ŞAKIRDAMAK gçz. f. (yansıma söze).
1. Şakırtı çıkarmak: Derenin bu bölümünde sular şakırdayarak akıyordu
2. Yağmurdan söz ederken, şiddetli ve ses çıkararak yağmak: Dışarda şakırdayan yağmurun sesini dinlemek.
şakırdatmak ettirg. f. Şeyleri şakırdat mak, birbirlerine değdirerek şakırtı çıkartmak: Paraları şakırdatmak. Parmaklarını şakırdatmak.
Kaynak: Büyük Larousse