ZİL, -Ilı a. (ar. zili). Esk.
1. Gölge: "Bir zil olayın bu halde memdud / Yarın açılır ya bâb-ı mesdud" (A. H. Tarhan).
2. Koruma, himaye altına alma.
3. ^ıll ü ziya, gölge ve ışık: "... yer yer zili ü ziyadan mürekkeb resimler teşkil ediyor" (H. Z. Uşaklıgil). || Zıll-alud, gölgeli. |(£ıll-ı memdud, uzamış gölge. || Zıll-ı zalil,Kkoyu gölge. || Zıll-ullah, Allah'ın gölgesi; halife ve hükümdarlara verilen unvan.
—Tasav. Zıll-ı evvel, Allah. || Zıll-ı sani, dünya.
Kaynak: Büyük Larousse