TAKRİR a. (ar. karârdan takriri)- Esk.
1. Bir yere yerleştirme, orada bulundurma.
2. Sağlamlaştırma, sabitleştirme.
3. Anlatma, anlatış: Hüsn-i takrir (amacı açıkça anlatma).
4. Anayas. huk. ÖNERGE' nin eşanlamlısı.
5. Takrir etmek, anlatmak, bir ders vermek: "Bu rüzgâr estiği vakit bilmem gençlere nasıl hissiyat takrir eder"(H. Z. Uşaklıgil).
6. Takrir vermek, önerge vermek; bir malı sattığını sözle belirtmek.
7. Takriri kelam, söyleme, anlatma, konuşma.
—isi. huk. Takriri nebiy, Peygamber'in kendisine inananların dinen yasak olmayan bir iş ya da davranışları karşısında susup bir şey söylememesi.
—Kur. tar. Osmanlılar’da sadrazamlık makamına resmi dairelerden gönderilen yazı. || Takriri âli, Osmanlılar'da padişaha sadrazam tarafından yazılan yazı. || Takriri şifahi, Osmanlı devletine patrikhaneden ve elçiliklerden imzasız olarak verilen takrir.
Kaynak: Büyük Larousse
—Med. huk. Bir taşınmaz sahibinin taşınmazını başkasına devrettiğine ilişkin irade açıklaması.