TURNER (Joseph Mallord Wiliam), İngiliz ressam (Londra 1775-ay y.
1051). Her geçen gün daha da ünlenen sanatçının resim anlayışı klasikçilikten romantizme doğru gelişme gösterdi; sonunda, soyut lesmi çağrıştıracak derecede gerçeği yansıtmaktan uzaklaştı. Yapıtları hem sona ermekte olan XVIII. yy.'a özgü yücoltmeci estetiğin, hem de maddi dünya karşısında büyülenişin ürünüdür. Londralı bir berberin oğlu olan Turner, hakten itibaren mimari desen ve topögıafya görünümlerinin ustası Ttıornas Malton’un yanında öğrenim görmeye başladı; bu arada, Royal Academy okullarına da gidip geliyordu. Dr. Monro'nun özel akademisinde, Girtin ile biıliklo Cozens’in suluboyalarını kopya etli; bu yapıtlarda gördüğü hava değişimlerini titizce yansıtma duyarlığı, üslubunu topografyaya çok sıkı bir bağlılıkta ı kurtardı. Bu ye işr ıe dönemi ilk yağlıboya tablolarını sergilemesi’ birlikte (Denizde balıkçılar,
1796'da Fıcyal Academy'de; bugün Tate Gallery'de) 1796 -97'ye doğru sona erdi. Bu alanda, kendisinden hemen öı;ce gelen manzara ressamlarını (J. Vernet, ft. VVİlson, J. Wright, Loutherbourg) aşmak ve eski ustalarla (XVII. yy. hollanda ressamları: J. Van Ruysdaöl, Van de Veldeler, Rembrandt; İtalyanjar: Tiziano, S. Rosa; Fransızlar: Poussin, Claude Lorrain, daha sonra da VVatteau) boy ölçüşmek gibi çifte bir amacı vardı. Tarihsel manzara resimlerinin ilki olan Mısır'ın beşinci felaketi
(1800, india- napolis Museum of Art) sonradan koruyucularının biri olacak William Beckford (Turner, sir hichard Colt I foare, bankacı Samuel Dobree, Wolter Fawkes ve onu PetvvortlYtaki [Sussex] malikanesinde konuk eden [özellikle 1^27-1837] arasında) Egremont kontu gibi kişilerden de yardım gördü) tarafından satın alındı. Kont, göller bölgesi, VVİglıt adası, VVales'te Caernarvon Caslle, sulujoya, özel kol.) inceleme gezileri yaptı. 1802'de, Amieııs barışı şırasında, Fransa v î loviçre'ye ğitli (geri döndükten sonra atölyesinde tamamladığı. görkemli suluboya Alp manzaraları) ve Napolöon'un Pbris'te oluşturduğu müzeyi ziyaret ederek eski resim ustaları üzerine bilgisini tamamladı.
