Arama


runeşya - avatarı
runeşya
Ziyaretçi
9 Haziran 2015       Mesaj #8
runeşya - avatarı
Ziyaretçi
Belki de kadınlar arasında günümüzün en popüler mesleklerinden birisi anaokulu öğretmenliğidir. Türkiye’de birçok üniversitede bölümünün olması ve bundan dolayı puanlarının geniş bir yay oluşturması, mezuniyete binaen atanmasının daha kolay olması anaokulu öğretmenliğini daha cazip hale getirmiştir. Tabi her işte olduğu gibi bu işinde kendisine has bazı zorlukları mevcut. Örneğin özellikle yaşı küçük çocuklarla ilgilenmek, tüm gününü onlara harcamak bir yandan zevkli olsada bazen ıstırap halini alabilir. En başta anaokulu öğretmeni okul öncesi çocukların zekasal, suygusal, sosyal yönden gelişmesi için gerekli eğitimi veren kişidir. Okul öncesi çocukları yeni çıkan kanunla artık 6 yaş altındakiler olarak nitelendirilmeye başlanmıştır.
Peki nasıl anaokulu öğretmeni olunur? Bu işin sınavsal ve idari kısmına geçmeden önce hangi vasıflara sahip olması gerektiğine bakmak gerekir. Bir kere anaokulu öğretmeni bu iş için gerekli pedagojik bir eğitimden geçmiş olmalıdır. Bu eğitim doğrultusunda uygulayacağı metotları geliştirmeli ve gerekirse her çocuk için ayrı ayrı ilgilenebilecek kapasitede kendini geliştirmelidir. Bu mesleği seçecek kişilerin kesinlikle özellikle o yaş grubuna ait çocukları sevmesi ve onlarla ilgilenmeye gönüllü olması gerekmektedir. Güler yüzlü olması, bazı duygularını gizleyebilmesi, bakımlı ve temiz olması belki de en önemlisi adil olması bu özelliklerden bazılarıdır.
Empatik olmaları, sempatik olmaları, iyi bir diksiyona sahip olmaları, oyunu ve oyuncakları sevmeleri, okul dışındaki hayatlarının düzenli ve örnek oluşturabilecek şekilde olması çok önemlidir. Bu özelliklere haiz olamayan kişilerin çocuklarla iyi bir iletişim kurabilmesi gerçekten çok zordur. Dolayısıyla bunun sonucu mesleğini sevmeme hatta nefret etmeye dönüşebilmesidir. Zaten MEB’inin ilgili mevzuatında anaokulu öğretmeninin görevleri anlatılırken : “Çocukların zihinsel yönden gelişmelerini sağlayacak konuları, çocukların anlayacağı şekilde, günlük yaşantılarından örneklerle anlatır” , “Kalem tutma, oyuncaklarını kullanmayı öğrenme ve el becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur,” Ortak sosyal davranışlarla, çocukların fiziksel gelişmelerini artırmak üzere faaliyetler organize eder”, “Çocukların tuvalet, giyinme gibi günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için gerekli becerileri kazandırır” ifadeleri geçmektedir. 5 yaşındaki bir çocuğa tuvalet ihtiyacını karşılaması konusunda yardımcı olmak hiçte kolay olan bir şey değildir. Bu ancak kendisini eğiticiliğe adamış birinin yapacağı davranışlardır.