de kayalar dik satanlar halini almıştır. örneğin İç Anadolu'da Sivrihisar kayalıkları bu şekildedir. Kum taşları genellikle sarp diklikler oluşturur. Bu dikliklerin üst kısımları düzleşmiştir. Killer geçirimsiz kayaçlardır. Bu nedenle yüksek tepeler oluşturamazlar. Aşınmaya karşı dayanıksız olurlar. Kalker ve bazaltlar sarp diklikler oluştururlar. Bu yüzden sular derinlere sızar, yüzeyleri kurudur. Kalkerler üzerinde karstik şekiller (Dolin, uvala, polye gibi) oluşur.

Yer kabuğunun yapısı ve geçirdiği evreler ile yer altı zenginlikleri arasında sıkı ilişki vardır.

Krom, kurşun, pirit, manganez gibi madenler volkanik olaylar sonucu oluşmuştur.

Elmas volkanik patlamaların olduğu çukurlarda bulunur. Uranyum eski kıta çekirdeklerinde bulunur. Taş kömürü 1. zaman arazilerinde bulunurken, linyit ve petrol 3. zaman arazilerinde bulunur.

Levha Hareketlerinin Etkileri

Karalar ve okyanus çanakları mantodaki konveksiyon akımları etkisiyle yatay yönde hareket edip birbirine yaklaşan plakların arasında yükselen tortullardan dağlar oluşurken, çeşitli dış güçler atmosferdeki genel hava dolaşımın etkisiyle bu oluşan dağları aşındırıp alçaltmaktadır. Böylece doğal denge kurulmaktadır.

Yer kabuğu birbirinden kırıklarla ayrılmış parçalar halindedir. Bu parçalara plaka (levha) denir. Okyanus tabanlarını oluşturan plakalar derinden yükselen maddelerin basıncı altında bazı yerlerde kırılarak parçalanmakta ve yeni plakalara ayrılmaktadır. Bu şekilde oluşan yeni okyanusal plakalar daha yoğun ve daha ağırdır. Bu nedenle yerçekimine bağlı olarak kıtaların kenarındaki derin deniz çukurluklarına doğru yer değiştirmekte ve buralarda daha hafif olan kıtasal plakaları altına doğru dalmaktadır. Bu olaylar sonucunda okyanus tabanları giderek genişlemektedır.

Konveksiyonal akımların yükselici bölümleri yeryüzüne ulaşınca birbirinden uzaklaşma başlamakta ve üzerindeki kabuk parçalarını iki tarafa sürüklemektedır. Böylece kabukta uzaklaşan kuşaklarda büyük bir yarık meydana gelmektedir. Böyle yarıklardan çıkan magma büyük volkanları oluşturmaktadır.

İç kuvvetler dört ana grupta toplanır.
Dağ oluşumu (Orojenez)
Kıta oluşumu (Epirojenez)
Volkanizma
Depremler