Arama

Telkin Nedir? - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
3 Ağustos 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
TELKİN a. (ar. lakn, anlama, kavrama' dan telkin).
1. Bir düşünceyi, bir duyguyu bir kimseye sözle aşılama, onu o kimsenin belleğine yerleştirme.
2. Bir kimseye, bir şeyi telkin etmek, bir düşünceyi, bir duyguyu bir kimsenin zihnine yerleştirmek, aşılamak: Çocuklara, bu tür düşünceleri kim telkin ediyor?

—Eğit. Telkinle eğitim, bulgar psikoterapicisi Georgi Lozanof tarafından uygulamaya konulan pedagojik yaklaşım. (Kişinin ruhsal birikimlerini geliştirmek ve bir fizyolojik gevşeme yaratmak için olumlu etkilerin gerektiği gibi uygulanmasını öngörür. Yöntem, özellikle erişkinlere yabancı dil öğretmek amacıyla geliştirilmiştir.)

—İsi. Ölüyü gömdükten sonra birinin mezar başında durarak kabir sorgusunun kolay geçmesi niyetiyle dua okuması. (Bk. ansikl. böl.)

—isi. huk. Telkini rücu, zina suçu işlendiğini mahkemede açıklayan kimseye hâkimin, bu beyanından vazgeçmesi için üstü kapalı bir biçimde telkinde bulunması.

—Psik. ve Ruhbil. Bir kişinin, bir başkasının duygularını ya da davranışını konuşma yoluyla etkileyebildiği inancına dayanan ruhsal teknik. (Hipnoz telkine dayanır ve tedavi amacıyla kullanıldığında, telt»Wıt kemerler kinin hastalık belirtilerini engelleyecek ka- XIX. yy. dar güçlü olmasını bekler.) || Telkine yat- Etnografya müzesi, Ankara kinlik, bireyi her türlü telkine kolayca kapılmaya ve uymaya götüren ruhsal eğilim. (Düşünce bulanıklığı, zekâ geriliği ve bunamada görülür.)

—ANSİKL. Ölü gömüldükten sonra mezar başından hemen aynlmayıp bir süre beklemek, Kuran okuyup ölünün ruhuna bağışlamak ve ölü için Tanrıdan bağış dilemek Hz. Muhammet'in bir öğüdüdür Ölü gömüldükten sonra Yasin ve Mülk sureleriye ihlas, Felak, Nas ve Fatiha sureleri okunur. Daha sonra bir müslüman ayağa kalkar; ölüye adıyla seslenerek telkin sözlerini okur. Bu sözlerde sorgu meleğinin “Tannn kirrf? Peygamberin, kim? Dinin nedir?" gibi sorulanna ölünün vermesi gereken yanıtlar sıralanır.
Hz. Muhammet döneminde böyle bir uygulama yoktu. Bu nedenle bazı din bil ginleri böylesi uygulamaya, bidat (sonradan uydurulmuş) olduğunu belirterek karşı çıkmışlardır.

Kaynak: Büyük Larousse