UCUZ sıf.
1. Fiyatı yüksek olmayan, benzerlerine göre daha düşük bir para karşılığında satın alınabilen bir şey için kullanılır: Bu kumaş oldukça ucuz. Ucuz bir ev aramak.
2. Saygınlığı, değeri olmayan bir kimse ya da bir şey ya da kolay ve zahmetsiz elde edilebilen bir şey için kullanılır: Ucuz bir insan. Başarmak için ucuz yöntemlere başvurmak. Ucuz mutluluklar peşinde koşmak.
3. Ucuz etin yahnisi yavan olur, ucuz alınan şeylerin değersizliğini vurgular. || Ucuz pahalı, fiyatına bakmadan.
♦ be.
1. Düşük bir fiyata: Ucuz almak, ucuz satmak.
2. (Bir şeyi) ucuz atlatmak, (bir şeyden) ucuz kurtulmak, zor bir durumdan az bir zararla kurtulmuş olmak.
♦ ucuza a. Ucuz bir fiyata: Kendim diktim, onun için çok ucuza geldi. Ucuza almak, ucuza satmak. Ucuza çıkmak.
Kaynak: Büyük Larousse