Sanat yaşa; tının ilk bölümünde Claude Lorrain'in (dcJıa sonra tıpkı onun gibi bir Liber studio, un [1807-1819] gerçekleştirdi) etkisi ağır basar: düzenlemelerdeki klasikçilik (Mâcon'da bağbozumu şenlikleri, 1803, Art Gallery, Slıeflield), görünümlere şiirsel bir nitelik kazandırma (Twickenham'da Pope'un villası, '1808, özel kel.). Ancak bu elki, Ch. Blarcın da kabul elliği gibi, Turtıer’in tarz ve konularında şaşırtıcı bir çeşitliliğe ulaşmasını ongelleınez (Tralalgar muharebesi, 1808, Tate Gallery; Şalgamların sökülmesi, 1809, ay. y). Alpler'i geçen Aıınibal ve ordusu'nda (ay. y.) 1012'den itibaren başlamış dan manzarıııın maddeden arındırılması eğilimi, sanatçının ikinci döneminde daf ra ;ia pekişmiştir. Meslek yaşamındaki döne meç, İtalya'ya yaptığı ilk yolculuktur (Roma, Paestum, Venedik, 1819-20). Bu yolculuktan sonra coşkusu geçici olarak düş gücünü frenlemiş gibidir. Turner 1821 -1825 arasında yalnızca üç yağlıboya tablo sergilemiştir: 1822'de Beğendiğiniz gibi (Shakespeare ve Watteau'ya çifte bir saygı gösterisi; özel kol.), 1823'to Baiao koyu (Tate Gallery), 1825'te de Dieppe kalesi (Frick Coll., New York). Bu tarihe doğru gerçekleştirdiği, sisli havada doğan ya da batan güneşi betimleyen bir dizi etüdü sanatçının neye ilgi duyduğunu ortaya koyar. Turner, deniz manzaraları (VVİglıt adasında, mimar J. Nash'ın evi dolaylarında tekne yarıştan), doğal afetler, fırtınalar çığların yanı sıra tarihsel ve mitolojik konulu yapıtlar (Polypheınos ile alay eden Odysseus, 1829, National Gallery, Londra) gerçekleştirmiştir. Ancak, bütün bu çalışmalarda ışık her zaman için temel öğe olmuştur (Parlamento yangını, 1835, Cloveland müzesi). Belli belirsiz, silik görünümlerine rağmen temelde görsel birer araştırma niteliği taşıyan suluboya.., :.ıdan farklı olarak tabloları, simgeci yanı ağır Dusan bir tinsellik payı içerirler (Son demir alışında yedeğe alınp çekilen "Tömöraire", 1830, National Gallery). 1840'tan başlayarak, Turner'ün üslubunda katı ve sıvı arasındaki ayrım ortadan kalktı (Yağmur, buhar, hız, 1844, National Gallery). Ressam, Goetlıo’nin kuramlarının renk öğesinde var olduğunu kabul ediği heyecan verici gücü tablolarında yansıtmaya çalıştı. Tufan akşamı gölgeler ve karanlıklar ve Işık ve renk (1843, Tate Gallery) adlı tablolarını Goethe'ye bir saygı belirtisi olarak gerçekleştirmiştir. Devinimli bir yapıyla dec.teklenen bu renk dinamiği (Güneşle ayakla duran melek, 1846, ay. y.), hemen hemen enformel nitelikte etütlerle sonuçlandı (Doğan güneş, iki burun arasında bir gemi, 1845'e doğr., ay. y.).
Yağlıboya tabloların yanı sıra, Turner çok sayıda suluboya ve desen gerçekleştirmiştir: tasarılarını ve gezilerini anlatan defterler; ilki 1811 tarihini taşıyan ve Pic- turesques
V/e»s in Englaııd and Wales
ile (1827-1838) doruğuna ulaşan gravür dizileri için hazırlanmış taslaklar; W. Scott, Milton, Samuel Rogers, Thomas Campbell gibi yazarlar için kitap resimlemoleri. 1802'de Royal Academy'ye kabul edildi, 1807-1828 arasında burada ders verdi. Tuval, taslak, suluboya ve desenlerini National Gallery'ye bağışladı (bu çalışmaları için daha 1804'te özel bir galeri yaptırmıştı). Bugün yapıtları, National Gallery, Talo Gc ,ltry ve British Museum (kâğıt üzerine yapıtlar) arasında paylaşılmıştır; yakın bir tarihte Londra'da bir Turner müzesi açılacaktır. Turner, modern ustalar içinde, en büyük etkiyi yapmış olan sanatçıdır (eleştirmen Ruskin bunu tahmin etmişti)' etkisi, G. Moreau, Monet, Signac gibi ressamların yanı sıra Delacroix'dan Matisse'e, VVhistler'dan Fautrier'ye kadar yayılmış, Proust ve Debussy aracılığıyla edebiyat ve müziğe de yansımıştır.
Kaynak: Büyük Larousse