Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Temmuz 2015       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞÜNCEYE BILE TUTUKLAMA, NERDE ÖZGÜRLÜK?? NERDE DEMOKRASI?? CUMHURIYET?

Şapka kanunu başta olmak üzere M. Kemal’in din aleyhinde yaptığı devrimlere karşı halk ayaklandı… Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon ve Gümüşhane gibi illerde çıkan bu ayaklanmalar sonucunda birçok insanımız Istiklal Mahkemeleri tarafından çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.[1]

14 Kasım’da Sivas’ta Hükümet aleyhinde beyannameler duvarlara yapıştırıldı. Sivas’ta meydana gelen olaylarla ilgili hükümet, bildiriyi hazırlayan, yapıştıran ve “düşünce” birliği yapmış olanlarla (DÜŞÜNCEYE BILE TUTUKLAMA) birlikte şehrin bütün muhtarlarını tutukladı.[2]

Rize’de de şapka inkılâbı ve diğer devrimlere karşı Cami Imamı Şaban ve Muhtar Yakup Ağa’nın girişimiyle “Dinsizliğe doğru gidiyoruz. Hükümeti bu dinsizlikten men etmek gerekir” denilerek bir eylem gerçekleşti.[3]

Isyanı bastırmak üzere görevlendirilen Hamidiye Zırhlısı, kentin açıklarına demirleyerek Rize’yi iki gün boyunca bombaladı. Isyan, Rize’ye giden Istiklal Mahkemesinin olaya el koymasıyla sonuçlandı. Hatta bu olaylar sırasında bir de türkü çıkar ortaya: “Atma Hamidiye atma / Lahana tarlalarını…edeysun / Vergi de vereceğuz, serpuş da giyeceğuz…”[4]

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Mustafa Baydar, Şapka Konusunda Atıf Hoca – Süleyman Nazif Çatışması, Türk Dili, 23, Sayı 230, sayfa 135.

[2] Cumhuriyet Gazetesi, 13 Aralık 1925, sayfa 2.

– Hakimiyeti Milliye Gazetesi, 26 Kasım 1925.

– Prof. Dr. Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, 2. baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 343.

Ayrıca bakınız: – Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930. Ankara 1972, sayfa 157.

[3] Cumhuriyet Gazetesi, 14 Aralık 1925, sayfa 2.

[4] Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930, Ankara 1972, sayfa 157.

– Prof. Dr. Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 154.

Ayrıca bakınız: – Ersin Kalkan, O Şapkayı Torunları Giydi, Hürriyet Pazar, 19 Mart 2006, sayfa 12, 13.

– Prof. Dr. Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, 2. baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, 1998, sayfa 347.

 

********************

********************

********************

 

Şapka Zulmü – 8

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız



(Fotoğraf: Kayseri’de Mekkeli Hacı Ahmet, Eytam müdürü iken şapka giymemek için istifa eden Hacı Abdullah ve üç arkadaşının Ankara Istiklal Mahkemesi’ne sevk kararı. Belge M. Kemal imzalıdır. 2. dipnot: [2])

22 Kasım’da Kayseri’de halkı ayaklandırmak isteyen Mekkeli Ahmet Hamdi ve dört sarıklı arkadaşının yönlendirmesiyle yapılan yürüyüşten sonra 300 sarıklı tutuklandı.[1] Şapka kanunu “çıkmadan bir gün önce” Şeyh Ahmet Efendi ve arkadaşları 25 Kasım’da Istiklal Mahkemesi’nin şehre gelmesiyle yargılanmaya başlanmıştır.

Mahkeme, Mekkeli Hacı Ahmet, Eytam müdürü iken şapka giymek istemediği için istifa ettiği iddia edilen Hacı Abdullah ve 3 arkadaşının muhakemesine Ankara’da devam edilmesine karar verdi.[2] Muhakeme sonucunda Şeyh Efendi ve dört arkadaşının idam edilmesine karar verildi.

(KANUNDAN “ÖNCE” TUTUKLANIYORLAR VE IDAM EDILIYORLAR. KANUN ÇIKMAZDAN EVVEL GERIYE DÖNÜK EYLEMLER SUÇ SAYILAMAZ, BU BIR HUKUK KAIDESIDIR… AMA IDAM EDILIYORLAR.)

