Arama

Jeoloji Nedir? - Tek Mesaj #13

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Haziran 2015       Mesaj #13
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YERBİLİM a.
1. Yer'in bileşenlerini inceleyerek bunların yapısını, dağılımını, tarihini ve oluşumunu anlamayı amaçlayan bilim. (Eşanl. JEOLOJİ.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Dinamik yerbilim, JEODİNAMİK'in eşanlamlısı. || Yapısal yerbilim, tektonik tarafından oluşturulan yapıları nicel ve nitel bakımdan çözümleyen yerbilim dalı.

—ANSİKL. Daha Antikçağ'da başlayan taş ve metal ticaretinin yanı sıra birkaç bilgi nin doğa olaylarına duyduğu ilgi (Herodotos tarafından betimlenen yanardağ püskürmeleri ve yer sarsıntıları, Plinius ta rafından aktarılan Vezüv püskürmesi) yer bilimin ilk adımlarıdır. Bu dönem XVI. yy.’a dek sürdü. Leonardo da Vinci ve Agrico la gibi bazı öncülerin yerbilimde ilk kez descartesçı anlamda gerçek yöntemler kullanmalarıyla son buldu. Çeşitli doğa olayları için geçerli olan ilk yasalar açık landı ve böylece yerbilim bilim katına yük seldi. Daha sonra George Owen katman bilimin temellerini attı, Conrad Gesner de Avrupa'da derlenen ilk fosil kataloğunu yayımladı.
XVII. yy.’da İngiliz Robert Böyle mine ralojinin, danimarkalı N. Stenon ve E. Bartholin kristalografinin, hollandalı C Huygens kristal optiğinin, ıngiliz Richard Hooke paleoklimatolojinin, alman A, Kir cher dinamik yerbilimin, transız P Perra- ult ve Mariotte hidrojeolojinin ve modern paleontolojinin temellerini attılar. XVIII. yy.'da yerbilimin temelleri sağlamlaştırıldı, yasalar ve temel ilkeler açıklandı, yerbilimin çeşitli dalları doğdu. Buffon, dört bölüm halinde yerkürenin tümüne ilişkin ilk kronolojiyi veren ve katmanbilim ilkeleri ne dayanan Epoçues de la nature (Do ğanın dönemleri) [1749-1778] adlı kitabı nı yayımladı. Româ de l'isle Essai de cristallographie (Kristalografi denemesi) [1772] adlı yapıtında, aynı mineral türden kristallerin yüzlerindeki açıların değişmez liği yasasını açıkladı; R. J. Haüy bu değişmezlik kavramından yararlanarak âğ kristal gözü kavramını ve buradan yola çıkarak kristal bakışım yasalarını ortaya koydu. Petrografi bu yüzyılın sonunda doğdu ve farklı görüşleri savunan iki ayrı okulun tartışmalarıyla gelişti: alman A. G. Wer- ner tortul deniz olaylarına aşırı derecede büyük bir önem verdi ve bütün kayaçla rın bu olaylar sonucu oluştuğunu savundu (neptünizm); İngiliz J. Hutton ise ünlü Theory of the Earth (Yer kuramı) [1785] adlı yapıtında kayaçların hem tortullaşma, hem de magmatizmanın ürünü olduklarını ortaya koyarak ve ilk kez petrolojik çevrimi betimleyerek plütonist okulu kurdu. Aynı dönemde yerine konan cevher yatağı kavramı ortaya atıldı (Zimmermann); bugün bu kavramın yerini ornatma almıştır. Paleontoloji, özellikle yeni fosil omurgalıların betimlenmesi ve paleobotanikle birlikte ilerledi (Fontenelle). J. G. Lehmann eski azoyik arazilerle fosil bakımından zengin daha yeni araziler arasındaki ayrımı belirledi. Giraud-Soulavie, başlangıçta düşey sıralanma ilkesinden yararlanarak katmanların palşontolojik içeriklerine göre tarihlendirilebiieceğini gösterdi. W. Smith Londra Plavzası'ndaki katmanlarla Paris Havzası’ndaki katmanların paleon- tolojik içeriğinin birbirine benzediğini göstererek bu düşünceyi genelleştirdi (süreklilik ilkesi). Lavoisier açıkta oluşan çökel- lerle (pelajik) kıy da oluşan çökellerin birbirinden ayrılab.leceğini gösterdi. Dinamik yerbilim, depremleri inceleyen John Mitchell ve Pignataro ile Baltık'ta deniz düzeyinin değiştiğini ve bunu kıtanın deniz sıfırına göre yükselmesine bağlayan Celsius'un çalışmalarıyla doğdu. Yapısal yerbilimin ilk betimsel öğeleri açıklandı: isveçli Ferber'in kıvırımlı sıradağların eksen kuşaklaşması, P S. Pallas’ın kıvrım tiplerindeki değişim, Desmarets’nin dışbükeyliği yukarı (senkl nal) ya da aşağı (antıklinal) doğru olan kıvrım düşünceleri.
