Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Temmuz 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  700x250979_haldun-taner_1.jpg
Gösterim: 547
Boyut:  48.1 KB
TANER (Haldun), türk öykü ve oyun yazarı (İstanbul 1915 - ay. y. 1986). Galatasaray lisesi'ni bitirdikten (1935) sonra bir süre (1935-1938) Heidelberg Üniversitesinde iktisat ve siyaset öğrenimi gördü. İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi alman filolojisi ve sanat tarihi bölümü'nü bitirerek (1950) bu fakültede sanat tarihi asistanı oldu (1952). Viyana'da (1954) Max Reinhardt tiyatro enstitüsü’nde öğrenim gördü; İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi'nde (1957), Dil ve tarih-coğrafya fakültesi tiyatro enstitüsü'nde (1960), Güzel sanatlar akademisi'nde (1970), Berlin'de (1980) kısa sürelerle tiyatro tarihi, dramaturgi dersleri verdi. Gazetelerde köşe yazıları, söyleşileri yayımlandı (Tercüman [1952-1960], Milliyet [1974-1986]). Bu tür yazıları şu yapıtlarında derlenmiştir: Devekuşuna mektuplar (1960), Hak dostum diye başlayım söze (1978),Û/ür ise ten ölür canlar ölesi değil (1979), Düşsem yollara yollara (1979), Çok güzelsin gitme dur (1983), Berlin mektupları (1984), Koyma akıl oyma akıl (1985). Öykü ve oyunları, yaşadığı çevreye ilişkin gözlemlerini yergili bir anlatımla sergiler, ilk öyküleri (Yaşasın demokrasi, 1949; Şişhaneye yağmur yağıyordu, 1953, New York Herald Tri- bune'ün düzenlediği öykü yarışmasında Türkiye birinciliği), büyük kentin varlıklı çevrelerinden kişilerin ve onlar gibi olmayan özenenlerin çıkarlarına düşkünlüklerini, kadın-erkek ilişkilerindeki sakatlıkları konu ediniyordu; bu çevrelere yakın, ama hakkı yenmiş, kenara itilmiş insanların, idealist aydınların, dürüst halk adamlarının karşı karşıya olduğu güçlükleri serbest ve eğlenceli bir söyleşi havasında ortaya koyuyordu. Zamanla öncü öykücülerin anlatım tekniklerinden daha çok beslenerek, serbest çağrışımlardan yararlanarak aydınların, sanatçıların dünyasındaki tutarsızlıklara yergiler yöneltti; haksızlıklara uğrayan küçük insanların dertlerine duyarlıklı bir gülmeceyle yaklaştı (Ayışığında çalışkur, 1954; On ikiye bir var, 1954, Atlantis yayınevi'nin düzenlediği yarışmada "Zaman üstüne hikâyeler" ödülü, Sait Faik armağanı; Konçinalar, 1967; Sancho' nun sabah yürüyüşü, 1969, Bordighera Avrupa mizah festivali öykü ödülü; Yalıda sabah, 1983, Sedat Simavi edebiyat ödülü). 1949'da yazdığı ve çok partili yönetime geçiş döneminin siyasal yaşamını ele alan, siyasette kişisel çıkarların ne kadar etkin olduğunu gösteren Günün adamı oyunu, İstanbul Şehir tiyatroları'nda provaları başladıktan sonra belediye başkanının emriyle yasaklanmıştı. Uzunca bir süre sonra, bazıları öykülerindeki kişileri ve olayları sahneye aktaran oyunlar kaleme almaya koyuldu: Dışardakiler (1957), Ve değirmen dönerdi (1958), Fazilet eczanesi (1960), Lütfen dokunmayın (1961), Huzur çıkmazı (1962). Bu ilk oyunlar sahnede gerçek dünyanın tam benzerini canlandıran alışılmış tiyatro anlayışını sürdürüyordu. Bir yandan Brecht'in epik tiyatro anlayışı, öte yandan yanılsamacı tiyatronun birtakım özelliklerini taşıyan geleneksel türk temaşası, ikinci dönemdeki oyunlarını (Atıf Yılmaz'ın filme de aldığı Keşanlı Ali destanı, 1964; Eşeğin gölgesi, 1965; Zilli Zarife, 1966) büyük ölçüde besledi. Bu yoldaki yapıtlarından Sersem kocanın kurnaz karısı (1971, TDK ödülü) Tanzimat’tan beri batının bir kopyası olarak gelişen türk tiyatrosunun meddah, karagöz, ortaoyunu geleneğinden beslenen yerli temele oturtulabilmesinin koşullarını tartışıyordu. 1962'de Bu şehri Stanbul ki adlı yapıtıyla Türkiye’de kabare tiyatrosunun ilk örneğini veren yazar 1967’de Devekuşu kabare tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Bu türdeki Vatan kurtaran Şaban (1967), Astronot Niyazi (1970, Sanatsevenler derneği en iyi yerli oyun yazarı ödülü), Aşk u sevda (1972) gibi yapıtları güncel olayları, yerel tipleri kabare sahnesine aktardı.

Kaynak: Büyük Larousse