AKSİLİK, 1. Huysuzluk, geçimsizlik, hırçınlık:
Yine aksiliğe başladın. Aksiliğiyle hayatı çekilmez iple getirmek. Bugün bütün aksiliği üstünde. Aksiliği tutmak 2. Beklenmeyen, sitenmeyen; birtakım gecikmelere olumsuzluklara yol açan durum;
Bugün hiçbir iş yapmadan koşuşturdum, aksilik aksilik üstüne geldi. Aksilikten yakasın kurtaramamak. 3. Aksilik etmek, huysuz, geçimsiz, hırçın davranmak; güçlük çıkarmak:
Şoför aksilik edip bizi yarı yolda indirdi. Kaynak: Büyük Larousse