Arama


runeşya - avatarı
runeşya
Ziyaretçi
22 Haziran 2015       Mesaj #2
runeşya - avatarı
Ziyaretçi

Liderlik ve Yöneticilik


Lider ve yöneticinin farkları, pek çoklarının düşündüğü gibi, liderliğin mistik ve esrarengiz yapısından veya liderlerin sahip oldukları karizmatik ve alışılmamış kişilik özelliklerinden kaynaklanmaz. Liderlik, yöneticilikten bütünüyle farklı eylemler içinde olmayı gerektiren bir iştir. İş dünyasının karmaşıklığında hem yöneticilik hem liderlik gereklidir. Bugün hem ABD hem de Türkiye’de birçok şirkette “aşırı yönetim (overmanaging) ancak yetersiz liderlik (underleading)”
görülmektedir. Özellikle “Toplam Kalite Yönetimi” ve ISO standartlarının araç olmaktan çıkıp amaç haline gelmeye başlaması, yöneticiliği hem kolaylaştırmış hem de yaygınlaştırmıştır. Çünkü “Toplam Kalite” anlayışı ve ISO standartları, bir işin ‘nasıl iyi yapılacağını’ söyler; ancak ‘nasıl daha farklı yapılacağını’ söylemez. Oysa günümüzde şirketlerin rekabet gücünü yükselten, farklılığı oluşturmaktır.
Yöneticilik, karmaşıklıkla baş etme işidir. Bunun sonucu yöneticiliğin yönerge, prosedür ve uygulamaları, 20. yüzyılda ortaya çıkmış büyük organizasyonların ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. İyi yöneticilik, kalite ve kârlılık gibi ana alanlarda düzen ve istikrar getirir. Buna karşılık liderlik, değişikliklerle başa çıkma işidir. Bugün artık, ‘bir önce yapılmış olanı yapmak’ veya ‘yüzde 5 daha iyi yapmak’, başarı için yeterli sayılmamaktadır.

Krizde Liderlik


Bu fikri yukarıda, deprem sonrası gelişmelere benzer olarak, askeri alandan bir örnek vererek daha iyi açıklayabiliriz. Barış zamanında, bir ordunun tepeden aşağıya uzanan hiyerarşik bir yapı içinde iyi yönetilmeye ihtiyacı vardır. Bu yapının, en üst noktada iyi bir liderlikle bütünleşmesi başarılı olabilmek için yeterlidir; ancak savaş zamanında her düzeyde liderliğe ihtiyaç vardır. Bir savaş sırasında askerler yönetilmemeli, askerlere liderlik edilmelidir. En küçük askerlikbirimi olan mangada
bile askerler, ancak liderlik özelliklerine sahip kişilerin önlerinde veya arkalarında ölüme yürürler.

Hem yöneticiler hem liderler ne yapılacağına karar verir, işlerini yapabilmek için gerekli insan ilişkilerini kurar ve bu insanların işlerini yapmalarını sağlar. Ancak bu üç konu farklı şekillerde yapılır. Bir yöneticinin karmaşıklığı, yönetme yolu, geleceğe dönük amaçlar koyarak planlama ve bütçelemedir. Bu amaçlara ulaşmak için ayrıntılı adımlar planlanır ve kaynaklar aktarılır. Buna karşılık lider, şirket için bir yön belirler; gelecek için bir vizyon oluşturur ve bu vizyona ulaşmak için gerekli olan değişim stratejilerini belirler.

Sektöründe lider olmak isteyen bir şirket, liderlik niteliğine sahip insanlarla çalışmalıdır. Çünkü büyük sonuçlara, vasat performansla ulaşılmaz. Büyük sonuçlara üstün performans gösteren çalışanlarla ulaşılır. Bunun için de her düzeyde çalışanın liderlik özelliğine sahip olması gerekir.

Çünkü liderler, ‘etkilerler’ ve ‘etki oluştururlar’. Üstün performans, ancak etki oluşturma yeteneğine sahip insanlar tarafından gerçekleştirilir.

Yaşadığımız deprem felaketi, bize liderliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Herhangi bir konuda inisiyatif almak, risk üstlenmek ve sonuç alıncaya kadar mücadeleyi sürdürmek; mesai saatleri içinde işini düzenli yapan kişilerin üstesinden gelebileceği durumlar değildir. Liderlik özelliklerinin büyük bölümü, yazının başında da söylediğimiz gibi, insanlara doğuştan verilmiş özellikler değildir. Bunlar öğrenilebilir, kazanılabilir ve düzenli eğitimler ve uygun örgüt iklimiyle geliştirilebilir özelliklerdir. Şirket düzeyinde önemli olan, kurumsal yapının bu özellikleri ödüllendiren bir nitelikte olmasıdır. Toplumsal açıdan da bunun için eğitim sistemimizin içine bu özelliklerin yerleştirilmesi politik alanda duyduğumuz lider özlemini karşılayabilir.
Son düzenleyen Safi; 7 Mayıs 2019 18:25