ŞEVKET, -ti a. (ar. şevket). Esk.
1. Padişahların ululuğu, yüceliği: "O zamanlar altı yüz senelik şan ve şevketin azameti altında ezilen devleti, halkı, payitahtı Anadolu barika-i dehasile kurtarmak istidadını gösteriyordu" (Samipaşazade Sezai, XIX. yy.).
2. Şevket ve iclal ile, şevket ve ikbal ile, şerefle, itibarla. || Şevket -makrun, şevket-masir, hükümdarla ilgili; muazzam, harikulade. || Şevket-meab - || Şevket-penah - ŞEVKET- penah. || Şevket-vaye, padişaha ait.
—Esk. bot. Şevket-ül-yahud, salepgillerden, tekçenekli ve çiçeklerinin zarifliğiyle ünlü bir bitki.
Kaynak: Büyük Larousse