VAZİYET, -ti a.
1. Konum: Arsanızın vaziyeti plana göre yeniden düzenlenecek.
2. Durum, hal: Vaziyetine bakılırsa iyi bir adama benziyor.
3. Vaziyet almak, bir olay ya da durum karşısında belli bir tavır takınmak: iş böyle gelişirse onların nasıl bir vaziyet alacaklarını bilmiyoruz; bir olay ya da duruma karşı çıkmak. || Vaziyet ne merkezde? "ne var, ne yok, durum nasıl” anlamında kullanılan kalıp söz (tkz.).
—Mim. ve Şehirc. Vaziyet planı,
KÜTLE PLANI'nın eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse