Arama


Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
8 Temmuz 2015       Mesaj #20
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Denizkızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip efsaneleşmiş düşsel inanışlardır.

Bu yarı insan yarı balık vücutlu insansıların efsaneleri milattan önce 5000 yılına kadar dayanır. Genel bir tanıya göre bu efsanelerin oluşumunda denizin eklerinin büyük etkisi olmuştur. Bu teoriyi destekleyecek bir örnek olarak Christopher Columbus’un yeni dünyaya yolculuğu sırasında deniz kızları gördüğünü ama çok çirkin olduklarını ve daha cazip olmalarını beklediğini söylemesi verilebilir.
Denizinekleri gibi büyük vücutlu deniz memelilerinin kolları, yavrularını bir beşikte gibi taşıyabilmeleri için evrim geçirmiş ve insan kollarına benzemiştir. Denizcilerin bu deniz memelilerini görüp doğaüstü yaratıklar olduklarını düşünmeleri oldukça mümkündür. Geleneksel denizkızı betimlemelerindeki akan uzun saçların ise denizineklerinin okyanus yüzeyine yakın yerlerde yüzerlerken kafalarına dolanan yosunlarının verdiği uzun saçlı görüntüsünden kaynaklandığı düşünülür. Denizkızı gördüğünü iddia edenlerin verdiği ortak bilgiler de yosun renkleriyle ve denizineklerinin özellikleriyle oldukça uygundur. Denizkızlarını konuşamayan, yeşil, siyah, kahve rengi veya sarı saçlı, balık kuyruklu, genelde okyanuslarda ve bazen de nehirlerde yüzen doğaüstü insansılar olarak tanımlarlar.
Bu doğaüstü yaratıkların görüldüğünü iddaa eden bir başka kayıt ise İngiliz denizci Henry Hudson’un günlüğüdür. Denizci, 15 Haziran 1608 tarihli günlüğünde, kuzey Rusya sahillerindeyken mürettebatın iki denizcinin anlattıklarına dayanarak denizkızını şöyle tarif eder: ‘’Göbeğinden üst tarafı, sırtı, kalçaları ve göğüsleri bir kadın gibi, vücudu ise normal insanın vücudu büyüklüğünde, sırtına kadar uzayan siyah saçları var, suya girdiğinde ise uskumrunun sırtını andıran çizgili vücudunun ucunda, yunus balığına benzeyen kuyruğu görülüyor.’’
Denizkızı hikayeleri neredeyse evrenseldir. Bilinen ilk denizkızı hikayesi M.Ö: 1000 yıllında Asurlularda görülmüştür. Suriye’de M.Ö. yaşamış Asur kraliçesiğ Semiramis’in annesi Atargatis ölümlü bir çobana aşık olan ölümsüz bir tanrıçadır. Fakat aşık olduğu genç çoban ölür ve o da bir balığa dönüşmek için bir göle atlar ama su, onun mükemmel vücudunu ve doğasını gizlemez, bunun yerine ona bir balık kuyruğu ve suda nefes alabilme yetkisi verir. İlk Atargatis betimlemeleri insan kafası ve bacakları olan bir balık şeklindedir. Orta Doğunun toplumlarının çoğunda balıkların kutsal sayılmasının nedeni de bu efsaneye dayandırılır.
Günümüzde denizkızları, masallarıyla, çizgi filmleriyle, oyuncaklarıyla ve hatta sinema filmleriyle toplum içinde canlılıklarını koruyor. Denizkızı masallarının en etkili ünlüsü, Hans Christian Andersen’in Küçük Denizkızı’dır. Bu masal Danimarka’nın Kopenhag limanındaki bronz denizkızı heykeliyle ölümsüzleşmiştir.


konya.net.tr
🌘 🚀