Arama

Yığın Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YIĞIN a
1. Üst üste konmuş, birikmiş şeylerden oluşan küme, tepe ya da ne olduğu pek iyi seçilemeyen, anlaşılmayan kütle: Sandıktaki kitap yığını. Çöp yığını. Kazadan sonra araba bir demir yığınına dönmüştü.
2. Birçok insanın bir yerde toplanmasıyla oluşan küme; kalabalık. Meydandaki yığınları dağıtmaya çalışmak.
3. Bireyin karşıtı olarak toplumsal yönden bağdaşık bir bütün oluşturan insan topluluğu; kitle, kütle: Yığın kültürü. Yığınlardan güç alan bir eylem.
4. Bir yığın. yığınla, birçok: Yapılacak bir yığın (yığınla) işim var. Yazılı kâğıdınızda bir yığın (yığınla) yanlış var.

—Bayınd. Kazı toprağı yığını, bir demir yolunun yanlarına ya da bir karayolunun banketleri üzerine yığılan molozlar

—Çiçekç. Yığın mayalanması, üzerinde mantar yetiştirilecek olan maddeler yığınının, özgül mikroorganizmaların etkisi al tında, gerek kaplarda (sandıklar), gerek
se, mayalanma tüneli denen özel bir odada yığın halinde mayalanmaya bırakılması. (Mayalanma maddeler yığınının içinden hava akımı geçirilerek sağlanır.) || Koruyucu yığın, bitkileri dondan korumak için yığılan saman, kuru yaprak ya da soğuk gübre yığını.

—Ikt. ve Tic. Yığın halinde, kömür, mineraller, fosfatlar vb. gibi istif edilmeyi ya da ambalajlanmayı gerektirmeyen mal.

— Kamyonla, sarnıç vagonuyla, gemiyle taşınarak tüketiciye teslim edilen ürünün dağıtım biçimi. (Karşıtı: ambalaj, fıçı, bidon içinde)

—Nük. müh. Kritik yığın, bir nükleer reaktörün kalbini oluşturan malzemelerden yapılmış ama içinde çok düşük güçte bir zincirleme nükleer reaksiyonun sürdürü- lebildiği, genellikle nötron incelemeleri için kullanılan aygıt. (Fransa’da Cada- rache Nükleer araştırma merkezi'nde bulunan ve hafif sulu reaktörlerin model çalışmaları için kullanılan Minerve ile hızlı nötronlu reaktörlenn model çalışmalarına yarayan Masurca adlı aygıtlar kritik yığınlara örnektir.)

—Tarım. Geçici ya da kalıcı olarak saklanmak üzere bir yere yığılan, silindirimsi koni biçiminde ot, ekin, sap ya da saman kütlesi. || Demet yığını, ekin demetleri bir araya getirilerek yapılan ve ürünün açık havada birkaç ay, hatta birkaç yıl saklanmasına olanak veren büyük yığın.

—Topruhbil. ve Topbil. Aynı duygu ve dü şüncelere kapılmış sıradan ve benzer bireyler topluluğu. (Bk. ansikl. böl.)

—Tüt. Depolama ya da mayalanma yerinde ya kabında toplanan fazla miktarda tü tün. (Orada yavaş yavaş tütünün rengi, kokusu, içimi ve rutubeti homojenleşir. Teh likeli bir dereceye ulaşarak kızışmaya neden olmasın diye yığının iç sıcaklığı gözetim altında bulundurulmalıdır.)

—ANSİKL. Topruhbil. ve Topbil. Yığınla ilk ilgilenenler Gustave Le bon (Psychologie desfoules [Yığınlar ruhbilimi], 1895), Gabriel de Tarde (les Transformations du pouvoir [İktidarın dönüşümleri], 1899; l'O- pınıon et la loule [Kamuoyu ve yığın], 1901) ve Sigmund Freud’dur (Massen Psychologie und İch-Analyse [Yığın ruhbilimi ve benin çözümlenmesi], 1921). Yığınlar ruhbilimi üzerine İngiltere’de daha yeni araştırmalar yapıldı ve Fransa’da Serge Moscovici, daha önceki katkıları tek bir kuramsal bütün içinde birleştiren l’Âge des foules (Yığınlar çağı) [1981] adlı yapıtıyla bu konuyu yeniden ele aldı.
Le Bon'a göre birey, tek başınayken düşünceleri ve mantıklı davranmasına rağmen, yığın içinde aşırılığa, şiddet ve paniğe, taşkınlık ve acımasızlığa yatkın bir duruma gelir. Yetenekleri ve bireyselliği gölgede kalırken, bilinçdışı süreçleri üste çıkar. Gücü yalnız yıkmaya yeten yığınlar, ancak yığınlar üzerine içgüdüsel bir bilgiye dayanan, yığınları tutku ve inançlarına hitap ederek yönetmesini bilen ve onlara belli bir yön vermeye, sorunlarına bir çözüm önermeye yetenekli -ölü ya da diri- bir önder tarafından denetim altına alınabilir. Böylece yığınlar, hipnoz altındaki bir birey gibi telkin ve etkilenme yoluyla yönlendirilebilir.
Yığınların ve önderlerinin Le Bon tarafından yapılan bu betimlemesine de Tarde, önderlerin gücünün iletişim sanatı ve bütün toplumsal yaşam biçimleri üzerindeki media etkisiyle incelenmesini ekler F'sikanaliz varsayımlarını yığınlar ruhbilimine uygulayan Freud’a göreyse önder, geçici olarak yığınsal bireyin ben idealinin yerini alır.
Ykğın, Adil Yağcı yönetiminde İstanbul’ da yayımlanan on beş günlük siyaset ve düşünce dergisi. Ekim 1946 da yayın ya- şımına atılan sol eğilimli derginin belli başlı yazarları arasında A Kadir (Alı Karasu imzasıyla), Orhan Kemal, Abidin Dıno, Ab-dülbakı Gölpınarlı vb. bulunuyordu. Şubat 1947’de sıkıyönetim tarafından kapatıldı.

Kaynak: Büyük Larousse