Arama

Yanma Nedir? - Tek Mesaj #1

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YANMA a. Yanmak eylemi.

—Bitki patol. Bitkilerde görülen, birçok mantar hastalıklarına özellikle ketende Pythium ultimum'un neden olduğu hastalığa verilen ad. (Mantar köklerde yerleşir, ama bitkinin tamamen kurumasına neden olur. Hastalıklı bitkileri sökmek [kök- lemek] ve yakmak ve tarlaya bir süre başka bitki ekmek gerekir.) || Bazı mücadele ilaçlanma özellikle bakırlı bazı bulamaçların yapraklar üzerinde bıraktığı kızıl sarı sürgünlerin solması. (Bu sürgünlere kavruk da denir) Mantardan ve dondan başka, şiddetli güneş ışınlan da, fidanlığı ve açık alandaki toprağın yüzünü çok ısıtır ve buralarda bulunan fidelerin (çoğunlukla çam,ladin ve göknar) kök boğazlan, 65 °C’ın üstüne çıkan sıcaklık etkisiyle yanar, fide solar ve kurut Türkiye'de, çok rastlanan bu yanma biçimine karşı fidanlıklarda gölgelikler (siperler) kullanılır.

—Fişekç Bir patlayıcı madde içinde özellikle ısı iletkenliğiyle yayılan çok hızlı yanma. (Yanmanın ilerleme hızı basınca göre değişir: katı patlayıcılarda saniyede bir milimetrenin belli bir kesrinden saniyede birkaç santimetreye kadar ulaşır; patlayıcı gazlarda, yanma, saniyede birkaç dekametreye kadar ulaşabilir.) || Bir barutun tutuşması. || Yanma hızı, bir barutun tutuşması sırasında, alevin bir çubukta dıştan içeriye doğru ölçülebilen doğrusal ilerleme hızı.

—Fizs. kim. ve Isıbil. Isıveren bir yükseltgenme tepkimesi sırasında meydana gelen olayların tümü. (Bk. ansikl. böl.) || Yanma ısısı, birim kütle ya da hacimdeki bir yakıtın yandığında verdiği ısı miktarı.

—Fizyol. Organik yanma, organizmada hücrelerin bünyesinde olup biten yükselt- genmelerin tümü. (Bu tepkimeler, in vit- ro, çok yüksek sıcaklıkta gerçekleşebildiği halde, enzimlerin müdahalesi sayesinde vücut sıcaklığında gerçekleşir.)

—Isıbil. Kademeli yanma, yakıtın uçucu maddelerden başlayarak birkaç kademede tamamen yanmasını sağlayan ısıtma yöntemi. || Yanma indisi, yanma ürünlerinde bulunan karbonmonoksit ve karbon- dloksidin hacimsel oranları.

—Isıl. mot. Yanma ve genişleme dört zamanlı bir çevrime göre çalışan bir moto- ojn üçüncü çalışma zamanı. (Eşanl. PATLAMA.) [Bk. ansikl. böl ]

—Kim. Yanma gücü, bir birim yanıcı maddenin yanabilmesi için gerekli olan hava miktarı. (Katı ya da sıvı yanıcılar için birim miktarlar kütle, gaz yanıcılar için hacim cinsinden jfade edilir.)

—Metalürj. Bir metal ya da alaşımın aşırı ısıtılması sonucu tane sınırlarında görülen erime (sert çeliklerde ötektik karbürlerin oluşumu) ya da sınırlarda meydana gelen tane dışı kirlenme (oksitlerin, sülfürlerin oluşumu) olayı. (Bu şekilde yanmış bir. parçanın ısıl işlem yoluyla yenileştirilmesi olanaksızdır.)

—Nörol. Sürekli, kavrulma izlenimiyle, acılı bir gerilimle birlikte, en küçük bir dokunma, sıcaklık değişimleri, gürültü-heyecan ile artan ve çoğunlukla sıkıntı, iç darlığı ile birlikte görünen yaygın ağrı. (Yanma ağrıları ellerin ve ayakların uçlarında, özellikle orta ve siyatik sinirin dağılım alanlarında ya da yükle yerleşir; en önemli özellikleri, hasta sinirin alanından geniş çapta dışan taşmaları ve sık sık yerel vazomo- tör değişikliklerle ve trofik bozukluklarla birlikte olmalarıdır.)

