Arama

Yağ Nedir? - Tek Mesaj #10

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Haziran 2015       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAĞLAMAK g.f.
1. Bir şeyi yağlamak, üzerine yağ sürmek: Yufkaları yağlamak.
2. Bir şeyi (bir şeyle) yağlamak, bir şeyi korumak, bakımını yapmak için üzerine yağ ya da yağlı bir madde sürmek: Güneşten korumak için çocuğun yüzünü yağlamak. Deriyi yağlamak.
3. Bir organı, bir mekanizmayı, hareketli bir parçayı yağlamak, birbirlerine göre hareket halindeki iki mekanik öğenin, temas halindeki yüzeyleri arasına, sürtünmeyi, aşınmayı ve ısınmayı azaltmak için uygun bir ürün uygulamak.
4. Bir şeyi yağlamak, yağla kirletmek, lekelemek: Kazağını yağlamışsın.
5. Tkz. Bir kimseyi yağlamak, onu övmek, pohpohlamak,
6. Yağlayıp ballamak, bir şeyi abartılı bir biçimde överek anlatmak.

—Mutf. Bazı yiyeceklerin (krep, börek, kek vb.) pişerken yapışmasını önlemek için kabın dibine yağ sürmek.

yağlanmak dönşl. f.
1. Yağlı, kirli duruma gelmek: Saçları çabuk yağlanıyor. Ellerim yağlandı.
2. Bedenine yağ sürmek; yağ sürünmek: Yağlanmadan güneşe çıkma.
3. Yağ bağlamak: Piliçler bu yemlerle çabuk yağlandılar.

yağlanmak edilg. f.
1. Üzerine yağ sürülmek, sürülmüş olmak: Yağlanan yufkaları tepsiye dizmek. Deriler yağlandı mı?
2. Bir makineden, bir mekanizmadan, devingen bir parçadan söz ederken, yağlama işleminden geçirilmek.

—Deric. Yağlanmış deri, gerilmeye karşı direncini, esnekliğini ve su geçirmediğini artırmak için içine belli miktarda yağlı madde (°/o 5-20) katılmış, bitkisel sepilemeyle daha dayanıklı bir özellik kazanmış düve ya da dana derisi.

yağlatmak ettirg. f. Bir şeyin yağlanmasını sağlamak ya da buna yol açmak.
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.