“Şapka Iktisası Hakkında Kanun’un TBMM’den çıktığı gün Erzurum’da, halkın bir kısmı çarşıyı kapatıp, şapka giyilmesine, tekkelerin kapatılmasına karşı Vali’nin evi önünde; “Biz gâvur memur istemeyiz” diye bağırarak yaptıkları gösteri ile Erzurum’da ilk olaylar patlak verdi. Göstericiler silah zoruyla dağıtıldı. Ilk iş olarak da gösteriye ön ayak oldukları anlaşılan 27 kişi tutuklandı.[3]

Bu olay üzerine M. Kemal ve adamlarının borazanlığını yapan Cumhuriyet gazetesi şunları yazdı:

“Erzurum’da bir iki softa, birkaç serseri inkılâbımızın ifadesi olan Türkiyat-ı Içtimaiyemize karşı nümayişe (gösteriş) sevk etmiş. Devlet görevlilerini (Valileri), gâvur kabul etmişlerdir. Bu inkılâplar vücut bulacak değildir, vücut bulmuştur. Erzurum’da nümayişin yapıldığı gün TBMM’den şapkanın mecburiyeti hakkındaki kanunun çıkmış olması kadar kudret-i inkılâp ifade eyleyecek bir hadise olamaz. Önümüzdeki hadise bir irtica hadisesidir.”[4]

M. Kemal’in dönemi, okullarda anlatıldığı gibi “günlük gülistanlık” değilmiş meğer… Bir şapka uğruna ne ocaklar sönmüş.

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Cumhuriyet gazetesi, 13 Aralık 1925, sayfa 2.

Ayrıca bakınız: Ergun Aybars Istiklal Mahkemeleri. Ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 343.

– Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930. Ankara: 1972., sayfa 157.

– Cihan Aktaş, Tanzimattan Günümüze Kılık Kıyafet ve Iktidar 1, Ikinci baskı, Ankara Nehir Yayınları, 1991, sayfa 145.

[2] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 16.71.4. **Bakınız: Fotoğraf**

Ayrıca bakınız: Ergün Aybars, Istiklal Mahkemeleri 1923–1927, Ankara 1982, sayfa 304–305.

[3] Türk Ili gazetesi, 26 Kasım 1925, sayfa 1.

– Hakimiyeti Milliye gazetesi, 30 Kasım 1925.

Ayrıca bakınız: Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 152.

– Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930, Ankara 1972, sayfa 156.

– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, 2. baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, 1998, sayfa 343.

[4] Cumhuriyet gazetesi, 27 Kasım 1925.

 

********************

********************

********************

 

Şapka Zulmü – 9

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız



(Fotoğraf: Bir akrabasına yazdığı mektupta şapka [kemalistlere göre dolayısıyla rejim] aleyhinde ifadeleri olduğu anlaşılan 9. Kolordu Muharebe Bölüğü’nden Mehmet Fahri’nin Istiklal Mahkemesi’ne sevk kararı. Belge M. Kemal imzalıdır.)

Zulüm devam ediyor… Askerin bile mektubu açılıp okunuyor ve “düşüncesi” dahi Istiklal Mahkemesine sevkine neden oluyor. Ey Zalimler… Nerde demokrasi?? Nerde insan hakları?? Nerde düşünce özgürlüğü??

Dokuzuncu Kolordu Muharebe Bölüğü’nden Mehmet Fahri’nin akrabalarından birine yazdığı mektupta şapka kanunu ile ilgili olarak hükümet ve rejim aleyhinde olduğu tespit edilmiş ve Müdafaa-i Milliye Vekâleti’nin ilgisi yazısı üzerine ve Takrir-i Sükûn Kanunu’na dayanılarak Bakanlar Kurulunca Istiklal Mahkemesine sevkine karar verilmiştir.[1]

26 Kasım’da Maras’ta Üsküplü Ibrahim Hoca Camii Kebir etrafında topladığı bazı kimselerle “şapka istemeyiz” diye bağırarak hükümet aleyhine bir gösteri düzenledi. Bu olay gazetelerde “Yeni bir irtica olayı” olarak duyuruldu. Olaylar sırasında Maraş’ta Camii Kebir’in tam karşısındaki Halk Fırkası (CHP) binasında misafir olarak bulunan “Cumhuriyet” gazetesi muhabirinin anlatımına göre;

“Cuma namazından sonra, `Müslümanlar ne duruyorsunuz? Müslümanlık gidiyor, Allah Allah, Lailaheillallah!´ sözleriyle bir hareketlilik başlatıldı.”[2]

Bunlar kısmen mahalli mahkemelere sevk edilirken, bir kısmı da Ankara Istiklal Mahkemesine gönderildi.[3]

Rize ayaklanmasını soruşturmak üzere bu şehre gelen Istiklal Mahkemesi, 11 Aralık’ta çalışmalarına başladı. 12–13 Aralık’ta yapılan 143 kişinin yargılaması sonucunda[4] 8’i idama, 14’ü on beşer, 22’si onar, 19’u beşer sene hapse mahkûm edildi.[5]

Giresun da ise, diğer şehirlerdekine benzer olaylar oldu.[6]

Iskilipli Atıf Hoca da “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı risalesinin ayaklanmalarda rolü olduğu gerekçesiyle yargılandı.[7]

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 017.89.5.

