YEKSAN sıf. (fars. yeksan). Esk.
1. Düz.
2. Eş düzeyde, eşit: Yeksan ise yanında seven sevmeyen seni" (Nefi, XVII. yy.).
3. Her zaman, hep, bir düziye.
4. Yeksan olmak, eşit olmak: "Kesret-i vahdette yeksan olmuşum" (Eşrefoğlu Rumi, XV. yy.). "Yerler altında tenim toprağıyla yeksan ola" (Niyazi, XV. yy.).
Kaynak: Büyük Larousse