TAADDİ a. (ar. ’adüVden ta’addi). Esk.
1. Birinin hakkına ya da bir şeye saldırma: "Ne zaman bir tedib eli, yahut bir ta- addi pençesi bana doğru teveccüh etse..." (H. Z. Uşaklıgil).
2. Adaletsizlik, zulüm: "Ezkiyanın vefatında yerine geçen oğlu, zulm ve taaddi eder oldu" (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
3. Bir yerden başka yere geçme.
—Esk. dilbilg. Fiilin geçişli olması.
—Esk. mat. Taaddi hassa, iştiraki hassa, geçişlilik.
—isi. Şeriatın belirlediği sınırları aşma,
—isi. huk. Vedia sözleşmesinde emanet alanın, kira sözleşmesinde ise kiracının, mal sahibinin izin vermediği bir şeyi yapması.
Kaynak: Büyük Larousse