Belge için Fotoğrafa bakınız.

[2] Cumhuriyet Gazetesi, 6 Aralık 1925, sayfa 1.

[3] Cumhuriyet Gazetesi, 14 Aralık 1925, sayfa 2.

Ayrıca bakınız: Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler, 1924–1930, Ankara, 1972, sayfa 157.

– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 153.

[4] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 346.

[5] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347.

Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 150.

[6] Hakikat Gazetesi, 14 Aralık 1925.

[7] Hakimiyeti Milliye Gazetesi, 15 Aralık 1925.

Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 149.

 

********************

********************

********************

 

Şapka Zulmü – 10

Resimleri orjinal boyutunda görmek için üzerlerine tıklayınız



(Fotoğraf: Alaşehir’de Fesini çıkarmak istemeyen vatandaş Kazım’ın Ankara Istiklal Mahkemesi’ne sevk kararı. Belge M. Kemal imzalıdır.)

Rize’den Giresun’a gelen Mahkeme heyeti, 16 Aralık’ta tiyatro binasında duruşmalara başlayarak, şapka aleyhinde bulunan 60 tutukluyu yargıladı. Yargılamanın sonucuna göre Şeyh Muharrem’le Abdullah Hoca idama; Şeyh Hüseyin ile Dadak Ali ve Tekir Ali on beşer sene hapse; Hoca Hüseyin on; Dadak Mustafa, Küçük Hüseyin, Gedik Murat, Rasim ve Osman beşer yıl hapse mahkûm edildiler.[1]

Bunların hepsi şapka takmak istemediklerinden ve bunu da açıkça dile getirdiklerinden dolayı idam ediliyor veya yıllarca hapse mahkûm oluyorlar. Batsın böyle Cumhuriyet, batsın böyle Demokrasi, batsın böyle hürriyet, batsın böyle insan hakları, batsın böyle düşünce özgürlüğü. Nitekim batıyor zaten.

Istiklal Mahkemesi Istanbul’da da 28 kişinin tutuklanmasının ardından, 21 Aralık akşamı bir takım tutukluları da yanlarına alarak, Giresun’dan Istanbul’a hareket etti. Bu tutuklamaların gerekçesinde, Iskilipli Atıf Hocanın kitapçığını çoğaltmak ve dağıtmak da vardı. Bir risaleden dolayı tutuklama, işte demokrasi bu olsa gerek. Istanbul’da tutuklananlar arasında; Mısır gazeteleri muhabiri, bazı Türkçe gazetelerin Ingilizce mütercimi ve Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un damadı Ömer Rıza, Mahfel mecmuası sahibi Tahir’ül Mevlevi, Evkaf Müsteşar sabıkı Şevki ve Nuri Bey’ler de vardı.[2]

Ankara’ya gelen Istiklal Mahkemesi, 31 Aralık’tan itibaren görevine başladı.[3]

Kararını veren Mahkeme, Molla Ibrahim, Muhtar ve Bayraktar Hamdi, Müezzin Hafız Mehmet, Inşallah Maşallah lakaplı Ali ve Pekmezci Hüseyin’in idamlarına karar verdi. Bununla birlikte, Ismail oğlu Mahmut ve Müezzin Battal Mehmet’in de içlerinde bulunduğu on bir kişi on beşer sene hapse, eski Maraş Mebusu (Milletvekili) Hasib Bey’i on sene ve diğer bir sanığı üç sene hapse mahkûm etti.[4]

Bu toplu hareketlerin dışında, münferit tepkiler de olmuştur. Örneğin, Alaşehir’de ikamet eden Kazım, fesini çıkarması için yapılan uyarıyı dikkate almayıp kimlik tespiti için kendisini karakola götürmek isteyen jandarma yüzbaşısı, takım subayı ve yazıcı nefer ile tartışmış. Tartışma esnasında jandarma yüzbaşısını, takım subayını ve yazıcı neferi sustalı çakı ile bıçakladığı gerekçesiyle Dâhiliye Vekâleti’nin isteği üzerine 4 Kasım 1925 tarihinde Istiklal Mahkemesi’ne sevkine karar verilmiştir.[5] Halk artık canından bezmiştir.

 

**********

 

KAYNAKLAR:

[1] Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350-351.

Ayrıca bakınız: Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 20 Aralık 1925.

– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.

– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347.

[2] Cumhuriyet Gazetesi, 12 Aralık 1925, sayfa 1. Ve Hakikat Gazetesi, 14 Aralık 1925.

[3] Cumhuriyet Gazetesi, 25 Aralık 1925.

Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350, 351.

– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.

– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347, 348.

[4] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 350;

Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 352.

– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 157.

[5] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 016.69.1. Belge için Fotoğrafa bakınız.