TAAKKUL a. (ar. ’akl'üan ta’akkul). Esk.
1. Anlama, kavrama: "Onu senin gibi idraki gevşek ve mahfaza-i mağzı nümune -nüma-i dünbelek olanlar taakkul û izan edemezlerse mazurdurlar" (Ebüzziya Tevfik).
2. Hatırlama, anımsama: "... müsellesat düsturlarından birer düstur olduğu yek nazarda taakkul ve teferrüs oluna madığı..." (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
Kaynak: Büyük Larousse