—Nük. müh. Kütlesel yanma ya da yanma oranı, bir nükleer yakıtın açığa çıkardığı ve bu yakıtın içinde başlangıçta bulunan (örneğin uranyum çekirdekleri gibi) ağır çekirdeklerin kütle birimine indirgenmiş, toplam enerji. (Genellikle ton başına megavatgün [MVVgrt] olarak ifade edilir.) || Nükleer yanma, bir nükleer reaktörün çalışması sırasında atomların başkalaşımı. || Parçalanma yanması oranı, bir nükleer reaktörde parçalanma yoluyla yok olan ağır çekirdeklerin sayısının başlangıçtaki ağır çekirdeklerin sayısına oranı. (Bu oran yüzde olarak ifade edilir. Kütlesel yanma-parçalanma yanması oranıyla hemen hemen orantılıdır.)

—Patol. Bir yanığın yarattığı duyguya benzer izlenim veren duygu: Mide yanması.

—Petr san. Yanma noktası, alevlenmiş bir petrol ürününün en az beş saniye süreyle yanmasını sürdürdüğü sıcaklık. (Yanma noktası, genellikle parlama noktasından birkaç derece daha yüksektir.)

—Petrokim. ve Isıbil. Yanma potansiyeli, yanıcı bir gazın, onu oluşturan değişken yüzdelerini göz önüne alan ve Wobbe indisine bağlı olarak değerlendirilen gazın referans gaz ile değiştirilebilirliğini doğrulamayı sağlayan indis. (Bk. ansikl. böl.)

—Polim. Yanma önleyici madde, makromolekül bir malzemeye katıldığında, bu malzemenin yanma eğilimini gideren ya da azaltan bileşik. (Yanma önleyici maddeler çok değişik malzemelerden elde edilir; bunların en önemlileri bor ve fosfor türevleri ile klorlu ya da bromlu organik bileşiklerdir. Yanma önleyici bileşikler plastik maddelere genellikle işlenmeleri sırasında katılır; böylece birbirlerini etkileyerek yanmaya karşı dirençlerini artırmaları sağlanır [görevdeşlik].)

