Afrika'nın Biyocoğrafya Ögeleri
MsXLabs & Büyük L.
Bitki örtüsünün niteliği, yıllık yağışların miktarı ve dağılımıyla açıklanır; dolayısıyla, bitki örtüsü tipleriyle iklim kuşakları arasında yakın ilişki vardır; ama insanların etkinlikleri de önemli rol oynar. Kuzey Afrika'da ağaçlı bitki toplulukları (meşe, mantar meşesi) yerini, çoğunlukla mazılara ve ardıçlara bırakır. Cezayir yüksek ovalan ve Sahra Atlası, buğdaygillerden (alfa, yavşan) oluşan bir bozkırla kaplıdır. Güney Afrika'da ağaççıklardan ve çalılardan oluşan bir maki ağır basar ve bu makiden buğdaygil çayırlarına (veld) geçilir. Çöllerde bitki örtüsü yoksuldur: ırmak yataklarında, yüksek yerlerde ve dağların Atlas okyanusu'na bakan yüzünde dikenli ağaçlar (akasyalar) ve buğdaygillerden birkaç otsu bitki. Bazer gerçek bir bozkır gelişir (Kalahari). Boz kır, Sahel bölgesinde ağaçsılarla zengin leşir: dikenli bitki toplulukları Doğu Afrika da geniş alanları kaplar ve bulunduklaı yere göre sık bir çalılık ya da seyrek b. orman (Masai bölgesi) görünümü alır. Yağmur mevsimi uzayınca, otlarla örtülü kat daha büyür ve gürleşir: yükseklikleri 2 m’yi aşan, kurak mevsimde sararıp kavrulan kalın kümelerden oluşmuş savan. Savanların, odunlu bitkilerin görünümüne ve sıklığına bağlı birçok tipi vardır: otsu, ağaçsı, ağaçlı, korulu. Odunsu bitkiler yapraklarını dökerek, su depolayarak (baobab), köklerini geliştirerek, vb. kurak mevsime uyarlanırlar, insanoğlu da yararlı türlerin (karite, Acacia albida) gelişmesini destekleyerek işe karışır ve bir savan -meyvelik görünümü yaratır. Ormana geçiş ya birdenbire ya da büyük bölümü insanoğlunun etkisiyle oluşan savan-orman mozaiği aracılığıyla gerçekleşir. Savan bölgelerindeki demirli ya da lateritli kahverengi-kırmızı toprakların başlıca özelliği, üst katların az ya da çok yıkanmasıdır; kurak ve yağışlı dönemlerin almaşması, sertleşmiş bir kat ya da verimsiz bir kabuk oluşmasına kadar gidebilen bir demir ve alümin birikimine yol açar. Savanda küçük ve büyük otçul hayvanlarla bunların doğal düşmanları yaşar. Dolaşılması kolay olduğundan savan, Afrika’daki büyük krallıkların kurulmasına son derece elverişli bir alan oluşturmuştur.
Ekvator iklimi bölgelerinde sıcaklık ve yağışlar, sık ormanı ya da yağmur ormanını besler: son derece karışık türlerden, en yükseği 50 m'yi bulan kat kat ağaçlar; dip kısmı odunlu bitkiler;'yoksul ot örtüsü, bol bol epifit. Bu kesim böcekler, yılanlar, kemirgenler, kuşlar ve maymunlarla doludur. Ormanın toprakları demir oksitlerle kırmızıya boyanmıştır (laterit); organik maddeler bu topraklarda hızla ayrışır ve ancak ince, yüzeysel bir zar oluşturur. Çoğunlukla ikinci derecede önem taşıyan, tarla açma çalışmalarından büyük zarar gören, hassas dengeli büyük orman günümüzde yalnızca Zaire ırmağının büklümüyle Nijer ırmağının deltası arasındaki alanı kaplar. Bu kuşak dışındaki ormanlar, ya daha küçük alanlar halindedir, ya da akarsu boylarında galeriler oluşturur. Belirgin bir kurak mevsimin ortaya çıktığı kesimlerdeyse, özel biçimler gelişmiştir: yaprak döken türlerin oluşturduğu mezofil orman; kurakçıl bitkilerin ağır bastığı sık kurak orman; orman altı otsu bir örtüyle kaplı 10-15 m'lik ağaçlardan oluşan seyrek orman. Bazı deniz kıyılarında ve haliçlerde, karadan girilmesi güç bir mangrov ormanı gelişmiştir. Göçebe Pigmeler’in uğradığı sık orman, yerleşik yaşam için elverişli değildir; bu yüzden de yerleşik yaşayanlar bu ormanları ya düzenlemekte ya da yok etmektedirler.
Dağlık bölgelerde, bitki örtüsü katları, yükseltiye bağlıdır. Sık ormanın üstünde, yosunlar ve epifitlerle, bambularla kaplı sis ormanı (Nebelwald) yer alır; onu ağaçsı eğreltiler, garip biçimli kanarya otları, seyrek çayırlar izler, daha sonra da kayalıklara ve molozlara (Afrika'da çok yer kaplamaz) ulaşılır.