XIX. ve XX. yy.'larda yerbilim büyük bir atılım yaptı, ilki 1807'de Londra'da kurulan yerbilim dernekleri çalışmalarına başladılar. Bilgi ve düşüncelerin bireşimi olan yerbilim haritalarının ilki 1815’te Ingiltere' de W. Smith tarafından basıldı. Paleontoloji, art arda yaratımlar kuramını ve biçimlerin korelasyonu ilkesini ortaya atan Cu- vier ve daha sonra, paleontolojik içeriklerinden yola çıkarak 27 jeolojik dönemi belirleyen Orbigny'nin çalışmalarıyla gelişti. Nihayet Lamarck, Geoffroy Saint-Hilaire ve Darvvin evrim kavramlarını ortaya attılar. 1830'da İngiliz C. Lyell yayımladığı Principles ot Geology (\ferbilim ilkeleri) adlı kitabında gûncelciliği savundu. Aynı yıl Fransada Yerbilim derneği kuruldu ve böylece yerbilim sağlam temellere oturdu, terimler belli bir düzene kondu, çeşitli bölgelerde çok sayıda yerbilim haritası gerçekleştirildi. Bundan sonraki gelişimi belirleyen önemli olaylar şunlardır: kutupla- yan mikroskobun kullanılması (F. Zirkel, daha sonra L. Cayeux), sürükleme örtüleri kuramı (A. Heim, 1878), denizlerde transgresiyon ve gerileme olaylarının ös- tatizmle açıklanması (E. Suess, 1897), kıta türevi kuramı (Taylor, 1910 ve VVegener, 1912), minerallerin incelenmesinde X ışınlarının kullanılması (W. Bragg, 1920), daha sonraları Castaing'in icat ettiği elektron mikrosondasından (1966) kayaçların mutlak yaşının belirlenmesinde radyoaktiflik ten, Yer malzemelerinin oluşumu izleyicisi olarak izotop kimyasından yararlanılması, yerkürenin yapısını incelemek için jeofizik yöntemlerinin uygulanması, dağların yükselmesi olayının derin termodinamikle açıklanması. Denizaltı teknolojisi gelişince okyanus dipleri üstüne bilgi edinildi ve jeofizik sayesinde levhalar* kuramı açıklandı (McKenzie, Morgan, X. Le Pichon, 1968). Yerbilim bugün arlık niceliksel bir bilimdir ve kullanılan teknikler karmaşıklaştıkça, bileşimden yararlanılarak işlenmesi gereken çok büyük miktarda veri depolanabilmektedir.
Canlı varlıklar gibi jeolojik nesneler de, en yalından en karmaşığa doğru birbirinden farklı düzeylerin bir parçasıdır: mineral, kayaç, kayaç kompleksi (volkanik, plü- tonik, stratigrafik), yapısal kompleks (eski kütle, kıvrımlı sıradağ, tortul havza, kıta kenarı, derin deniz ovası, okyanus sırtı), levha (bugün belli başlı altı türü bilinmektedir), Yerbilimin bu farklı nesneleri inceleyen dalları şunlardır: mineraloji ve kristalografi, petrografi (amaçlanan nesneye göre yanardağbilim, çökelbilim, petroloji), yapısal yerbilim ve genel yerbilim. Dinamik yerbilim ya da jeodinamik özellikle bu nesneleri etkileyen olayları ele alır ve iki kola ayrılır: yüzey dinamiği (fiziksel coğrafyanın da konusudur) ve derinlik dinamiği. Petrografi, katmanbilim ve paleontolojiyi kapsayan "tarihsel yerbilim" giderek geçerliliğini yitirmektedir. Paleontoloji pek çok uzmanlık dalına aynlır: omurgasızlar, omurgalılar paleontolojisi, mikropa- leontoloji, palinoloji. Yerbilimde geniş bir uygulama alanı bulan kimi modern bilimler paleoönekiyle başlar: paleoekolojı, paleoklimatoloji, paleocoğrafya vb. Toplumsal ve iktisadi zorunluluklar sonucu yerbilimin bazı dalları daha hızlı gelişmiş tir: hidrojeoloji (su), uygulamalı yerbilim (yerbilimin uygulamaları, inşaat mühendisliği, maden ve taş ocakları vb ), yatak- bilim, metalojeni, mıneralurjı (cevherler incelemesi), hidrokarbon jeolojisi (petrol) vb. Bazı bilim dallarının giderek artan ölçüde yerbilime uygulanması, yeni uzmanların yetişmesini gerektirmektedir; jeofizik, jeokimya (baskın elementler, izler ya da izotoplar), jeoistatistik ya da jeomatematik (sayısı gün geçtikçe artan verilerin işlenmesini amaçlar) ve uzay çalışmalarıyla bıı likte gelişen uzaktan algılama (deniz, hava, uzay) için durum böyledir.

Ad:  yerbilim1.jpg
Gösterim: 479
Boyut:  12.2 KB

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 23 Mart 2016 18:01