—ANSİKL. Fiza kim. ve Isıbil. "Yanma" terimi, en genel anlamda yanıcı denen bir maddenin yakıcı olarak adlandırılan bir- başka maddeyle birleşmesi sonunda ısı vererek meydana gelen olayların tümü için kullanılır. Yakıcı, çoğunlukla oksijen ya da oksijen içeren bir başka maddedir. Tepkime yeterli derecede hızlıysa, açığa çıkan ısı, yanıcı maddenin akkor hale geçmesi için yeterlidir, buna hızlı yanma denir ve bu olay kimilerince gerçek bir yanma olarak kabul edilir. Havayla temas ettiğinde yanan hidrojen, fosfor, karbon ve hidrokarbonların durumu buna örnektir. Yükseltgenme yeterli ölçüde hızlı değilse, açığa çıkan ısı yanıcı maddeyi ısıtamadan çevreye yayılır; genelde yükseltgenme olarak nitelenen bu olaya yavaş yanma denir. Bu olay soğukta beyaz fosforda ya da nemli havada kalmış demirde gözlenir.
Yanma sırasında çıkan ısı ve ışık simyacıların gözünden kaçmamıştı. Daha 1630'lu yıllarda Jean Rey, açık bir kapta kavrulduklarında kurşun ya da kalayın ağırlığının arttığını fark etmişti. 1674'e doğru İngiliz Mayovv, havanın bileşiminde biri yanma olayını sürdüren, diğeri aynı etkiyi göstermeyen iki madde bulunduğunu ileri sürdü. 100 yıl sonra Lavoisier'nin yeniden ele alarak kanıtladığı bu varsayım, tüm XVIII. yy. boyunca, alman Stahl’ın geliştirdiği /lojistik kuramıyla çürütülmeye çalışıldı. Bu kurama göre, tüm yanıcı cisimlerin bileşiminde "flojistik" denen ve tartılması mümkün olmayan bir madde (öz) vardı ve yanma olayı basitçe flojistiğin bu cisimleri terk ederek serbest hale geçmesiydi. Lavoisier, 1777'de kaleme aldığı Sur la combustion en gönöral (Genel olarak yanma üzerine) adlı inceleme yazısıyla bu kurama karşı mücadele etti ve geçersizliğini kanıtladı.
En çok rastlanan yanma olayları havayla temas ettiğinde karbon ve hidrojen bileşiklerinin yanmasıdır. Böyle bir yanmanın tam olabilmesi için ortamdaki havanın en az hidrojenin tümünü suya, karbonun tümünü karbondioksitle dönüştürecek kadar oksijen içermesi gerekir. Pratik olarak kuramsal debiye göre yanma gücüne denk düşen hava miktarından biraz daha fazla hava kullanmak zorunludur; ama bu fazlalık olabildiğince az olmalıdır, çünkü bu fazla havanın ısıtılması için harcanan ısı miktarı, yanma gazlarının erişebileceği sıcaklığı düşürür, dolayısıyla verimli bir yanma gerçekleşmez. Tam olmayan bir yanma, yanma ürünleri içinde en önemlisi karbonmonoksit olan yanmamış maddelerin bulunması ve bu ürünlerdeki karbondioksit oranının azalmasıyla anlaşılır. Tam yanma derecesini gösteren yanma’ indisi'yle dumanlarda bulunan görece karbonmonoksit miktarı hesaplanabilir. Hava fazlası olmaksızın düşünülen yanmaya yansız yanma denir. Yanma hızı sıcaklığa bağlıdır.
Yanma (brülör, odun ateşi, mum) ve patlama (yanma ve şok dalgalarıyla) alevlerinin yayılma hızlarına göre ayırt edilir. Sıvıların yanması her zaman iki evrede gerçekleşir; birincisi buharlaşma, İkincisi yayınım aleviyle yanma evresidir. Katilar içinse bir ön gazlaşma evresi sözkonusudur.
Yanıcıyla temasta olan ya da bir ızgara üzerindeki yanıcı madde içinden geçirilen havaya birincil hava, birinci yanma sonunda oluşan gazları yakmak için verilen havaya ikincil hava denir; ikincil hava yanma sıcaklığını yükseltmek için genellikle ısıtılarak gönderilir. Isıtma, Isıtma aygıtından çıkan sıcak gazlann taşıdığı kaloriden
yararlanılarak en ekonomik bir biçimde uygulanır; böylece yanma veriminin daha da artırılması sağlanır.

—Isıl mot. Son derece hızlı bir biçimde gerçekleştiği için yanma olayına çoğu zaman patlama adı verilir. Gerçekte, yanma odası içinde ardışık dalgalar halinde yayılan ve birdenbire başlamayan bir yanma olayı sözkonusudur. Bujinin elektrotları arasında kıvılcımın çaktığı andan, önceden sıkıştırılmış, gaz halindeki hava yakıt karışımının tutuştuğu ana kadar belli bir zaman geçer. Ateşlemeye her zaman belirli bir avans verilmesinin nedeni budur. Öte yandan, alevin yayılma hızının, motorun çalışma karakteristikleri üzerinde büyük bir etkisi vardır.

—Petrokim. ve Isıbil. Bir gazın yanma potansiyeli
H, +0,3CH4 +0.7CO+ v£aC„Hm c~u VS
eşitliğiyle gösterilir. Bu formülde; H2, CH4, CO, C„Hm gazı oluşturan her bileşenin yüzde bir olarak oranını, u, v ve a, bir tablodan ve bir grafikten alınan katsayıları ve d, sözkonusu gazın yoğunluğunu gösterir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.